rh ✘ 1.4 "home."

2.5K 140 13
                                    

on my own, darci.

Hesabın bir kısmını ödeyip çantamı da elime aldıktan sonra arkadaşlarımla vedalaşmış ve oturduğumuz restoranı terk etmiştim. Soğuk rüzgâr yüzüme çarparak saçlarımı dağıtırken gözlerimi kısarak taksi bakınmaya koyuldum. Hava kararmıştı ve bu yüzden de fazla soğuk olmuştu. Çabuk üşüyen ve asla soğuk havayı sevmeyen biriydim.

"Tanrım, taksi numarası da bilmiyorum ki."

Çatık kaşlarla kendi kendime mırıldanırken bileğime dolanan elle irkilmiş, ağzımdan ufak bir çığlık kaçmasına engel olamamıştım.

Başımı kaldırarak baktığımda Yoongi'yi görmem şaşırtmıştı. Bu saatte evinde ve hatta odasına kapanıp yatağında saatler geçirmesi gerekmiyor muydu?

"Ne arıyorsun burada?"

Sert çıkan sesi ayrı bir yandan şaşırtmıştı.

"Arkadaşlarımla buluştuk. Ya sen?"

Gözlerini yüzümden çekerek üzerimde kısaca göz gezdirirken yaptığım tek şey onu dikizlemekti. Duraksayıp dudaklarını ıslattıktan sonra "Buralardan geçiyordum işte." diye cevapladı sorumu.

Pek inandırıcı gelmese de başımı sallayarak onayladım. Hâlâ bileğime sarılı olan eliyle beni nazik bir şekilde çekiştirmeye başladığında havalanan kaşlarımla birlikte yüzüne baktım. "Eve götüreceğim seni."

Dediği rahatlamamı sağlarken bir şey demeden önüme dönmüş, onu takip etmiştim. Arabasına ulaştığımızda dolanarak kapıyı açıp koltuğa oturmamı bekledikten sonra sürücü koltuğuna geçti ve ardından arabayı çalıştırarak odağını yola verdi.

Yoongi'yle o parti gününden sonra hiç konuşmamıştık ve kavganın neden olduğuna dair bazı sorularım vardı. Cevaplayacağını sanmasam da, sormak istiyordum. Beni de ilgilendiren bir şeydi.

"Yoongi, Jongin ile olan son kavganızın sebebi neydi?"

Yüzüne döndüğümde odağını hâlâ bozmasa da, kaşlarının havalandığını ve çenesinin kasıldığını görmüştüm.

Ne kadar da sinirli bir yapısı vardı.

"Bana ne dedi biliyor musun?"

Göründüğünün aksine sakince konuştuğunda merakla ona bakmaya devam ettim.

"Ya Jennie ile olan ilişkini bitirirsin ya da sizi tüm kasabaya rezil ederim."

Dudaklarım aralanıp gözlerim büyürken yerimden doğruldum şaşkınlıkla.

"Bu ne demek oluyor?"

"Onunla aranda bir şey mi var?"

Konuşmamdan hemen sonra ani bir şekilde bakışları yüzüme dönerek tam da beklediğim gibi yüksek sesle konuşmasıyla irkildim. Kaşlarım onun gibi çatıldığında bana ettiği imayı düşünüyordum.

Nasıl böyle düşünebilirdi?

"Saçmalıyorsun, öyle bir şey yok."

Gözlerini bir an bile olsun gözlerimden ayırmadan dikkatle baktığı sırada korkmuştum. "Önüne dön lütfen, bir kaza çıkmasını istemiyorum."

Sakince çıkan sesime karşı önüne döndüğünde gözlerimi ondan çekerek cama baktım. Tedirgin etmişti beni. Tanrım, bana asla güvenmiyordu. Hiçbir zaman güvenmemişti belki de.

Kötü hissettirmişti, oldukça.

Gözlerimin en ufak şey için bile dolmasına lanetler ederken sesimin düzgün çıkması için hafif bir sesle boğazımı temizlemiş ve yüzüne bakmıştım.

right here • yoonnie + taelice ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin