Hey ben geldim!
Keyifli okumalar 👋🏻
▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤
44. Bölüm : SEÇİMLER VE YIKIMLAR
Sicim gibi yağan yağmur, açık havaya meydan okurcasına indiriyordu bir bir damlalarını. Gök, yağmuru reddediyor, yağmur yeryüzüne hızlı inerek hakimiyetini sürdürüyordu. Sanki uzun zamandır yukarıda pislik varmış da yağmur şövalye gibi zamanında ortaya çıkıp pislikleri temizliyordu. Benim zamanım diyordu...şimdi bizim zamanımız.
Bembeyaz odada, naklen yayınlanan televizyona bakarken sinirle masaya yumruğunu vurdu kadın. Kendine hakim olamayarak ayağa kalktı ve bağırarak masayı devirdi. ''Siz kimsiniz ha! Siz kimsiniz de benim milletime kalleşçe yaklaşıyor, insanlarımı öldürüyorsunuz. Sizi adi insanlar! Sizi gidi soysuz köpekler!'' Artık beyniyle değil duygularıyla hareket eden kadın vücudunun hakimiyetini yitirmişti.
Kilitli olan beyaz kapı hızla açıp, askerler bir bir içeriye doluştu. ''Kendinize gelin Sezgi hanım. Hemen sakinleşin!''
Askerin uyarısı bile sinirden kudurmuş, etrafa küfürler yağdıran kadını durdurmadı. İçerideki üst rütbeli asker, yanındakine işaret verdiğinde içeriye doktoru getirdiler. Anında kadının üstüne çullanan askerler, deliye dönmüş mahkumu tutarken doktor da sakinleştiriciyi vermişti.
Sezgi yavaş yavaş sakinleşirken gözünden bir damla yaş düşerek boynu bükük televizyona baktı. Ekranda te aşkı olan adam, yüzünde gururla etrafa bakıyordu. Sezgi ise bir bir damlalarını akıttı.
''Sonunda başardın Turhan, beni yendin sevgilim...''
İstanbul kasvetli havasından arınırcasına yağmurunu keserken Tarçın Hastane' sinin önünde sıra sıra polis araçları belirdi. Kameralar zanlıları polis araçlarına kadar takip edeceğinden, Zeynel Komutan' ın emriyle siyah bereliler ortadan kaybolmuştu. Görünmemeleri gerektiğinden sadece uzaktan gözetlediler.
Hastaneden bir bir ayrılan devlet bakanları ortak kararla, Türkiye' ye böylesine komplo kuran ülkelere dava açacaktı. Türkiye' ye desteklerini de esirgemeyeceklerdi.
Hengame, zaman geçtikçe biterken nerdeyse akşam olacaktı. Erva, bedeninin çok yorulduğunun farkındalığıyla kendisini odasına attı. Eş zamanlı olarak telefonuna bildirim gelmişti.
Kimden; Siyah Berelim
Güzelim Zeynel Komutan' ı uğurlamaya gidiyoruz. Sen bana adresi at, çok geçmeden orada oluruz.
Sevgilisine onaylayan bir mesaj attıktan sonra odada bulunan arkadaşlarına döndü. ''Saltuk ve Baturhan bize daha sonra katılacakmış.''
''O zaman ne duruyoruz?''
''Gidelim'' Selda ve eşi ayaklandığı anda Neriman' da kalkmıştı. İlk önce İnanç' ı hastanede ki görevli hemşireden aldılar daha sonra hastaneden çıktılar. Bugün herkes Selda' lara davetlilerdi. Çok nadir alkol aldıkları zamanları yad etmeyi planlıyorlardı. Bugünün güzelliğini bu şekilde çıkaracaklardı.
Erva hariç. Hamile olduğu için içmeyi düşünmüyordu. Bir bahane üretecekti.
Üç araba arka arkaya yola çıkıp kısa sürede gidecekleri eve vardılar. Erva bebekle ilgilenmeyi seçerken, Neriman ve Ferhat dağılan yerleri düzenliyor, Selda ise mezeleri ayarlıyordu. Hazır yemek sipariş ettikleri için yemek yapmalarına gerek kalmamıştı.
Yarım saat sonra kapı çaldığında Erva arkadaşlarına bağırdı. ''Ben açarım.''
Yiyeceklerin geldiğini bildiği için kucağında İnanç, elinde cüzdan ile kapıya çıktı. Tahmin ettiği gibi yemekler gelmişti. Parasını ödeyip içeri geçti. İnanç' ı yere bırakıp paketleri masaya koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Asker Yareni Hikayesi
HumorDünyayı sarsan bir virüs, iki ülke arasında çıkacak olan savaşa katılan dünya, kötü şartlara maruz kalan bir ülke ve bu ülkeyi kurtaracak iki kişi. Bir doktor. Bir asker. Ve o asker ölü bilinen bir asker, o asker kimselerin bilmediği bir komutan...