Pastanede ki bulaşıkları makineye dizip işten çıktım. Bugün borayla buluşacaktık onunla uludağdan döneli bir hafta olmuştu.
Bu bir haftada çok az görüşmüştük ve onu özlediğimi hissediyordum. Bana sürekli kendi cafesinde çalışmamı söylesede kabul etmiyordum.
Sonuçta aylar önce ordan çıkıp yılmaz abinin pastanesinde çalışmaya başlamıştım. Bu yüzden de bora istiyor diye işten çıkamazdım.
Sahilin oraya geldiğimde koşarak yanıma gelen melisayla şaşkın bir şekilde ona baktım.
Melisa nefes nefese yanımda durduğunda oturması için yardim ettim. Yüzünde ki kurumuş kan izleri ve yaralarla perişan bir halde karşımda duruyordu.
"Melisa iyi misin ne oldu sana böyle." Dediğimde melisa ağlamaya başladı.
"Bana yardım et b-bora bıçaklandı." Dediğinde kalbim duracak sandım.
Hızla yerimden kalkıp melisayı da kaldırırım.
"Nerde durumu nasıl çabuk götür onun yanına beni." Ağlayarak söylediğim şeylerle melisa hızla başını salladı.Boraya ne olmuştu durumu nasıldı bu kız neden hastaneye gitmek yerine bana gelmişti kafamda bir sürü soru dönerken koşamaya devam ettik.
Issız bir sokağa geldiğimizde burasının çıkmaz bir sokak olduğunu gördüm. Etrafa baktığımda bora burda yoktu.
"Burda bora yok bora nerde." Melisayı iteklediğimde yüzünde iğrenç bir gülümseme oldu.
Amacı neydi bu kızın ben ona öfkeyle bakarken saçımın arkamdan tutup çekilmesiyle acı bir çığlık attım.
Sesim sokakta yankı yaparken bir anda arkama döndürüldüm. Gördüğüm yüzle içimde ki sesler ölümü fısıldadı.
Babam saçlarımı eline dolamış bir şekilde yüzünde ki şeytani andıran gülümsemesiyle bana bakıyordu.
Onun bu hâli midemin bulunmasına sebep olurken kusmamak için kendimi zor tuttum. Göz yaşlarım yavaşça akmaya başladığında yüzümde ki acıyla bir anda hızlandılar.
Melisaya dönüp baktığımda onun bu kadar kötü birisi olacağını aklımdan geçeremediğim için kendime kızdım.
Nasıl olurda o şeytana inanıp gelirdim buraya kadar. Babama kendi ayağımla gelmiştim.
"Senin bu kadar zavallı bir insan olduğunu hiç düşünemedim. Eğer düşünseydim şuan burda olmazdım." Dediğimde melisa kahkaha attı.
"Tatlım seni uyarmıştım sen beni dinlemedin burdan git dedim anlamadın. Üstüne üstlük birde borayı elimden aldın."
Ona nefretle baktım nasıl bu kadar kalbi kötü olurdu bir insanın anlamıyordum.
"Ben senin elinden kimseyi almadım. Bora benim için senden ayrılmadı. Bora senin yaptığın kötülükler yüzünden senden ayrıldı." Dediğimde öfkeyle üzerime yürüdü.
Yüzüme tokat attığında onun üzerine yürümek için adım attığımda babamın beni yere fırlatmasıyla neye uğradığımı şaşırmış bir şekilde kala kaldım.
Artık ölmek istemiyordum boraya olmak istiyordum ama bu artık imkansızdı. Hıçkırarak ağlamaya başladığımda babamın vurduğu tekmeler kalbimin acısının yanında daha hafif kalıyordu sanki.
Yediğim onca darbeden sonra yavaşça gözlerim kapanırken tek dileğim bu olanların bir kabus olmasıydı.
》BORA YILDIRIM《
Telefonumdan saate baktığımda aselin neden bu kadar geç kaldığına anlam veremedim.
Kalbim endişeyle dolsa da belki bir işi çıkmıştır diyerek kendimi rahatlatmaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUT ELİMDEN
RomanceBedenimde ki acılar yavaş yavaş kendini belli etmeye başlamıştı. Gözlerimi kapatmamak için direnmeye çalışıyordum. Birisinin bana doğru geldiğini gördüğümde korku bütün bedenimi ele geçirmişti. "Lütfen beni onlara verme" (Başlangıç 21.11.2020)