right here • yoonnie + taelice ✔

rh ✘ 2.0 "jennie and yoongi."

yo voy, zion & lennox.

•

Abim için çok fazla endişelenmiştik. Çok fazla.

Onu hemen eve getirip pansuman yapmıştık yarasına. Jennie ile birlikte eve gelsek de, Taehyung arabasıyla okuldan çıktığından beridir görünmemişti kimseye. Neyse ki abimin durumu daha iyiydi, annemlere de gizli bir şekilde bahsettiğimde babam Jongin'e dava açacağını söylemişti. Garip olan ise, abim bunu istememiş ve bu olayın unutulmasını istemişti sadece. Babam da çok zorlamadan onu onaylamıştı zaten.

Şimdi ise, yeni bir güne duşa girerek başlamıştım. Bugün Taehyung'un doğum günü partisi vardı, davetlilet falan olmayacaktı sanırım. Şirketin ortakları arasında olurdu belki de.

Yine de ailesi özen göstererek arka bahçelerini süsletiyordular.

Duştan çıktığımda aklım Jennie'de kalmıştı, dün abim uyuyana kadar burada beklemişti ve daha sonra da geç saatte onu abimin arabasıyla evine bırakmıştım. Fazlaca üzülmüş ve korkmuştu.

Bornozumu üzerime sararak telefonumu elime aldım ve kişiler kısmından Jennie'ye tıkladım. Telefon çaldığından sadece birkaç saniye sonra cevaplanmıştı.

"Lalisa, günaydın. Bir sorun yok değil mi?"

"Hayır, hayır. Yok bir şey, ben seni merak ettim. Nasıl oldun?"

"Ah, iyiyim ben. Çoktan uyandım ve hazırlandım. Ev karışıyor, onlara bakacağım biraz. Sonra da hazırlanırım."

"Güzel öyleyse, ben de Yoongi'ye baktıktan sonra alışverişe çıkacağım. Ailecek bir hediye vereceğiz zaten ama ayrı olarak Taehyung'a daha farklı bir şey almak istiyorum."

Kıkırtısını duydum, sonra da düşünceli bir mırıltı bıraktı ve "Takılara bayılır, Lalisa. Belki biliyorsundur, ama her şeyin en kalitelisi olmalı yoksa kullanmaz." gülerek dediği bu şeye sadece tebessüm ettim. Öyleydi, kalitesiz hiçbir şey almazdı.

"Biliyorum, sanırım en kalitelisinden bir hediye alacağım ona. Sonra yine ararım o zaman, görüşürüz."

Ayni şekilde karşılık aldığımda telefonu kapatarak tekrar masanın üzerine bıraktım. Üzerimi giyinip çıkmam gerekiyordu.

Dolaptan bol bir kot pantolon ve üzerine yeşil renginde bir sweatshirt çıkardım, onları üzerime geçirdikten sonra hızlıca taradığım nemli saçlarıma üzerimdekinin renginde bir bere geçirmiş, daha sonra da spor ayakkabılarımı giyinmiştim.

Evden çıktığımda beni bekleyen şöförü umursamadan garajda duran abimin arabalarından birine bindim ve arabayı çalıştırdım. Ondan izinsiz arabalarını kullanmama sinirlenmiyordu, ehliyetini almadan önce o da babamın arabalarını kaçırırdı. Bu yüzden beni anladığını söylüyordu sürekli.

En yakında olan lüks alışveriş merkezine ulaştığımda arabayı park yerine park ettim ve binaya doğru adımladım. Burada en ünlü ve pahalı markaların mağazaları bulunurdu. Taehyung'da marka şeyler giyiniyordu ve bu yüzden burası en iyi seçimimdi.

•

Aynada kendimi heyecanlı bir şekilde süzerken bir yandan da takılarıma bakınıyordum, neyi takacağıma karar verememiştim.

Üzerime biraz bol gelen beyaz saten elbise güzel duruyordu. Ellerime geçirdiğim desenli eldivenler ve elbisemi tamamlayan siyah ceketle cidden iyi görünüyordum. Ayakkabı olarak da uzun uğraşlar sonucu siyah düz topuklu bir şey seçmiştim.

Düzleştirip iki yandan ayırdığım sarı saçlarım ve yüzüme yaptığım doğal makyajla kendimi beğenmiştim. Hoş görünüyordum.

"Lalisa, hadi."