13. Bölüm

489 52 52
                                    

13. Bölüm

Eunhyuk Bakış Açısı (Kafamı bozmayın dinleyin şu çocuğu yazık ya bsgsgdhd)

Muhafızların girişinde beklediği alana doğru ilerledim. Beni görünce başlarıyla selamladılar ve kenara doğru çekildiler. Biraz daha ilerleyince yerde hareketsiz yatan bedeni farkettim.

Beyaz okul gömleği yırtılmıştı ve üzerinde kurumuş kan lekeleri vardı. Hafif uzun kahverenegi saçları tamamen birbirine girmişti. Sadece ona bakarak bile ne kadar acı çektiğini söyleyebilirdim.

Gözyaşlarım dökülmeye başladığında elimin ters tarafıyla hızlıca sildim. Ona doğru birkaç adım attığımda gözlerini yavaşça açtı ve yaralarla kaplı ellerinden destek alarak ayağa kalktı. Dizlerinin titrediğini farkettim. Hızlıca etrafa bakındı. Beni farketmemesi için biraz daha geriledim.

Donghae çevreye bakmayı bıraktığında bir çığlık sesi duydum. Bu tür seslere alışkın olduğumdan gözlerimi ayrımadan Donghae'yi izliyordum.

Çığlık duyulduğunda sadece bir kaç adım daha attı. Yorgunlukla yere yığıldığında "Sshh...Ben buradayım." diyerek onu sakinleştirmeyi o kadar çok istemiştim ki..

Pes etmeyerek tekrar ayağa kalktı. Yürüyemeyecek gibi görünüyordu. Hafif sallanmaya başladığında düşeceğini farkettim ve hiçbir şeyi umursamayarak yanına koştum. Son anda belinden yakalayarak düşmesini engelledim.

Bir kez daha onu ne kadar özlediğimi farkettim. Yara bere içindeki kollarıyla belini saran kollarıma tutundu.

Yüzümü gördüğünde bakışları karardı. Sert bakışları bile şaşkınlığını gizleyemiyordu. Onu kurtarmaya geldiğimi söyleyecekken izlendiğimizi farkettim. Taemin'in müthiş aurasını farketmemek imkansızdı. Ya da benim için imkansızdı. Sıradan bir şeytan farkedemeyebilirdi fakat sıradanlığı çoktan aşmıştım. Sanırım bunu hala farketmemişti ki beni gizli gizli izlediğini düşünüyordu. Takip edeceğini düşünememek benim hatamdı.

Sırıtarak cehennemi sevip sevmediğini sorduğumda yüzünden nefretle karışık bir hüzün dalgası geçti.

Üzgünüm...

Her şey farklı olabilirdi!

Benim hatam.

Seni kurtaracağım!

Kollarımı sertçe ittirdi ve geriledi. Benden olabildiğince uzak durmaya çalışıyordu. Ayakta durmakta bile zorlanırken her şeyiyle benden kaçıyordu.

Korkudan terlemiş ve kahverengi saçları alnına yapışmıştı. Onu tam kollarıma alacakken Taemin'in bizi izlediğini hatırladım. Dudaklarıma o lanet gülümsemeyi yerleştirdim.

Donghae soruma karşılık olarak burayı sevecek olsa bile ben getirdiğim için sevmeyeceğini söyledi. Bu kadar mı yaralamıştım onu? Kendimden bir kez daha nefret ettim.

Etrafta yankılanacak kadar büyük bir kahkaha attığımda eğleniyormuş gibi görünmek için çabalıyordum. Her konuştuğumda bana vurmamak için yumruklarını sıkıyordu. Beni sevdiği için vurmadığını düşünmeyin sakın. Öyle olmasını ne kadar çok isterdim oysa ki... O sadece bana ve benim gibilere karşı asla kazanamayacağını biliyordu.

Bu kadar çabuk pes etmesi beni öldürüyordu. O benim gözümde güçlüydü. Ne yaşarsa yaşasın pes etmezdi, savaşırdı. (Y.N://he amk hee -.- çok afedersin ama bi....!!) Belki de kendimi avutmak için onun güçlü olduğunu düşünüyordum. Benim yüzümden çektiği acıların yükünü hafifletmek için... Ne düşünürsem düşüneyim o acı çekiyordu. (Y.N://aynen lagalugayı bırak lan artık! ne demişleeer nerede hareket orada bereket hfvghjhds)

Bir an için dikkatim Taemin'e kaydı. Taemin'in aurasından mutluluğunu hissedebiliyordum. Ona ihanet etmediğimi düşündüğü için mutluydu.

Tekrar dikkatimi Donghae'ye verdim. Konuşurken ona ''kedicik'' diye seslendiğimde sertçe yakamı kavradı. Oysa eskiden bu kelimeyi söylediğimde mutlu olduğunu bilirdim.

Bir daha ona böyle seslenmemem konusunda beni uyardığında şaşkınlıktan hiçbir şey yapamamıştım. Bu yaptığı hala beni sevdiğini mi gösteriyordu yoksa nefret ettiğini mi emin değildim. Bu kelime onun için özel olduğundan böyle yaptığını düşünmek istedim.

Eskiden bu kelimeyi sevdiğini hatırlattığımda midesini bulandırdığımı söylemişti.

Benden iğeniyordu.

Ona buradan kurtulmak için bir yol bildiğimi söylediğimde gözlerinin içi parlamıştı. Evet, bir planım yoktu. Sadece kısa bir an için bile olsa mutlu olmasını istemiştim.

Onun için bir yol bulcaktım. Bu yüzden söyledğim cümle pek de yalan sayılmazdı. Zaten yalan söylemeyi taktığım falan da yoktu. Eğer işim hallolacaksa her yol mübahtı benim için.

Yapmam gereken tek şey Donghae'yi nasıl kurtaracağımı bulmaktı. Uh... Sanırım artık fragmanı bitirip filme başlama zamanı gelmişti.

Y.N:// Hepimize iyi seyirler sggdgdgdhx

Bölüm Sonu

Y.N:// MissShangai kısa bir bölümle daha hepinizi selamlar djdhdhcjc Yine içimdeki o gıcık ses "burada keeeees" diyeee diye çeldi aklımı sjdjjdjf Şimdiiii bu bölümde kime sövseniz diye düşündüm de bence kimseye sövmeyin afafsfsgd Hepsi benim bebeklerim :)))) Neyse ben yine çok konuştum :D

Hepinizi öpücükledim :**

Can You Save Me From Hell?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin