25. Bölüm
Eunhyuk bakış açısı (flaşbek değil asdffs)
Yaslandığım duvardan uzaklaştım ve her zaman yaptığım gibi koridorda ilerleyen bedeni takip etmeye başladım. Görünmemek için ekstra çaba harcamama gerek yoktu çünkü ben bir şeytandım. Görünmez olmak hiç de zor bir şey değildi benim için.
Yavaş adımlarla yürüyen çocuğu takip ederken adımlarımı onunkilere uydurdum. Eğer biri bizi görüyor olsaydı kesinlikle çok tatlı olduğumuzu düşünürdü.
Ben daha ne kadar tatlı olabileceğimizi düşünürken Donghae yavaşça duvara yaklaştı ve işaret parmağıyla duvarda daireler çizerek yürümeye başladı. Onun yaptığını yaparak duvara yaklaştım ve işaret parmağımı kıkırdayarak duvara dokundurdum. Bir büyük daire, dört küçük daire, üç orta boyutlu daire... Ne kadar romantiğim. Ahh! Gözyaşlarım... (143 anlatayım bilmeyen varsa sjsjdjdn)
"Donghae!"
Sehun'un sesini duyduğumda parmağımı sinirle duvardan çektim etrafımda zıplamaya başladım. Neden hep böyle anları bölüyorsun?!! TELL ME WHY?!!
Sehun koridorun sonundan koşarak geldi ve heyecanla kollarını Donghae'nin boynuna doladı. Her gün gördüğüm manzarayla iç çekip yumruklarımı sıktım. Asla bu manzaraya alışamayacaktım. Alışmak istediğim falan da yoktu zaten.
Hala Donghae'ye sarılıyorken başını kaldırdı ve sağa sola sallayıp bakışlarını sertleştirdi. Bunun bana olduğunu biliyordum.
İnsan formunda olmasına rağmen varlığımı hissedip uzaklaşmamı istiyordu. Belki de Donghae'nin karşısına çıkmamdan korkuyordu. Benim kadar korkmadığına iddiaya bile girebilirdim. Yine de bu onun karşısına çıkacağım gerçeğini değiştirmiyordu.
Sehun geri çekildi ve Donghae'nin koluna girerek sınıf olduğunu tahmin ettiğim yere sürüklemeye başladı. Dersin neredeyse başlayacağını farkettiğimde dönüşmek için tuvaltlere doğru yürümeye başladım.
*********
Donghae Bakış Açısı
"Donghae!"
Sehun kocaman gülümseyerek bana doğru koşarken gözlerimi devirdim. Boynuma atladı ve sarıldı. Ne kadar rahatsız oluyormuş gibi davransam da bana sarılmasını seviyordum. Belki de güvende hissediyordum.
Boynumu serbest bırakarak koluma girdi ve beni sürüklemeye başladı.
"Tanrım sonunda! Başardım!"
"Neyi? Bak yine boğulan karıncaları kurtarmanı anlatacaksa-"
"Hayır hayır! Onları da kurtardım ama bu sefer başka bir şey söyleyeceğim."
"Ne söyleyeceksin? Acele et daha fotokopiye gidip ders notlarını alacağım. Bir dersten daha F almayı kaldıramam."
Dramatik bir biçimde başımı önüme eğdim ve olmayan gözyaşlarımı sildim.
"Biyolojiden F'mi aldın?! Çalıştığını söylemiştin!"
"Ç-Çalıştım! Sana bölünmeleri bir türlü anlayamadığımı söylemiştim değil mi? Hem sen nerden biliyorsun o dersin biyoloji olduğunu?"
"Açıklanmayan tek dersinin o olduğunu söylemiştin çünkü. "
Sahte olduğu belli büyük bir kahkaha attım.
"Pekala pes ediyorum. Ne söyleyecektin?"
Tekrar büyük bir şekilde gülümsedi ve beni sırama doğru ittirerek yanıma oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can You Save Me From Hell?
FanfictionHer şey daha da zorlaşıyor. Sessiz çığlıklar yankılanıyor sonsuz cehennemde. Bir günahkar daha... Ve bir tane daha. Yorgun düşmüş ruhların sessiz gürültüsü sarıyor etrafı. Burası sonsuz cehennem. Dene! Çıkışa yaklaşabilir misin? "Burayı se...