6. Bölüm

699 56 46
                                    

Y.N:// Bölümü öyle erkenden yazmak isteyen yazar konuşuyor sjdjıfıf Kısa mı oldu ne? Ama paylaşmak istedim işte :)))

Bir kaç bölüme hızlıca olayları toparlamayı ve asıl olaylara geçiş yapmayı planlıyorum.

Ben hep çok konuşuyorum o yüzden bu seferlik kısa kestim ^^ Eunhyuk'a da çok kızmayın :)) Erkenden yazan yazarınız için güzel yorumlar yapııın :)))

6.Bölüm * M * ( aslında smut yok heves yapmayın dhdjurjfhf  pislik yazar iş başında jdjrıf ama yine de rahatsız olacaklar okumasın derim.)

Donghae'nin bakış açısı (bu kadar Eunhyuk yeter size shhdusjxbhd)

Benden hoşlandığını söylediğinde kalbim göğüs kafesimi kırıp geçmek istercesine çarpıyordu. Beynim ise ona ikinci bir şans vermemem gerektiğini ısrarla vurguluyordu.

Geçen defa beynimi dinlediğimde daha çok acı çektiğimi farkedip bu defa kalbimi dinlemeyi seçtim. Bu seçimimin doğru olmasını umut ediyordum.

Kollarımı boynuna dolayıp  acemice dudaklarını dudaklarımla birleştirdiğimde elleri ustalıkla sırtımdaki yerini almıştı. İlk öpücüğüm olmamasına rağmen onun karşısında acemi gibi hissetmeyi engelleyemiyordum. Profesyonelce gezinen dudakları kendimi ilk defa öpüşüyormuş gibi hissetmeme neden oluyordu ve dudaklarımı kavuruyordu.

Onu öpmenin bu kadar harika hissettireceğini bilseydim ilk tanıştığımız anda öperdim diye geçirdim içimden. Sanırım bunu gerçekten de yapardım.

Uyumlu bir şekilde dudaklarımız hareket ediyordu ve öpüşürken çıkardığımız sesler boş mahallede yankılanıyordu.

Elleri hafif dokunuşlarla gömleğimden içeri girip sırtımı okşarken ağzımdan küçük bi inleme kaçtı.

Kaçırdığım ufak inlemeyi fırsat bilerek dilini ağzımdan içeriye sokmuştu ve dillerimizin uyumla hareket etmesi kalbimi dinlememin ne kadar doğru olduğunu kanıtlıyordu. Onun için bir aptallık daha yapmaya karar vermiştim.

Ellerimi yumuşacık sarı saçlara daldırarak dudaklarını biraz daha kendime bastırdım. Onun da en az benim kadar  hoşlandığını anlamıştım. Bir kaç dakika sonra apartmanın önünde herkesin görebileceği bir yerde öpüştüğümüzü fark ederek (istemeyerek de olsa) dudaklarımızı ayırdım. 

Kafamı utançtan kızarmış yanaklarımı saklayabilmek umuduyla boynuna gömdüğümde mükemmel sesiyle kıkırdadı. Anlamamış bir ifadeyle yüzüne baktım.

"Imm... Saçların gıdıklıyor."

Küçük bir kahkaha attım ve omzundan geriye doğru ittirdim.

"Sanırım seni bir daha öpmemeliyim."

Kaşları çatıldı ve belimden tutarak dudaklarıma küçük bir öpücük daha kondurdu.

"Saçlarının gıdıklamasından ne kadar hoşlandığımı söylemiş miydim?"

Kahkaha attım ve okul çantamın içine elimi sokarak çöplerin arasında anahtarımı aramaya başladım. Bulduğumda zafer edasıyla dudaklarım yukarıya doğru kıvrıldı.

Dış kapıyı hızlı bir şekilde açıp Hyuk'u içeri çektim ve sırtını kapıya yaslayarak dudaklarına asıldım. Yavaş başlayan öpüşmemiz dilini ağzımdan içeriye ittirmesiyle alevlenmişti.

