27. Bölüm

695 39 292
                                    

27. Bölüm

Eunhyuk Bakış Açısı

Koridordaki kolonun arkasına geçmiş, ne konuştuklarını duymaya çalışıyordum. Beni görmediklerinden emin olduktan sonra parmak uçlarımda ileri çaprazdaki kolona doğru ilerledim ve tekrar gizlendim.

"Ü-Üzgünüm. "

Donghae'nin farkettirmemeye çalışarak ağladığını gördüğümde sinirle yumruğumu sıktım ve sert betona geçirdim.

"A-Ah! Acıdı.."

Sesim olması gerekenden yüksek çıktığında ellerimle ağzımı sıkıca kapattım. Duymadıklarından emin olduktan sonra yavaşça elimi çektim ve temkinli bir şekilde başımı uzatarak izlemeye devam ettim.

"...Onu özlediğimi bile göremiyor musun?"

Gerçekten beni özlemiş miydi? Yanlış duyuyor olamazdım değil mi?

Emin olmak için sağ ayağımla diğer ayağıma pek de yavaş olmayan bir tekme attım. Lanet olsun! Çok acımıştı. En azından artık duyduklarımın gerçek olduğunu biliyordum.

Melek bozuntusu sarışın kaşlarını çattı ve kollarını göğsünde bağladı.

"Bunu daha önce de konuşmuştuk. Geri dönmeyecek. "

Dil çıkararak orta parmağımı kaldırdım. Bu laftan sonra dönmeyecek olsaydım bile sırf yapım gereği geri dönerdim.

Üstelik kabul ediyorum mükemmel bir şeytan olmayabilirdim ama mükemmel bir meleğin de böyle olmayacağını gayet iyi biliyordum.

Artık konuşmaya dahil olmam gerektiğini farkettiğimde gizlendiğim yerden çıkarak ikiliye doğru birkaç adım attım.

"Benim yerime konuşma istersen. "

Şaşkın melek bozuntusu bakışlarını yavaşça bana çevirdiğinde en sevimli gülümsemelerimden birini sergiledim. Tamam o kadar da sevimli olmayabilirdi.

"Evet! Onun yerine konuşma Sehun! Hyuk sen konu -..."

Yaaaa~ Nasıl tatlı!

Donghae'ye bakarken resmen gözlerimden kalpler fışkırıyordu. Konuşmasını yarıda kestiğinde varlığımı yeni farkettiğini anladım.

Kendini hayal gördüğüne inandırmaması için konuşmaya ilk benim başlamam gerektiğini düşündüm.

"Merhaba kediciğim. Beni bu kadar özlediğini bilmiyordum. Uzun zaman oldu."

Biraz saçma bir giriş olduğunu farketsem de bozuntuya vermedim. Bunun ne kadar saçma bir giriş olduğunu düşüneceğini sanmıyordum.

Kafasını inanılmaz bir yavaşlıkta bana doğru çevirirken ondan önce davranıp yanına koşmamak için kendimi zor tutuyordum.

Nihayet gözlerime baktığında tatlı bir şekilde göz kapaklarını kırpıştırdı ve başını inananamazcasına (ya doğru mu yazdım ajsnwkdk) hafifçe sola yatırdı.

Ben daha ne kadar tatlı olabileceğini düşünürken sulanan gözleriyle birlikte kollarını havaya kaldırarak bana doğru koşmaya başladı.

Bu kadar çabuk kabullenmesi tuhafıma gitse de halimden oldukça memnun bir şekilde kollarımı açarak gelmesini beklemeye başladım.

Birkaç adım kala aniden durarak sıkı yumruğunu elmacık kemiğimle buluşturduğunda az önce arkasına saklandığım kolona çarparak anca durabilmiştim.

"PİÇ."

Ben acıyan yanağımı tutmuş bir şekilde üzerimdeki şaşkınlığı atmaya çalışırken hiçbir şey olmamış gibi arkasını dönerek melek bozuntusunun koluna girdi.

Can You Save Me From Hell?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin