12. Bölüm

510 46 55
                                    

(Kısacık Yazar Notu:// Medyadaki şarkı çook önceden izlediğim ve aşık olduğum bir animenin opening'i. Bu bölüme uydu bence afsggsgzgx onunla okuyun bak hiç demedim böyle bişey daha önce ama okuyuverin kediciklerim :))) iyi okumalar :* (şarkı ile zhshhdhd baskııııı)

MissShangai bakış açısı

Donghae zaman kavramını kaybetmiş bir şekilde uzanıyordu toprakta. Sırtına batan çakıl taşları ona en az acı çektiren faktör haline gelmişti. Kızarmış gözlerini kapattı ve yaşadıklarının bir an önce9 bitmesini diledi. "İnanmıyorum!" dediği Tanrı'ya yalvaracak duruma gelmişti.

Uzun bir süredir Hyuk'u görmemişti ve ilk zamanlarda içinde kalan özlem kırıntıları bir bir yok olmuştu. Başlarda sürekli gelmesini beklemişti.

Her acıda...

Her gözyaşında...

Her yalvarışta...

Vazgeçmek çok zordu.

Yavaşça titreyen bacaklarına rağmen ayağa kalktı. Gözleri sıradaki işkencecisini arıyordu. Her defasında farklı birisi gelirdi. Onu unutmuş olmaları ihtimalini aklından bile geçirmiyordu. Bu onun için boş bir umuttan başka bir şey değildi. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.

Bir çığlık daha işitti. Titreyen bacaklarıyla bir kaç adım daha atabildi. Yere yığıldığında ellerini kulaklarına bastırdı.

Korkmak burada bir işe yarar mıydı?

Ya da kulaklarını kapatmak sesleri gerçekten de bastırabilir miydi?

Cevabın basit olması yaktı canını.Sonsuz Cehennem...

Düşeceğini bile bile tekrar ayağa kalktı ve bir kaç adım daha attı. Bir kez daha yere yığılmadan önce belini saran kollarla irkildi.

" Hyuk?"

Hyuk Jae'den küçük bir kahkaha duyuldu.

" Donghae-ah! Seni en son bıraktığımda bu halde değildin. Cehennemi sevmedin mi yoksa?"

Donghae kendisini saran kolları itti ve zor da olsa ayağa kalktı.

"Sevecek olsam bile, beni buraya sen getirdiğin için sevmezdim."

Hyuk Jae tekrar kahkaha attı. Eğleniyor gibi görünüyordu.

Önündeki güçsüz çocuğa baktı ve zaferiyle övündü.

"Seveceğini düşündüğümden getirmiştim. Alışmış görünüyorsun."

Donghae yumruklarını sıktı ve karşısındaki güzel yüzü dağıtma isteğine engel oldu.

"Bir şeytana göre fazla düşüncelisin. "

"Bunun için sana minnettarım küçük kediciğim."

Donghae karşısındaki çocuğun yakasını kavradı ve sertçe yukarı kaldırdı.

"Bana. Bir. Daha. Böyle. Seslenme."

Genç olan imalı bir sesle konuştu.

"Eskiden sana böyle seslenmemi severdin kedicik~"

"Midemi bulandırıyorsun."

Hyuk Jae karşısındakinin duyduğundan emin olduğu bir sesle mırıldandı.

"Buradan çıkmak istiyorsun sanmıştım. Sanırım gerçekten sevdin. Ha?"

"B-buradan çıkabilir miyim ?"

"Bilmem. Gerçekten... çıkabilir misin? "

Kısa olan sert bir sesle konuştu. Gerçekten sinirlenmişti.

Can You Save Me From Hell?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin