BAYH-39

546 48 8
                                    

Okunmalarım ne kadar düşmüş, bu beni açıkçası çok üzdü. Bu yüzden bilerek yeni bölüm yüklemiyordum ama yine de kıyamadım. Upuzun bir bölümle geldim. Umarım keyifli geçer. Sorularınız cevabı bölüm sonunda...

Keyifli okumalar 👋🏻

▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤

39. Bölüm : TESTLERİN SÜRPRİZ SONUCU

Her insan yıldızların altında kalır ama her insan yıldızlara dokunamaz.

Kazananlar hiç hata yapmayanlar değil, asla vazgeçmeyenlerdir.

Uzun bir nefes aldıktan sonra devam etti Turhan GÜNDÜZ. "En son ak yuvarların üzerinde ki bakterileri kuruttu ve toz halinde, ak yuvarların üzerinden ayrıldı. Ak yuvarlar uzun zamandır etkisizleştirildiği için tepkisini geç verdi. En nihayetinde sıvıyı yutunca canlılığını kazandı. Adamın kanı bir anda hem(e)* döndü."

Bulduğu sonuçların tamamını birleştirerek ilerleyen başhekim sonunda bulduğu panzehirin belirtilerini anlatıyordu. En az kendisi kadar heyecanlı olan iki öğrencisi, kendisi haricinde virüsü yenmenin yöntemini bulduklarını bilen tek kişilerdi.

Orhan, hocasının dediklerini dikkatle dinlerken, elini kaldırıp ensesine attı ve orayı ovdu. Perfun bugün onu inatçılığıyla zorlamıştı.  "Yalnız hocam, atladığınız bir yer var. Bakteri toz halinde bile ayrılsa kanda kaldığı sürece devamlılığını koruyacaktır. Tekrardan birleşmeyeceği ve bulaşmayacağı ne malum?"

Erva da Orhan' ın haklılığına kafa sallarken hocasının cevap vermesini beklemek adına ona döndü.

Turhan Hoca elinde ki formüller dolu not defterini,  arkasında duran koltuğun üstüne attı ve ellerini ceplerine yerleştirdi. "İşte onun için de diyaliz tekliğini uygulayacağız"

İkili kaşlarını merakla çattı. Erva "Yani diyorsunuz ki..." derken saçının önüne gelen iki yanını kulaklarının arkasına yerleştirdi ve yüzünü açığa çıkardı. "...iğneyi enjekte ettikten sonra yayılması için zaman vereceğiz. Parçacıklara ayrılan bakterileri ise diyalizle yok edeceğiz."

Turhan Hoca öğrencisinin yanağını kısa bir sıkmış ve gülerek şakımıştı. "Aynen öyle, akıllı kızım"

İlk önce Erva güldü ve Orhan' a baktı. Sonra Orhan da gülmüş ve Turhan Hoca da onlara eşlik etmişti. Bir anda birbirlerine atıldılar ve üçlü bir kucaklaşma oldu. Canını dişine taktıkları bu bir senenin, en güzel meyvesiydi bu haber. Azmetmenin bedeli yüklü bir teşekkürle sonuçlanmıştı. Umudun, varlığın, kurtarma iç güdüsünün ve pes etmemezliğin teşekkürü, panzehirdi.

Turhan, kendisini geriye çekerken ciddi yüzü de anında yüzünde maskesi olarak belirmişti. ''Şimdilik sadece siz biliyorsunuz. Ben Cumhurbaşkanı ve  Nihat Bey' le konuşana kadar da bu durum gizli kalmalı. Anladınız mı?''

Bir Asker Yareni HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin