Eunhyuk'un Bakış Açısı
Günlerdir(siz onun günlerdir dediğine bakmayın 1 haftadır orda o karıştırıyo hshsdbbx) bu lanet mahzendeydim. Bir şeytan olarak burada olsam bu kadar etkilenmezdim ama insan formundaydım ve her an ölebilirmişim gibi hissediyordum. Bir yolunu bulup kendi formuma dönmeliydim.
Açlıktan ölmemek için mecburen kabul ettiğim yemekler karnımı doyurmama yetmiyordu. Zaten çoğunlukla ne yediğimi bile bilmiyordum.
Önüme fırlatılan kase ile yutkundum ve lapamsı yemeği kendime doğru çektim. Yanında fırlatılan çubukları da alarak yemeye başladım. Her lokmada yediklerimi çıkarmamak için kendimle savaşıyordum.
Tüm uğraşlarıma rağmen önümdeki yemeğe-yemek denirse tabi- daha fazla katlanamadım ve lapayı duvarla buluşturdum. Bu işe bir son verip eski beni diğerlerine hatırlatma vakti gelmişti.
Ben burada böyle bekliyorken Donghae şu an nasıl bir durumdaydı bilmiyordum.
Koridorda duyduğum ayak sesleriyle yüzüme sadistçe bir gülümseme yerleştirdim. Parmaklıkların kilidi iri bir muhafız tarafından açıldığında gülümsememi büyüttüm.
Belki de.. kaçabilirdim!
"Seni lanet olası!!..."
Sesini yükseltmesiyle içimde yükselen siniri bastıramadım. Henüz beni tanımıyordu. Yani gerçek beni.
Yüzüme yerleştirdiğim çarpık gülümsemem sinirlerini bozmuş olacak ki boynumu sıkarak beni duvara doğru ittirdi.
Sinir ve intikam duygusu dalga dalga bedenimde yayılıyordu. Tekrar şeytana dönebilmek için kontrolümü kaybetmeliydim. Tekrar kendim olmalıydım bir an önce.
Evet, normal bir zaman olsa hiçbirine ihtiyacım olmazdı ama bu mahzen şeytanların kendi formlarına dönmelerini engelleyecek şekilde yapılmıştı.
Muhafız bir şeytanı delirtmenin risklerini bilmeyerek yüzüme sıkı bir yumruk geçirdi.
Gözlerim mahzene rağmen koyu bir kırmızıya dönüşerek parladı. Beklediğim an gelmişti.
Parmaklıkların yanından gelen alkış sesleri ile irkildim.
"Tam da senden beklediğim gibi. "
Sahibini tanıdığım ses mahzende yankılandı.
Ayağa kalkarak muhafızın saçlarından tuttum ve kafasını taş duvara çarptım. Bıraktığımda gürültülü bir şekilde yere yığıldı.
Kendini beğenmiş bir ses tonuyla cevapladım.
"Sonunda birileri benim burada tutulamayacağımı farketti."
Gözlerini devirerek kafasını salladı. Evet evet biliyorum. Ben bir ukalayım.
"Kendine bu kadar güvenmemen konusunda seni uyardığımı hatırlıyorum. "
"Ben hiç hatırlamıyorum nedense."
Kendi lafıma kıkırdadım ve üzerime yapışan tozları silkeledim. Kaşlarını çattarak işaret parmağını yüzüme doğru salladı.
"Seni serseri! Hyungunla dalga geçmemeni de söylemiştim!"
Koyu kırmızı gözleriyle samimi bir şekilde baktı ardından omzumu patpatladı.
"Eski gücünü tekrar kazanabileceğini aklımın ucundan bile geçirmemiştim."
Nasıl da beni destekliyor(!) gördünüz mü?
Parmaklarımı burun kemerime bastırdım ve duygusal bir ifadeye büründüm. Ağlama pozisyonumu almıştım.
"Sağol Heechul hyung! Bana bu kadar inanman... Sanırım ağlayacağım."
"Benim gibi mükemmel birinin seni desteklemesi bana da hep saçma gelmiştir."
Nasıl da iyi anlaşıyoruz...
"Aslında kalıp biraz daha sohbet etmek isterdim ama ufak bir işim var. Sonra kaldığımız yerden devam ederiz hyung."
Mahzenden dışarıya doğru koşmaya başladığımıda parlayan gözlerimi gören tüm muhafızlar bir bir kenara çekilip selam vermeye başladılar.
Bu mahzende hala kendi formunu koruyabiliyorsan ya alfasındır ya da asilsindir.
"O" olay olmadan önce Kyuhyun'un bile sunbae dediği bir şeytandım. Belki de yeniden bana Sunbae dedirtebilirdim.... Donghae'yi kurtardıktan sonra.
Bölüm Sonu
Y.N:// Sadece Eunhyuk neler yaşamış bi görün istedim ahhsjdjdbd
Önüme çıkana diss atasım var! Yazdığım bölüm silindi ve yeniden yazdım T.T Bu yüzden geç attım kusura bakmayın.
Fikirlerinizi görüşlerinizi tahminlerinizi bekliyorum kedicikler *-*
Evet öpücükledim hepinizi :***
Son not: fotoğraf iki tane mi oldu ya? Shehdddbdbdh ikiysede çaktırmayın hiç :")))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can You Save Me From Hell?
FanfictionHer şey daha da zorlaşıyor. Sessiz çığlıklar yankılanıyor sonsuz cehennemde. Bir günahkar daha... Ve bir tane daha. Yorgun düşmüş ruhların sessiz gürültüsü sarıyor etrafı. Burası sonsuz cehennem. Dene! Çıkışa yaklaşabilir misin? "Burayı se...