Yeni bölümleri hızlı hızlı yayınlamaya çalışacağım çünkü geçen bölüme bomba gibi düşen Virüs Projesi' ni idrak etmek biraz zor olacak. Ancak arka arkaya okursanız gerçeği anlarsınız.
Fazla konuşmayacağım
kokonatsuslu bu bölümü ona ithaf ediyorum. İlgileri için teşekkür ederim.
KEYİFLİ OKUMALAR !
▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪
12. BÖLÜM: MAVİ KOD ALARMI
Kadınların, her zaman kendine özgü sezgileri olurdu. Bazıları bunu altıncı his, bazıları ise bu durumu içinde ki sıkıntı olarak adlandırıyordu. Kötü bir şey olduğunda yada olacağını hissettiklerinde bir önlem alamasalar bile seziyorlardı. Aynı durum şuan ki iki kadın için de geçerliydi.
Karşılıklı oturmuş, askerler ile birlikte yemek yiyen kadınlardaydı çoğu askerin gözü. Ancak onların aklı yemekhanede olmasına rağmen tehlikeli virüsteydi.
Erva zorla da olsa interneti çekmiş ve eski zamanlar ilgili çokça araştırma yapmıştı. En önemlisi de hastahane başkanı Nihat Bey' e ve Başhekim Turan Gündüz' e de haber vermişti. Turan Gündüz çok uzun zamandır hastaneyi yöneten bir insandı ve yaşlı olmasına rağmen elleri hala neşter tutan bir insandı. Deneyimli ve bilgiliydi. En önemlisi de Sezgi Ünsoy' u açığa çıkartan, ölümleri engelleyen bir insandı.
Ellerinde ki tepsiler ile yemekhaneyi gezen, boş yer arayan iki siyah bereli komutan, çoğu askerinin baktığı yere baktı.
Erva ve Neriman hariç bütün sağlık görevlileri bir masada toplanmış yemek yerken, diğer iki kadın koskocaman masada karşılıklı oturmuşlardı. Aslında ekibin oturduğu masada hala boş yer vardı ancak onlar ayrı oturmayı ve düşünmeyi seçtikleri için ayrı bir masaya geçmişlerdi.
Birbirlerine bakan iki komutan da aynı şeyleri düşünerek genç doktorların yanına ilerlediler. Masaya doğru yaklaşırken, Baturhan' ın emrinde olan bir askerin masaya oturmaya çalıştığını gördüler. Baturhan elinde ki tepside sulu içeceklerin olduğunun farkındalığını umursamadan hızlı hareket ederek askerini yakaladı ve tam masaya oturacağı anda boynundan tutarak geriye çekti.
Saltuk bu duruma gülümserken, farklı dünyalara dalmış iki kadın şaşkınca onlara baktı. ''Yolunu şaşırıp yanlış yere mi oturuyordun aslanım?'' Baturhan' ın erkeksi sesi askerin şaşırmasına sebep olurken yutkundu. ''Hatalıydım, komutanım!'' derken hızla selam vermişti. Baturhan kaşlarını çatarak hala askerin ensesinde olan elini indirdi ve diğer elinde tuttuğu tepsiyi masaya bıraktı. Askerinin karşısına geçip, gözleriyle genç adamın bedenini yakacak şekilde baktı. ''Hatanı anladığına göre gidebilirsin'' Sert sözleri ve hareketleri ile bütün yemekhanenin kendisine bakmasını sağlayan soğuk komutan askerin daha fazla tırsmasına sebep olmuştu. ''Emredersiniz komutanım!'' Hızla oradan uzaklaşan askere hafif gülümseyerek hafif de sinirli bakmıştı.
Burada bulunan çoğu asker Neriman ve Erva' dan büyükken neden bu askerler bu kadar ilgiliydi ki doktorlara? Saltuk bir an düşündüğünde sorunun cevabı zihninde yankılandı. Çocuk ve minyon tipli iki kadın yaşlarını göstermiyordu. Haliyle oldukça genç gözüküyorlardı.
Zihni sinirini bozsa da gerçek hayata döndü. İşi vardı bu nur yüzlü, haylaz kadınla.
Masaya yerleşen iki komutana baktı genç kadın. ''Hayırdır? Askere söylediğini sen yapıyorsun? Yolunu mu şaşırdın'' Neriman kaşlarını çatarak karşısına oturan adama bakmıştı. Baturhan kadının sözlerine inat çarpık bir gülüş savurduğunda Neriman onun gülüşüne takılı kalmıştı. ''Hayır tabiki güzelim. Tam da yolumu bulduğum yerdeyim''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Asker Yareni Hikayesi
HumorDünyayı sarsan bir virüs, iki ülke arasında çıkacak olan savaşa katılan dünya, kötü şartlara maruz kalan bir ülke ve bu ülkeyi kurtaracak iki kişi. Bir doktor. Bir asker. Ve o asker ölü bilinen bir asker, o asker kimselerin bilmediği bir komutan...