43. Kod Adı: İZ

152 13 2
                                    


Benim için dünya dönüyordu sanki, yer ayağımdan kayıp gidiyor gibiydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Benim için dünya dönüyordu sanki, yer ayağımdan kayıp gidiyor gibiydi. Ayakta durmakta zorlanırken silahıma ulaşmayı başardım. İlker'in altta kaldığını görüyordum. Tuğkan onu öldürürcesine yumruk atıyordu yüzüne. Bir şeyler yapmalıydım. Elimi başıma koyduğunda kanadığını gördüm. Bilincim kapanmak üzereydi. Gözlerim git gide bulanıklaşıyordu. Tuğkan silahını bana doğrulttuğu anda hayatım boyunca vicdan azabını çekeceğim bir şeyin başrolü olmuştum. Silah sesiyle beraber ikisi de aynı anda yere düştü. İlker'in üzerindeki kanı görünce şoka girmiştim ama asıl endişelenmem gereken kişi Tuğkan'dı.



"Tuğkan? Tuğkan! Hayır!" yanına koşup kendimi dizlerimin üzerine attım ve Tuğkan'ın yüzünü avuçlarımın arasına aldım. "Tuğkan, bana bak. Gözlerime bak Tuğkan! Yapma.. Yapma gözünü seveyim. Şakanın hiç sırası değil. Yapma bana bunu!"

"Ben.."

"Yorma kendini. İlker, ambulans! Tamam.. Tamam her şey kontrolümün altında. Çok.. Çok üzgünüm. Tuğkan, bana bak. Bir yere gidersen mahvederim seni. Hadi.. Sık dişini. Dayan yalvarırım."

"Ne..hir.. onu hiç.. sevemedim ben.. Denedim, olmadı. Kalbimdeki.. sendin. Hak etmedi.. Affetsin."

"Affedecek. Kızgın değil ki zaten. Düşünme şimdi bunları." moralini yüksek tutsun diye gözyaşlarımı silip silip gülümsemeye çalışıyordum. "İyisin bak. Sakın üzülme, iyisin. Bırakma, sıkı sıkı tutun. Sakın gitme Tuğkan. Yalvarırım gitme. Şimdi olmaz.."

"Sen.. de affet."

"Ben kin tutmam, biliyorsun beni. Boş ver, her şey önemsiz. Hadi sık dişini. Çok az kaldı bak, ambulans şimdi burada olacak. Söz veriyorum Tuğkan, en hafif cezayı alman için elimden geleni yapacağım. Tuğkan.. Çok özür dilerim. Asıl sen beni affet."

"S-so-sorun.. yok." dediğinde gülümsedim. "Af.. affe.. seni af.." derken kapattı gözlerini.

"Yapma.. Hayır.. Yapma bunu. Tuğkan! Bana bak! Aç şu gözlerini! Gidemezsin dedim sana! Gidemezsin! Tuğkan.. Gitme." hıçkırıklara boğulmuştum.

"Tamam, gel.. Gel, yeter. Hande, kendine gel. Bitti.. Kendini hırpalama daha fazla. Kendine gel." diyerek yanağıma biraz sert bir şekilde vurdu. O sırada telefonum çalıyordu. Nehir'in aradığını görünce İlker açıp elime tutuşturdu.

"Canım.." dedim sesimi düzeltmeye çalışarak.

"Hande.. Buldun mu Tuğkan'ı? Ah. Çok sancım var, normal mi bu? Oluyor muydu sana da? Ne bu böyle, nefesimi kesiyor resmen. Ah.. Geliyor.. Hande, geliyor galiba."


**


~Kerem~


~Kerem~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İZ | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin