4.Bölüm

748 58 52
                                    

Yazar Notu:// Selam Kediciklerim gshhxzuueshhdh Miss Shangai'niz konuşuyor :))

Uzun bir bölüm oldu gibi asfdaf Aslında bölümü yarın atacaktım ama yarın internet bulmam zor olacak gibi @.@ Bu yüzdeen şimdi atıyorum ^-^

Öncelikle her bölüm bıkmadan usanmadan yorum yapan herkese teşekkür etmek istiyorum. Teşekkürler shdhxbxdhd

Ve uzatmak istemiyorum. Okuyun ve yorumlarınızı döktürün :)))  

Hikayenin çok kısa olacağını düşünmüyorum. Bu yüzden rahat rahat okuyun hadi   v(^-^)v

Donghae'nin bakış açısı

Hyuk Jae ve ben terk edilmiş dar sokaklarda ilerliyorduk. Tek tük gördüğümüz evlerin hepsi yıkılmak üzere gibi görünüyordu. Tam da Hyuk'un zevki diye geçirdim içimden. 

On dakika kadar daha ilerledikten sonra boyaları soyulmuş demir bir kapının önünde durduk.

Kulübemsi binanın üzerinde "Bar" yazıyordu. Hangi barın adı sadece "Bar" olurdu ki?

Hyuk kolunu omzumdan çekti ve kapıyı ittirmeye başladı. Kolundan asılıp onu biraz geriye çektim.

Kollarımla büyük bir çarpı işareti yaptım.

"Buraya girmeyi reddediyorum."

Küçük bir kahkaha attı.

"Hadi ama! Burayı seveceğinden eminim."

Çarpı yaptığım kollarımı pes ederek serbest bıraktım. 

"Burayı sevmezsem seni öldüreceğim!"

Kolumu tuttu ve beni içeriye doğru sürüklemeye başladı.

İçeriye girdiğimizde ben geçirdiğim şoku atlatmaya çalışırken Hyuk birilerine seslenmeye başlamıştı. 

İçeride hatırı sayılır bir kalabalık vardı. Hepsi yakışıklı erkeklerden oluşan bir kalabalık. Gay bara falan mı gelmiştik? Hayır benim için sorun değil ama...

Benden mi hoşlanıyordu yoksa?  Hoşlandığı kişileri Gay bara getiriyor olabilir miydi? Yine saçmalıyorum. 

                           

"Teukkie Hyung!  Sungmin Hyung! Misafirimiz var."

Koyu kırmızı ile altın sarısının birlikte kullanıldığı barın bembeyaz merdivenlerinde iki kişi belirdi.

Hey! Bu bardaki herkes neden bu kadar yakışıklı?! Hyuk'a döndüm ve dalga geçer bir ifadeyle sordum.

"Bu bardakiler o çok sevdiğin şeytan arkadaşların falan mı? Bu kadar iyi görünmelerinin başka anlamı olamaz."

Diş etlerini göstererek gülümsedi.  Kesinlikle o da buraya ait olmalı. Onlardan biri gibi görünüyor.

Şu an bir fanboy gibi davranıyor olabilirim ama benim yerimde siz olsanız da aynı tepkiyi verirdiniz!

"Kediciğim ne kadar da zeki. Nerden bildin?"

"Ha! Ha! Nasıl güldüm anlatamam."

*O zaman gerçeklere en yakın olduğum zamandı aslında. *        

Gözlerimi devirip dikkatimi Hyuk'un hyunglarına yönelttim. Onlar kesinlikle bu muhabbetten daha ilgi çekiciydi.

İlk gelen kısa siyah saçları ve sadece sol yanağında bulunan gamzesiyle oldukça dikkat çekiyordu. Gülümsemesi de.... Güzel. Ne? Hyuk'un gülümsemesi daha hoş tamam mı?!

Can You Save Me From Hell?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin