23. Bölüm

541 39 120
                                    

23. Bölüm

Donghae Bakış Açısı

"İyi ol."

Ne diyebilirim ki? Öyle olacağım mı? Sen de iyi ol mu? Seni özleyeceğim mi?

Üzgünüm. İyi olabileceğimi sanmıyorum.

"Gözlerini kapat."

Duyduğum fısıltıyla itaat ederek gözlerimi kapattım. Yine aynı his, aynı rüzgar.

Bir kez daha korkarak açtım gözlerimi. İstemsizce gözyaşlarım akmaya başladı. Durdurmadım. Canımın acısı mı? Umrumda bile değildi.

Apartmanın giriş kapısına asılan resmimi görünce ağlamamı şiddetlendirdim.

"Sakinleşmek için eve girmeden önce başka bir yere gitmek ister misin?"

Başımı olumsuz anlamda salladım. Uzun bir süredir sadece evimde olmak isterken bu saçma olmaz mıydı?

Sehun apartmanın girişine yaklaştı ve zile bastı.

"S-Sen..in ge-gelmen (hıkk) d-oğru.. mu? (hıkk)"

"Merak etme. Ben her şeyi ayarladım. Sen sadece dediklerimi onayla. Unutma kaçırıldın. Uyandığında karanlık bir odadaydın. Başka bir şey bilmiyorsun."

Başımı salladım ve gömleğine biraz daha sıkı tutundum.

'Kim o?'

Lee Sung Hee? Hafifçe gülümsedim ve gözlerimdeki yaşları temizledim. Hyuk'la bizi basan kuzenim... Zamanlaması gerçekten mükemmel. En kritik anlarda hep bizim evde.

"B-Benim Sung Hee-ah!"

Sesimi olabildiğince iyi çıkarmaya çalıştım.

"O-o-oppa... DONGHAE OPPAAA!"

Birkaç çığlık ve hıçkırık duyduğumda kıkırdadım. Saniyeler içinde biz daha merdivenlerden çıkamadan ayak sesleri de eklenmişti. Sehun'a baktığımda bana güven verircesine gülümsemişti.

Kapıda annemi, babamı, tabiiki de Sung Hee'yi ve teyzemle eşini gördüğümde biraz önce sildiğim gözyaşlarımın yerini yenileri almıştı.

Topluca bana inanamaz gibi baktıklarından sonra bir süre de bayılma ve ağlama faslı olmuştu. Ben ise gözlerimden akan yaşlara aldırmadan gülümsüyordum.

***********

"Yani seni kaçıranların adını ya da onlar hakkında herhangi bir şey bilmiyorsun."

Herkes odama doluşmuş hikayemi merak ediyordu. Polisi aramamalarını istediğim için sorgulama işini babam yürütüyordu. Doktor sayesinde aldığım ağrı kesicilerle acım azalmıştı ve rahat bir şekilde konuşabiliyordum.

Sehun'a baktıktan sonra babamın sorusunu başımla onayladım. Yanlış bir şey söylemekten ve açık vermekten korkuyordum.

"Bu böyle olmayacak polise haber vermeliyiz."

Israrla başımı sağa sola sallayarak reddettim.

"Lütfen... Yeterince kötü durumdayım. Nasıl olsa hiçbir şey hatırlamıyorum ve bunu unutmak istiyorum. Lütfen."

Pek istemeyerek de olsa mecburen kabul ettiğinde rahatladım.

Polis gelse ne diyecektim ki?

Şeytanlar tarafından kaçırıldım. Sonra bir şeytan beni oradan da kaçırdı. Sonra bu sefer bir melek beni tekrar kaçırdı mı? Hepimiz yolun sonundaki tımarhaneyi gördük sanırım.

Can You Save Me From Hell?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin