39. Hayat Bekletmeye Gelmez

385 17 2
                                    




** İki günde bir yeni bölüm gelmeye devam ediyor, yetiştirmek için gece gündüz bir şeyler yazmaya çalışıyorum. Lütfen desteklerinizi esirgemeyin.. Keyifli okumalar.**





İhanet

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




İhanet.. İhanete uğramak.. En güvendiğin insan tarafından ihanete uğramak.. Kulağa ne kadar da acı geliyordu. Bir o kadar da acınası. Ne kadar zavallı olduğumu düşündüm o an. O kısacık anda kendime öyle bir acıdım ki imkanım olsa kendi yüzüme tükürmeyi çok isterdim. Nasıl olmuştu bu? Nasıl da inandırmıştım kendimi sahte bir gerçeğe. İnandığım her bir şeyin birer birer sahte çıkması beni daha önce hiç bu kadar yaralamamıştı.

Ozan insafsızca o silahı kalbime doğrulttuğunda gözlerinde gördüğüm o duygu beni bitirmişti. Belki o tetiği çekmemişti ama beni nefret dolu bakışları ve öfkeyle harmanlanmış sözleriyle öldürmeyi başarmıştı. 'Benim kardeşim o teknede öldü..' O gün ölmesem bile bugün için aynı şeyi söyleyemezdim. Yoktum sanki artık, varlığımı hissedemiyordum. Kerem'i her düşündüğümde atan kalbimden bile bir ses çıkmıyordu. Ne oluyordu bana? Yoksa gerçekten de bitiyor muydum yavaş yavaş? Kendi sonuma kendi ayaklarımla mı yürüyordum avaz avaz? Sen diyordum.. Sen bittin Hande.. Buraya kadarmış diyorum ve susuyorum. Tükeniyor kelimelerim. Kalmıyor geriye benden en ufak bir parça. Bitiyorum.. En güvendiğim adam beni nefretiyle paramparça ediyor.


"Kimsin sen? Sen.. Sen benim abim değilsin."

"Senin gibi birinin abisi olmayı hiç istemem zaten."

"Kötülük içine öyle bir işlemiş ki artık sana yaptığın her hata normalmiş gibi geliyor. Hoş.. Kimlerin kimlerin canını yaktın, benimkini yakmaktan mı çekineceksin sanki? Yap Ozan.. Ya da adın her neyse. Yap, bunu da yap. Çek o tetiği. Sorun değil. Yap da kurtar beni. Yoksa ben yaşadığım her an, senin gibi birini yıllarca beklediğim için büyük bir pişmanlık duyacağım. Sırf bunun için kendimden nefret bile edebilirim. Kurtar beni Ozan, yalvarıyorum sana."

"Telefonunu ver." dediğinde cebimden çıkarıp ona uzattım.

"Niye? Son bir kez sevdiklerimi aramama izin mi vereceksin?"

"Onu bile hak etmiyorsun.." belimdeki kelepçeyi çıkarıp bileklerime geçirdi.

"Nasıl bir nefret bu? Yazık sana.. Çok yazık." diyerek rozetimi de uzattım. "Bunu almayacak mısın?"

"O seni bitireceği kadar bitirdi zaten. Seni buraya kendi ayaklarınla getirdim, tuzağa düştün ve bunu son ana kadar anlamadın. Neden burayı seçtiğimi sorgulamadan geldin. Bu kapı var ya.. Bu kapı sadece dışarıdan açılıyor. Peki seni arayıp bulacak biri var mı? Sanmıyorum.. Eh seni bu kadar seven biri olmadığına göre kendi sonunu kendin seçtin de diyebiliriz."

"Şunu söylemekten vazgeç."

"Niye? Doğru değil mi? Etrafındaki herkesi birer birer uzaklaştırdın kendinden. İntikammış.. Altından kalkamayacağın şeye kalkışıp herkesi ittin. Artık sen de o karanlıktasın.. Kerem'i de ortadan kaldırdıktan sonra yeğenimi tam istediğim gibi yetiştiririm." diyerek kapıyı yüzüme kapattı.

İZ | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin