Bölüm 17

7.3K 317 29
                                    

Lütfen küçük yıldıza basmayı unutmayın.💫

Görebildiğim her yoruma cevap vermeye çalışıyorum ve yorumlarınızı görmek çok hoş.Yorumlarınızı belirtmekten lütfen çekinmeyin.💭

Wattpad üzerinden hesabımı takip edebilirsiniz💜

Iyi okumalar!🌼

×××××××××××××

"Allah be!"
Diye bağırıp üstüme atlayan Yiğit'le ortalık sessizleşti.

Semra Teyze araya girdi.

"Gençler işte."

"Kardeşimin üstünden elini çekmezse gençliği yanacak haberi yok."

Annem abime ters bir bakış attı.

"Şaka da mı yapmayalım?"

Abim koltuğa sinerken göz devirdim. Bu gün linç edilmelere doyamıyordu ruh hastası.

Nazlı tepsiyi eline alıp yanımıza geldi. Nişan ve sözü bir yapacaktık. Çalan kapı sesiyle duraksadık. Kimseyi beklemiyorduk ki biz.

Babam bana döndü. Kapıya ilerledim.

"Ha benim pamuk kizum!"

"Babaanne?"

Babaannem elinde kemençesi yanında valizi ve arkasında hiç beklemediğim biriyle kapıda duruyordu.

"Çeki bakayım ha şu tarafa. Uy ne kada da cüzel olmiş isun!"

Içeri girdi gözü önce elinde tepsiyi tutan Nazlı'da, makasla duran babamda kısacası salondaki herkesin üstünde yavaşça gezindi. En son bana döndü.

"Ettiğiniz fışkinin kokusi Tirabzon'a kada celdi."

Babamın karşına geldi.

"Ne yapaysunuz burda? Kızı mı vereysinuz? Ha bu gadın kim ki zaten! Bu kiz evlenir idu uşağı askere cider iken haber verirdiniz canum ne olacadi?"

Nazlı'nın elindeki tepsiye bastonuyla bir darbe savurdu. Tepsi yere düşerken gözlerini kıstı ve babama yaklaştı.

"Ananın cözlerine iyi bak hamsi kafali. Bizde söz senet idur."

Bastonu bana doğrulttu.

"Ha bu kizu,"

Bastonu arkamdaki bedene çevirdi.

"Ha bu uşağa vereceksinuz."

Abim ayağa kalktı.

"Babaanne ne diyorsun sen nişanlanacak ya bu kız! Ne başkası?"

Yiğit sinirle yere eğildi ve yüzükleri aldı kapıya doğru ilerledi. Gidecek sanarken bileğimden tutup eski yerine döndü. Salak kafam kapı tarafındaydım ya ben!

"Kusura bakmayın efendim ama sizin sözünüz bizim için bir şey ifade etmiyor. Benim için ifade eden tek şey yanımdaki torununuz."

"Oğuz'u sana verdim gittu!"

Abim göz devirip Yiğit'in yanından ayrılıp annemin yanına geçti.

"Siz benim ne demek istediğimi çok iyi anladınız efendim."

"Bu uşak hoş konuşiy ama boş konuşiy."
Diyen babaannemle Yiğit'e sokuldum.

"Babaanne ben bu uşağı tanımıyorum bile."

"Nasi?"

"Bildiğin tanımıyorum."

"Kiz senun çocukluk aşkın değil miydi ha bu uşak?"

Sevinç MahallesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin