~Duygu~
Yalan yok, sevdim İlker'i. Öyle çok sevdim ki.. Bana kendi azaplarımı unutturdu, önüme çiçek bahçeleri serdi. Bana mutlu bir dünya vadetti. Kıymetini bilemesem de onu üzmeyi hiç istemedim. Çünkü beni sevdiğinden emin olduğum tek adamdı o.. Bununla bitmiyor tabii ki, ben de seviyorum. Kimi zaman kendime bile itiraf edemedim. Şimdi ise ona bir şey olacak diye ödüm kopuyor. Çok da vicdan azabı duyuyorum aslına bakarsanız. Bizimle tanışmadan önce eminim ki daha iyiydi, belki sessiz sakin bir hayatı vardı. Şimdi Hande'yle beraber karanlığımızı ona da bulaştırdık. En başta da kendimi suçluyorum hep. Ama artık İlker'siz bir hayat kesinlikle düşünemiyorum..
Dertler içinde boğulurken Hande'den gelen bir mesajla kendimi hemen dışarıda buldum. Kaan'la buluşacağını söylüyordu, onu yalnız bırakamazdım. Elim de yüreğimdeydi. Geç kaldım diye ödüm koptu ki öyle de olmuş ne yazık ki.. Ambulansı aradıktan sonra hızlı adımlarla yanına gittim. Dizlerinin üzerine oturup Kaan'ı kucaklamış, öylece duruyor başında. Kaan kanlar içinde, Hande'nin gözünden bir damla yaş bile akmıyor. Bomboş gözlerle Kaan'a bakıyor. Onları öyle gördüğümde başımdan kaynar sular döküldü. Nabzını kontrol etmek için Kaan'ın bileğine dokunduğumda buz kestiğini gördüm ve bir şokla kendimi geri çektim. Hande için güçlü durmak zorundaydı..
"H-Ha-Hande? Hadi kalk.. Ben geldim."
"Hastalandı.. Çok hasta. Uyusun biraz, sonra gideriz. Dinlenmesi gerek." dedi son derece sakin bir ses tonuyla.
"Hande.." dedim ve akan gözyaşlarımla beraber elimi ağzımın üzerine kapattım. İçim paramparça oluyordu.
"Hastalandı.. Çocukken de çok hasta olurmuş. Yetimhanede çok dövmüşler onu, bir keresinde kemikleri bile kırılmış, biliyor musun? Yalnızmış ama.. Sesi de çıkmamış. İtip kakmışlar onu çok.. Yine özür dileyen o olmuş. Küçücük çocuk işte.. Suçu yok ama özür diliyor. Anlatır bana hep. Yanında olamadım ki hiç, nereden bileyim yaşadıklarını?" o an ambulans geldi. Beklemeleri için işaret yaptım ve Hande'nin göz hizasına eğildim.
"Bitanem.. Bitanecik arkadaşım.." dedim yanaklarını severken. "Kaan'ı almaya.. geldiler."
"Hasta o hasta.. Almasınlar onu benden, ısıtırım ben onu. Üşür.. Battaniye getirir misin? Bak.. Buz gibi olmuş. Üşür benim kardeşim, nereye götürecekler onu? Almasınlar benden.. Söyle Nehir, gelmesinler. Dokunmasınlar bize." Kaan'ı sedyeye alırlarken ben de Hande'nin kollarından tutup ayağa kaldırdım.
"Hande.." dedim gözyaşlarımı silmeye çalışırarak.
"Nereye götürüyorlar onu Nehir? Çorba yapacağım ben kardeşime, mercimek çorbasını çok seviyor. İyileştireceğim ben onu. Söylesene bir şey, durdursana onları." o an ilk defa göz göze geldi benimle. "Nehir?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZ | TAMAMLANDI
FanfictionBir ZeyKer hikayesi... //11 Nisan 2020 - 11 Nisan 2021\\ « 99 BÖLÜM » 17 yaşındayken hiç beklemediği bir anda, beklemediği biri tarafından ihanete uğrayan, hayatla ilgili tüm bağları kopmuş genç bir kadının, hatırlanmak istemesi ve bunun sonucunda...