Dünyayı sarsan bir virüs, iki ülke arasında çıkacak olan savaşa katılan dünya, kötü şartlara maruz kalan bir ülke ve bu ülkeyi kurtaracak iki kişi.
Bir doktor.
Bir asker.
Ve o asker ölü bilinen bir asker, o asker kimselerin bilmediği bir komutan...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤▪¤
43. Bölüm : ULUSLARARASI TOPLANTI
Beklemek, hiçbir beklentin olmadan yapılan en güzel eylemdir. Beklemeye değer kişiyi bulmak, koşulsuz şartsız onu gözlemek, ondan başkasını görmemek en güzel duyguların başlangıcıdır.
Hayatta buna değen yarımızı bulduğumuz zaman ya sen peşinden gitmelisin, ya da o peşinden gelmeli. Bir taraf diğerinin açını kapattığı zaman elmanın diğer yarısı olmuyor muydu?
Saltuk da bunu yapmıştı. Aşık olduğu kadın, öldüğünde bile kendini bekleyeceğini biliyordu. Nitekim bunca zaman da öyle olmuştu ama askeri birlikte bu sefer kendisini beklemediğine göre o kadınının yanına gelmişti.
İkisi de tercihlerinde özgürdü... Biri beklemeye devam etti, diğeri gelmeye.
Erva projeksiyonda, hazırladığı slayttan görüntüleri, salonda ki insanlara sunarken, hem bebeğinin babası olacak adam hem de sevdiği erkekle, her gözlerinin çakışmasında içinde ki kabaran duygulara engel olmakta oldukça zorlanıyordu. Elalarıyla öyle güzel bakıyordu ki adam, Erva onca insanı aşıp oracıkta sevdiğinin dudaklarına yapışmak istiyordu. O güvenli kolları nasıl da yakalamıştı? Nasıl da düşmekten kurtarmıştı ikisini...
"Diyaliz tekniği fikri çok iyi olmuş. Peki şu an hastaların durumu nasıl?"
Sağlık Bakanı, yanında çalışanları ile dikkatle Erva' ya bakarken cevap bekliyordu. Ancak aşılamadan sorumlu olan Turhan GÜNDÜZ konuşmaya dahil oldu. Erva' ya işaret çakıp diğer slayt sayfasına geçmesini istedi.
Erva kendinden istenileni yaptığında işaret parmağıyla gerekli yerleri göstererek konuşmaya girdi Turhan. "İlk üç gün düzenli olarak günde iki defa teste tabi oldular. Ve sonuçlar göründüğü gibi. Ayrıca kan örneklerine baktığımızda virüsün tamamen yok olarak yerine temiz kanı bıraktığını görebilirsiniz. Hastalarımız aşıdan sonra iştahlandı, vücut bulguları düzene girdi, ayaklanmaya başladı, taşıyıcı olmaktan sıyrıldı. Artık onlara hasta olarak hitap etmiyoruz çünkü onlar tamamen iyileşti. Hatta izninizle bir örneğini göstermek istiyorum."
"Nasıl yani? Buraya mı gelecek?" Türk Konsolosluğunun Bakanı kaşlarını kaldırarak tepki verdi. Biraz tedirgin olmuştu çünkü nasıl bir illet hastalık olduğunu biliyordu ve temaslılarla bir arada olmak dahi istemiyordu. Tam olarak aşının bulunması bile onu rahatlatmamıştı.
Cumhurbaşkanı ise kaşlarını çatarak konsolosluk bakanına baktı. "Bizim için bir mahsuru yoktur. Lütfen doktor hanımı içeriye alın."
