Medya : ELVİN YILDIRIMAsel ve bora balayından İstanbul'a geleli bir ay olmuştu. Bu geçen zamanda borayla evli olmanın huzuru ve mutluluğu ile hayatlarına devam ediyorlardı.
Asel artık bora ile birlikte her sabah cafeye gidip her akşam da eve geri dönüyordu.
Bugünde o günlerden birisiydi.
"Bora ben mutfağa gidip şu bulaşıkları halledeyim."
Bora aselin söylediği şeye kızgın bir şekilde bakarak karşılık verdi. Asel hasta olduğu için soğuk suya dokunmasını istemediğini defalarca kez söylediği halde inatçı karısı hâlâ bildiğini okuyordu.
"Hastasın Asel seni buraya getirdiğime pişman etme." Dediğinde Asel yüzünü asıp üzgün bir şekilde boraya baktı.
"Bora artık kasada oturmaktan sandalyeye yapıştım." Kızgın bir sesle söylediği sözleri bora duymamazlıktan gelip gelen müşterilerle ilgilenmek için gitti.
Fakat gelen kişiler masaya değil tam tersi yöne kasaya gidiyorlardı.
"Asel Yıldırım."
Yabancı bir sesin aselin adını söylemesi ile kaşlarını çattı bora.
Bunlar kimdi ve karısının adını nereden biliyorlardı !
"Buyrun." Asel ise bunlar kim diye düşünüyordu.
Daha önce böyle birilerini görmemişti ve ismini nerden öğrendiklerini merak ediyordu.
"Ben polis memuru Fuat Aksoy. Dün gece babanızın cesedi ormanlık bir alanda bulundu. Ailede sizden başka hiç kimse olmadığı için bizimle gelip ifade vermeniz gerekiyor."
Asel şok olmuş bir şekilde polislere bakarken doğru duyduğuna emin olmak için boraya baktı.
Bora ise aynı Asel gibi şaşkındı. Tamam o adamı tırnağı kadar sevmiyordu ama bir anda ölüm haberi geldiği için oda şaşırmıştı.
"A-ama benim babam cezaevinde. Bir yanlışlık olmuş olmalı Fuat bey."
"Asel hanım babanız bir ay önce cezaevinden çıkmıştı."
Polisin sözleri ile daha çok şaşırdı Asel. Babası cezaevinden çıkmış olmasına rağmen onu hiç arayıp rahatsız etmemişti.
"Nasıl olmuş olay." Asel'in gözlerinden bir damla göz yaşı yavaşça yanağında süzülmeye başladı.
"Cinayet büyük ihtimalle, bedeninde dört kurşun yarası var."
Asel korku dolu gözlerle boraya baktı. Bora ise aselin korktuğunu anlayıp hızla onun yanına gidip sarıldı.
Boranın sarılması ile ağlamaya başlayan Asel ne için ağladığını bile bilmiyor gibiydi.
Artık tamamen kurtulduğu için sevinmesi gerekmiyor muydu ?
Peki Asel neden üzgündü.
Asel artık ailesinden kimsesi kalmadığını düşündü. Zaten yoktu ama en azından nüfusta bir babası vardı.
****
10 YIL SONRAYorgun bir şekilde gözlerimi açtığımda, üstüme zıplayan kızım ile gülümseyerek onu izlemeye başladım.
"Baba kalk artık ya annem bizi bekliyor."
Kızımın söylenerek konuşması ile kolundan tutup onu yanıma yatırdım.
"Önce sen üstüme atlamanın hesabını ver bana elvin hanım."
Bora kızını gıdıklama ya başladığında odada elvinin çığlıkla karışık kahkaha sesleri yankı buldu.
Asel ise odasına çıkıp bu manzarayı tebessümle izledi.
Daha dün gibi aklında idi kızına hamile olduğunu öğrendiği gün.
Bundan on yıl önce babası cinayete kurban gittiği gün öğrenmişti kızına hamile olduğunu.Elvin adı gibi cennet çiçeği gibiydi onun gözünde.
Kızına hamileyken zorlu bir süreçten geçmişti ve onu doğurmak hiç kolay olmamıştı.
Çok iyi hatırlıyordu kızının doğduğu günü. Nasıl unutabilirdi ki zaten.
Sağolsun elvin hanım vaktinden bir ay önce doğmuştu ve günlerce hastanede kalmıştı.
Asel o günlerde yaşadığı korkuyu ve üzüntüyü hiç bir zaman yaşamamıştı.
O sert yıkılmaz bora bile evladına birşey olacak diye o günlerde ölüyorum sanmıştı.
"Anne sende gelsene."
Elvin'in ona seslenmesi ile gülümseyerek onlara yürüdü.
"Günaydın hatun bugün nasıl bizim küçük aslan."
Bora'ya sen adam olmazsın der gibi baktığım da oda sırıtarak bana baktı.
Asel şuan da yedi aylık bir erkek çocuğuna hamileydi ve bu onu oldukça yoruyordu.
Sonuçta artık yaşlı bir insandı canım o.
Otuz bir yaşında kadındı. Bora ise otuz yedi yaşındaydı.
Bu geçen on yıl Asel ve bora için çok güzel geçmişti. Bora verdiği sözü tutup sevdiği kadının gözünden tek bir damla yaş akmasına sebep olmamıştı bu yıllarda.
Asel ise birgün bile olsun sevdiği adamdan yana sevilmenin tadını doyasıya çıkarmıştı.
Berna annesi ve Halil babası ise her geçen gün daha da sahiplenir hale gelip olmayan kızı olarak görmüşlerdi aseli.
Kısacası Asel mutluydu.
Sevdiği adam, kızı,doğacak oğlu, Halil babası, Berna annesi,cansu ve diğer herkesle gerçek bir aile olmuşlardı.
Asel'in sevdiği insanlardan yana bir kez bile gönlü kırılmamıştı.
Ha bu ara unutmamak gerek bora melisayı mahalleden kovmuştu.
Asel o kızla kavga ettiği için bora öğrenmiş ve ilk önce aseli bir güzel azarlayıp melisayı kovmuştu.
Ohhh olsundu az bile olmuştu o pisliğe.
Babasının katili ise aseli satın almak isteyen adamdı. Bir yıl içinde olayı çözüp yakalamıştı cinayet şube.
Artık onları mutsuz edecek kimse yoktu.
İyikide yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUT ELİMDEN
RomanceBedenimde ki acılar yavaş yavaş kendini belli etmeye başlamıştı. Gözlerimi kapatmamak için direnmeye çalışıyordum. Birisinin bana doğru geldiğini gördüğümde korku bütün bedenimi ele geçirmişti. "Lütfen beni onlara verme" (Başlangıç 21.11.2020)