rh ✘ 0.4 "sad girl."

3.2K 175 54
                                    

over, honors

Zil sesi tüm okulda yankılandığında oturduğum sandalyede dik bir konuma gelerek etrafa bakındım.

Öğretmen çıkmadan önce bana gülümsemesini gönderirken, "Jennie, bunları öğretmenler odasına götürmemde bana yardımcı olur musun?" diye sordu.

Ne kadar üşensem de başımı sallayarak kabul ettim. Birini reddettiğim de pek fazla olmamıştı zaten. Annem sürekli güler kız olmamı, saygılı davranmamı istiyordu. Ben de aksini yapamıyordum tabii ki.

Yerimden ayaklanarak Bayan Soo'nun elindeki kutulardan birini aldım ve peşinden ilerleyerek sınıftan çıktım. Koridorda yankılanan gürültüler yüzümü buruşturmama neden olurken gözüme çarpan beden ile kaşlarım çatılmış ve dudaklarım aralanmıştı.

Min Yoongi ağır adımlarla yanıma yaklaşırken yüzündeki sinirli ifadeyi görebiliyordum. Daha demin ona sinirlendiğim için onu ekmiş, dediği müzik odasına gitmek yerine derse girmiştim.

Kasılan çenesi ve çatık kaşlar ile yüzüme bakmaya devam ettiğinde bir anlığına gözlerimi ondan çekmiş ve yutkunmuştum.

"Jennie, bana verebilirsin. Teşekkürler hayatım."

Bayan Soo, elimdeki kutuyu aldığında gülümseyerek kısa bir baş selamı vermiş, ardından arkamda kalan bedene dönmüştüm. Direkt bileğimden yakaladı ve yüzüme doğru tıslarcasına konuştu.

"Dediğim yere gel, yoksa gelip ben seni alacağım."

Bileğimdeki elleri fazlasıyla sıkılaştığından acıdan buruşturduğum yüzümle başımı kaldırdım ve yüzüne baktım. Tehditkâr duruyordu.

Bileğimi bıraktı ve merdivenlere ilerledi. Müzik odası son kattaydı ve eski olduğu için orasını kullanan yoktu. Biz de her zaman orada görüşürdük.

Sırtında kalan bakışlarımı yutkunarak ondan uzaklaştırırken etrafa kısaca bir bakış atmış ve dudaklarımı gergince ıslatarak saçlarımı kulağımın arkasında birleştirmiştim.

Yoongi'den hemen sonra benim de adımlarım merdivenleri bulduğunda eteklerimin uçlarından tutarak biraz aşağı çekiştirdim.

Boş koridora geldiğimde karanlık olması da işime geliyordu. Adım seslerim yankılanırken müzik odasının kapısı açık duruyordu.

Ağır bir şekilde adımlarımı oraya yönlendirirken yüzümdeki korkmuş ifadeyi silemiyordum.

Açık duran kapıya ulaştığımda içerisinde kısaca göz gezdirdim. Yoongi'yi öğretmen masasına yaslı ve gergince gömleğini çekiştirirken bulmuştum.

Adımlarım hızlanırken merakla çatılan kaşlarımı umursamadan tam karşısında durdum. "Yoongi, bir sorun mu var?"

Fısıltıyla sorduğumda gözlerini gözlerime dikmişti. Açılan bacak arasında yerimi alırken ellerimden birini omzuna atarak daha yakın durdum ona. "Cevap verir misin?"

Dilini dudaklarına sürterek derin bir nefes bırakmasıyla yüzüme vuran nefes sayesinde dudaklarım kıvrılmış, yüzümde memnun bir ifade oluşmuştu.

"Annem ve babam şirket ortaklarının kızıyla tanışmam için bir akşam yemeği düzenlemiş."

Kaşlarım çatılırken ciddi bir ifadeye bürünüp yüzüne bakmaya devam ettim. Ne demekti bu?

"Şirket ortaklarının kızları ben, Jisoo ve Chaeyoung olmuyor muyuz?"

Bakışları, aramızda mesafe bile olmayan yüzümde dolaşırken bir elini belime atmış ve mümkünmüşçesine bedenlerimizi daha fazla birleştirmişti.

right here • yoonnie + taelice ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin