31.

1.5K 125 35
                                    

| Seoul, Korea.
Jennie,

Nemli saçlarımı saç kurutma makinesi ile gelişigüzel kuruturken bile aklımdaydı. Neden bu kadar çok düşünüyordum bilmiyordum, neden sürekli aklımdaydı? Yanımdan ayrılsa aklımdan ayrılmıyordu, bıktığımı hissediyordum.

Ara vermek isteyen kendimdim, şimdi ne diye acı çeken yine ben oluyorum?

O ne haltlar yiyor peki?

Burnumu ufak bir sesle çekip, yeniden ıslanan gözlerimi kuruladıktan sonra yatağın ucuna bıraktım bedenimi.

Ona ait olan her şeyden nefret ediyordum, onunla ilgili olan her şeyden nefret ediyordum.

Neden hâlâ onu düşünüyorum o zaman? Tamamen benliğimi alıp götürüyordu benim. Aklımı kendinde bırakıyordu, nasıl yapıyordu?

Göz yaşlarım yeniden tüm yanaklarımı ıslatırken hıçkırışlarıma da engel olamayarak ellerimi başıma götürdüm.

Rahatsız hissediyordum, ondan ayrılsam bile aklımı ondan alamıyordum. Çıldıracak gibi hissediyordum.

"Nasıl nefret ettiğim halde sevebiliyorum anlamıyorum," başımı eğerek kendi kendime mırıltılarımı odaya bırakırken artık evdekilerin bu durumuma alıştıklarını biliyordum.

Sadece durgun ve biraz da depresyona girmiş gibi hissediyordum.

"Jennie, yetersene artık!" Annemin her gün duymaya bıktığım sesi çınladı yine kulaklarımda.

Bunun yüzünde ağlamam daha da şiddetlenirken neredeyse kıpkırmızı olmuş gözlerimi anneme diktim.

"Tanrım, haline bak." Kapının yanında dikilen bedeni dehşet bakışlarıyla beraber bana yaklaşırken dudaklarım büzüldü.

"Kendine gelmeyi düşünüyor musun? Ne bu halin? Ayrılmak isteyen kendindin Jennie, madem bu kadar üzülecektin ne diye tartıştın onunla?"

Beni anladığını düşünmüyordum tabii ki. Ne diye tartıştın onunla? Tek dedikleri buydu.

"Yalnız bırak beni." Burnumu çekerek yatağın ucundan ayaklandım ve üzerime bir şeyler geçirmek adına dolabıma doğru ilerledim.

Belki biraz kendime gelirim diye duş almıştım ancak giyinmeye dahi hâlim yoktu.

"Bak, eğer bu böyle devam edecekse ona haber vereceğim."

Annemin dediğine karşı gözlerim bir karış açılırken hızla ona döndüm.

Ne diye karışıyordu?

"Sakın, sakın öyle bir şey yapmayacaksın anne."

Annemin de kaşları çatılırken bana doğru birkaç adım attı ve "Bu böyle devam edecekse yaparım Jennie." dedi kararlı sesiyle.

"Yapmanı istemiyorum, bana karışma. Bana ve benim ilişkime karışma anne. O benimle ilgilenmiyordu bile, neyim olup olmadığını sormuyordu. Hiçbir şey bilmiyorsunuz siz!"

Hırsla tüm bunları söylerken bir yandan da abimin geldiğini görmüştüm.

Göz yaşlarım yeniden yüzümü ıslatırken parmaklarımı saçlarımdan geçirerek ikisine de sırtımı döndüm.

"Hiçbir şey bilmiyorsunuz," kendi kendime mırıldanırken ıslak gözlerimi camdan dışarı çevirmiştim.

Ne yapacağımı ben bile bilmezken ne diye işime burunlarını sokuyordular anlamıyordum.

"İsyan etmekte geç kalmışsın sanırım."

Abimin bu dediğine kaşlarım çatılırken camdan yansıması görünen Yoongi çarptı gözüme.

right here • yoonnie + taelice ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin