76. Tuzak

99 13 4
                                    


Tuğkan'ın toplantı odasına yeni ekip arkadaşımız olarak girmesiyle beraber herkesin yüzü bir tuhaf olmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Tuğkan'ın toplantı odasına yeni ekip arkadaşımız olarak girmesiyle beraber herkesin yüzü bir tuhaf olmuştu. Özellikle de Nehir o an yer yarılsa da yerin dibine girsem düşüncesinde olduğunu anlayabiliyordum. Resmen kaçacak delik aramıştı kendine ama yine de kıpırdayamamıştı olduğu yerden. İlker, Nehir'i üzmeye çalıştığımı anlamıştı ve bana çatık kaşlarıyla bakıyordu. Neden garipsemiştim ki, istediğim şey de bu değil miydi? Nehir'i sinirlendirmek.. Belki de arkada bırakması gerektiği geçmişiyle yüzleştirmek..

Açık söyleyeyim yukarıda saydığım ikinci seçenek daha doğruydu. Tamam, ödeşmek istemiştim ama bir yandan da artık kapalı bir kutu gibi içinde sakladığı duyguların gün yüzüne çıkarmayı daha çok istedim. Artık bu belirsizlikten kurtulsun kendisi de İlker de.. Yas tutmayı bıraksın, kendini aşkın kollarına teslim etsin. Bütün benliğiyle kaptırmasın kendini ama bir şeyler de kontrolünden çıksın. Çünkü aşk; kontrolü bıraktığında aşktı..


"Bir şey demeyecek misin?" dedim lavaboya girdiğini görüp peşinden gittiğimde.

"Çekil başımdan."

"Yok öyle kaçmak.. Nereye kaçıyorsun, kimden, neden? Ver bu soruların cevabını." dedim kolundan iterek.

"Şunu yapma. Anladın mı? Yapmaktan vazgeç. Canımı yakmaya çalışma, yapma!"

"Benim bir şey yaptığım yok. Kaç yıl geçti üzerinden, neyin yasını tutuyorsun sen? İlker'e haksızlık etmiyor musun sence de? Hadi bırak onu, kendine bir bak. Bitmedi mi kendine çektirdiklerin? Sen de yapıyorsun bu hatayı, ben de."

"Biliyordun değil mi yaşadığını?"

"Yaa sorma, o yüzden bunca zamandır vicdan azabı çekiyorum.. Saçmalama."

"Tuğkan-"

"Nehir, Tuğkan seni sevmiyor!" diye bağırdım aniden. "Kusura bakma ama öyle.. Hiç sevmemiş. Sen de farkındaydın zaten. Bak.. Özür dilerim, seni üzmek istemiyorum. Ama artık sana yabancı olan bir hayalin peşinden koşma."

"Bir yere koştuğum falan yok benim. Havlu atalı çok oldu."

"Bunu duyduğuma sevindim.. Bana bak, senin sesin de çatallaşmaya başlamış ha. Kaptın şifayı.. Bir vitamin falan al. Gece örtmüyor musun sen üstünü? Tabii haziran geldi falan diye attın yorganı, değil mi?" dedim küçük bir tebessümle.

"Sen de uykusuz görünüyorsun. Sorguyu hallederiz biz, hadi kestir bir yarım saat."

"Nehir.. Benden sakladığın bir şey yok değil mi?"

"Yok."


**


**

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İZ | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin