18. Bölüm

586 34 74
                                    

18. Bölüm

Donghae'nin Bakış Açısı

Kafede çalışmaya başlamamızın üzerinden dört gün geçmişti ve gideceğimiz okul çoktan ayarlanmıştı.

Yeni bir ülke, yeni bir ev ve yeni bir okul. Bir anda gelen tüm bu değişikliklere nasıl ayak uydurabilirdim ki? Üstelik tüm bu değişikliklerin başında Eunhyuk varken.

"Ben geldim!"

Hyuk kapıdan bağırdığında düşüncelerime kısa bir ara verdim.

"Kafeyi kilitledin değil mi? Geçen seferki olay yüzünden ahjumma hala sinirli."

"Merak etme bu sefer kilitlediğime eminim. Üatelik müşterinin montundan çıkan kurbağa da mı bizim suçumuz? Kurbağa müşteriyle de gelmiş olabilir. İyi düşün."

"Ya tabi... Senin kapıyı yarı açık bırakman da müşterinin suçu zaten. Üstelik kafe göl kenarında. Hayvan bir kaç kez zıplayarak rahatlıkla kafeye ulaşabilir."

"Bence kurbağaya sevinmeliyiz. İçeriye hırsız da girebilirdi sonuçta. "

Başımı sağa sola salladım ve ona laf anlatmanın imkansız olduğunu kabullendim.

"Pekala... Bu görüşünü ahjummaya da anlat o zaman. Seninle uğraşmak istemiyorum."

Hyuk'u geride bırakarak merdivenlerden çıkmaya başladığımda arkadan bağırmalarını görmezden geldim. Neden bu kadar gürültücü ki?

Kıyafetlerimi de alarak odanın içerisindeki banyoda giyindim. Çıktığında Hyuk'un yatağıma kurulmuş olduğunu farkettim.

"Yah Lee Hyuk Jae! Bu olayı aramızda çözdük sanıyordum. O YATAK BENİM!"

Yattığı yere biraz daha yayılarak yastığıma sarılmaya devam etti. Kokusu yastığa sin- Düşünme! Düşüme!

"Anlaşmak istemiyoruuum. Ben de burada yatmak istiyoruuum. Yer çok rahatsız~"

Aegyo dolu sesiyle konuştuğunda ağzının ortasına çarpmak istedim. Aegyo bir insana bu kadar mı yakışmazdı?!

"İğrenç! Hemen yastığı bırak ve ellerin havada yataktan çık! Bu son uyarım!"

Kıkırdayarak kolumu tuttu ve beni yatağa yanına doğru çekti. Yanına düştüğümde kollarını ve bacaklarını ahtapot edasıyla vücuduma doladı.

Kalp atışlarım o kadar hızlanmıştı ki nefesim tekliyordu. Başını boynuma gömdüğünde ruhumun bedenimden ayrıldığını görebiliyordum. Böyle ölmek istemem saçma mıydı?

Kendine gel Lee Donghae! Yine aptallık yapıyorsun. Şu an evinden uzakta olmanın tek sebebi o! Ailenin seni ne kadar merak ettiğini düşündün mü hiç?

İç sesim tarafından azarlandıktan sonra biraz da olsa mantıklı düşünebiliyordum.

Hareket ederek kollarından kurtulmaya çalıştım. Bırakmasını söylesem bırakır mıydı?

"Bırak!"

"Bırakmayacağımı biliyorsun."

Kıkırdadım. Nedense çok tanıdık geliyordu?

"Kollarımdan kurtulmak için plan yapmayı bırakmalısın. Ben istemedikçe seni bırakmayacağım."

Bu sefer ikimiz de güldük. (Hatırlamayanlar bkz. 5. bölüm) Beni sevdiğini o gün söylemişti. VE BEN SALAK GİBİ ONA İNANMIŞTIM!

Tırnaklarımı bacağına batırdım ve benden uzaklaşmasını sağladım. Birden değişen ruh halime şaşırmıştı.

"N-Ne yapıyorsun?"

Can You Save Me From Hell?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin