Zaman geçiyor. İnsanlar yanımdan gelip geçiyor. Bulutlar geçiyor, birbirine sımsıkı sarılan bulutlar zamanla dağılıveriyor. Hem de öyle uzun bir zamana gerek duymuyor. Dünya dönüyor, bulutlar ayrılıyor. Güneş batıyor, güneş doğuyor. Çiçek açmıyor, çiçek artık küskün. Umutlar bitik, şarkılar suskun. Şiirler terk etmiş limanı, bir tek insanlar var. Ağaçlar anladı beni, kuşlar, çiçekler.. Herkes anladı ama bir tek insanlar anlamadı. Anlayanlar oldu ama yanlış anladılar.Şimdi terk edilmiş bir tren garında umudunu bekleyen o küçük kız çocuğundan farkım yok. Ben şimdi küçücüğüm. İnandığım her şey yalan, yaşadığım bütün bir hayat yalan. Baştan başlasam ya, yeniden çocuk olsam mesela. Olmadı bu hayat, kapatalım bir daha açalım, düzelir belki. Düzelir değil mi? Düzelmez. Hiçbir şey düzelmedi bugüne kadar. Sadece sen yaşamayı çok sevdin ve bir şekilde katlandın tüm bu olanlara. Peki ya bundan sonrası?
Ayaktasın ama aslında yıkılıp gitmen bir durumla karşı karşıyasın. Bir bağışıklık sistemi oluşturmuşsun acılara kadar. Gelen geçen vuruyor sana. Çiçekler sırtını dönüyor, bulutlar bile güneşini kapatıyor. Sen yıkılmayacaksın da kim yıkılacak? Öyle işte.. Bu kadar.
"Ağzını açıp da tek kelime etmedi. Belki seninle konuşur." diyordu Kerem kapının önünde. Hemen ardından Nehir gelip yanıma oturdu.
"Simit aldım sana."
"Canım istemiyor." dediğimde gülümsedi.
"Olsun. Yine de yersin, beni kırmazsın sen. Oturur konuşuruz biraz. Dertleşiriz. Çok şey birikti, anca birbirimize anlatınca rahatlarız biz.. Hadi."
"Neden böyle oldu?"
"Benim fikrimi sorarsan.. Ben senin yerinde olsam sevinirdim Hande. O cani senin öz abin değilmiş, bundan daha büyük bir mutluluk olabilir mi? Canavar'ı cezaevine-"
"Duymak istemiyorum. İçimde bir acı var. Tuhaf bir acı. Neden geçmiyor Nehir?" gözyaşlarımla beraber başımı omzuna yasladım.
**
Nasıl girdiğimi bile hatırlamadığım o odadan başımı dimdik tutarak çıktım. Hazırlandım, saçımı makyajımı yaptım, güzelce giyindim ve dışarı çıktım. Ben o gün kendi adıma büyük bir başarı elde ettim. Acılarla yaşamayı iyice deneyimlemiş ve öğrenmiş biri olarak ben o gün hiç olmadığım kadar güçlü oldum. Hadi bakalım, bunu da atlattık iyi kötü. Şimdi sırada ne var?
Sevinsem mi, üzülsem mi? Hiçbir şey olmamış gibi kahkaha mı atsam yoksa dışarıdan bakıldığında insanlar yasta mı olduğumu düşünse? Ben şimdi tam olarak ne yapsam? Sizin bir fikriniz var mı? Üst üste bin beş yüz tane acıyı yüreğime sığdırmaya çalışırken korktum kaybolmaktan. Ama bana hiçbir şey olmadı, yerli yerimde durdum. Bir kaya gibi. Ne de olsa sert, ona bir şey olmaz diyen vurup geçti. Biraz parçalandım ama yine de sapasağlamım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZ | TAMAMLANDI
FanfictionBir ZeyKer hikayesi... //11 Nisan 2020 - 11 Nisan 2021\\ « 99 BÖLÜM » 17 yaşındayken hiç beklemediği bir anda, beklemediği biri tarafından ihanete uğrayan, hayatla ilgili tüm bağları kopmuş genç bir kadının, hatırlanmak istemesi ve bunun sonucunda...