Bu sefer ben ellerimi okul gömleğinden içeriye sokup karın kaslarına dokunmaya başladım. Mükemmel vücudu ve sert karın kasları onu daha çok istememe sebep oluyordu.

Gömleğinin eteklerini yukarıya doğru kaldırmaya başlamıştım ki yukarıdan gelen seslerle ellerimi gömleğin altından çıkararak karşımdaki bedenden uzaklaştım.       ( bu kısım hard Eunhae moment isteyen MinniELF'e gelsin jdjdıddbxcu bak bu benim için harddı mesela :)))

Hyuk kıvrılmış gömleğini ve karışmış saçlarını hızlıca düzeltti.

Öpüşmekten kızarmış ve şişmiş dudaklarımızla hiç de hoş bir görüntü sergilemiyorduk. Hangi akılla apartmanın içinde öpüşmeye başlamıştık ki?

Üst katlardan ayak sesleri duyduğumuzda nefeslerimizi tutup gelenin kim olduğunu anlamaya çalıştık. Ayak seslerine baston sesleri de eklenince 2. katta oturan yaşlı amcanın olduğunu anladım. 

Yaşlı amca aşağıya doğru yavaşça inerken panikle ne yapacağımızı düşünüyorduk. En aşağıya ulaştığında beni farketti. Hemen eğilerek selam verdim ve Hyuk'un başından bastırarak eğilmesini sağladım.

Şimdiki gençlerde de hiç saygı kalmamış!

"Donghae-ah! Görüşmeyeli uzun zaman oldu. Derslerin nasıl gidiyor?"

Sorusuna cevap verirken yüzüme büyük bir gülümseme yerleştirmiştim.

"Evet sürekli okulda olduğumdan sizi pek göremedim şu aralar. Derslerimde iyi gidiyor sağolun."

Evet evet! O kadar iyi gidiyor ki en son dersimizin konusu da apartmanda nasıl öpüşürsün hatta!

"Neyse evladım içeri geçin ikiniz de. Baksanıza soğuktan dudaklarınız kızarmış."

O an yeri yarıp içine atlamak istiyordum. Amca bilmiyordu tabi dışarısının sıcaktan yandığını. Yine de belli etmedim ve başımla onayladım.

Hyuk duvar kenarına yaslanmış utançtan kızarmış yanaklarıma kıkırdıyordu. Bunu içeriye geçince de ödetebilirdim tabi.

İkimiz de amcayı eğilerek selamladık ve kaldığım daireye doğru çıkmaya başladık.

3. kattaki dairemin kapısına geldiğimizde elimdeki anahtarla kapıyı açıp içeriye geçtik.

Hyuk salondaki büyük koltuğa rahatça yayılmıştı. İkimize de kahve yaptım ve koltuğun önündeki sehpaya bıraktım. Anlamsız bakışlarına kahkaha atmak istemiştim.

"Üşümüşsündür iç iç."

Verdiğim cevaba güldü ve kolumdan asılarak yanına oturttu.

"Apartmanın içinde beni öpen sendin. Dışarı da da beni öpen sendin. Hey hey hey! Beni öpen hep sendin! Niye suçu bana atıyorsun ki?"

Haksız olduğumu farkedip başımı öne eğdim. İnce parmakları çenemi kavradı. Dudaklarımız şehvetle tekrar birleştiğinde hızlı atan kalplerimiz yüzünden kapıdan gelen anahtar seslerini duymamıştık.

"AMAN TANRIM!!"

Odayı dolduran çığlıkla gerçekten boka battığımızı anlamıştım.

Bölüm Sonu

Y.N://  ııı.. şey ejıeırıfjf  böyle kesip kesip durdum ama çok kızmayın ya :))  yani tam bitireyim diyorum sonra bi bakmışım uzatmışım yine heuducujc  neyse umarım severek okuyacağınız bir bölüm olur :)) öyle benden ağır Smut falan pek beklenti olmasın genşler :))   Yorumlar daha önemli o yüzden lütfen yorum yapın :)) bu arada bilin bakalım kim geldi :)) tahminleri alalım shjsjsjd bir sonraki bölümde görüşmek üzere ^^

Can You Save Me From Hell?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin