right here • yoonnie + taelice ✔

rh ✘ 0.2 "school"

i want to, rosenfeld.

❦

Gözlüğümü yanaklarıma değecek şekilde indirdiğim sırada siyah filmle kaplı camdan dışarısına baktım. Dün geceden sonra insanlar fazla uçacağını bildiğimden hazırlıklı gelmiştim her şeye. Kim Taehyung, en yakın arkadaşı olan abimle birlikte okulun bahçesindeki bankta otururken gözlerimi üzerinde gezdirmekten çekinmedim. Yakışıklıydı, varlıklıydı ve iyi sevişiyordu.

Bunlar benim söylediklerim değildi fakat aksini iddia etmiyordum. Bunları söyleyenlerin hepsi okulumuzdandı. Yatıp kalkmadığı kız bırakmayarak hakkında böyle şeylerin söylenmesini sağlamıştı Kim Taehyung.

Taehyung, gerektiğinde çok fazla nefret alıyordu. Çok fazla hakaret alıyordu. Gerek Ailesinden, gerek okuldakilerden.

Evet, onun o salak şeye bağımlı olmasını ben de istemezdim. Hatta onun düzelmesi için elimden gelen her şeyi yapıyordum. Ama bir sonuca varamıyorduk. Tutunmuyordu kanatlarına, veyahut hiç o maddeden kurtulmak istemiyordu.

"Şunlara bak, ellerine koz geçti. Köpek gibi saldırırlar şimdi."

Yanımdaki bulunan Jennie'ye dönüp mırıldandığımda kendisi de camdan dışarısına gönderdiği bakışlarıyla onayladı beni.

"Öyle olmalı."

Şöför durduğunda ikimiz de ona ufak bir teşekkür ettik ve arabadan inerek bizimkilerin yanına adımladık. Abim benden önce çıkıp spora uğramış, oradan da buraya gelmişti. Bu nedenle saçı başı dağınık ve hafif nemli görünüyordu.

Taehyung ise fena görünüyordu. Neden geldiğini anlayamıyordum. Önünde bir yol vardı ve resmen yürümüyordu. Gerçekten berbat göz altı torbaları olsa da çekiciliğinden ödün vermezdi.

Ondan umudumu kesmeyerek duygu dolu bakışlarımı yüzüne gönderdim. Kendisi de bana dönmüş, beni süzmüştü. Ona gönderdiğim duygulu bakışların aksine hoşnut bakışlarla.

"Kötü görünüyorsunuz, ikiniz de."

Yanlarına ulaştığımızda mırıldandım. Abim ters bakış atıp tekrar önüne döndüğünde Taehyung'dan erkeksi bir kıkırtı kazanmıştım.

"Yakışıklıyım ama değil mi?"

Her şeyi ironiye almasına karşı göz devirdiğim sırada Jennie de dayanamamış olacak ki bıkkınca bir nefes bıraktı.

"Abi, sana yiyecek bir şeyler almamı ister misin?"

Taehyung kolunu Jennie'nin omzuna atarak yanına oturttuğunda gülümsemiş ve saçlarını dağıtmıştı kardeşinin.

"Benim akıllı Kız Kardeşim. Gerek yok, gidip bir kaç tur atacağım."

Yerinden ayaklandığında aynı zamanda üzerindeki deri ceketi çıkartıp abime uzattı. "Arabaya atabilir misin hayâtım?"

Taehyung'un dediğine kıkırdarken göz devirdim. Bakışları bana döndüğünde dilini dudaklarında gezdirerek başı ile içerisini işaret etti. Kendisi okulun havuzuna gidiyordu ve benim de peşinden gitmemi istiyordu.

Sırıtmayı bırakarak ciddi bir ifade aldığında hafif bir sesle boğazımı temizleyerek başımı ayakkabılarıma eğdim.

Abim elindeki ceketi Taehyung'un kalktığı yere fırlattıktan sonra kendisi de ayaklandı. "Siktir git, torbacı pezevenk."