Bölüm 28

5.4K 264 133
                                    

Lütfen küçük yıldıza basmayı unutmayın.💫

Görebildiğim her yoruma cevap vermeye çalışıyorum ve yorumlarınızı görmek çok hoş.Yorumlarınızı belirtmekten lütfen çekinmeyin.💭

Wattpad üzerinden hesabımı takip edebilirsiniz💜

İyi okumalar!🌼

Bölüm ithafı manyakbubju

•••••••••••••••••••••••••••••

Oturduğumuz yemek sofrası beklenmeyecek şekilde sessizdi.

Selim tekrar telefonuna dönmüş bir yandan mesajlaşıyor diğer yandan üstüne döke döke çorbasını içiyordu.
Önüne baksa görecekti çorbayı kendisinin değil, tişörtünün içtiğini.

Sera imali bakışlarla bir abisine bir bana bakıp gülerken Pars dikkatle tabletinden çizgi filmini izleyip yemeğini yiyordu.

Sarp'sa konuşmuyor sakin bir şekilde bitirdiği çorbasını görevlilerin almasını izliyordu.

Saatim 18.47''yi gösterirken günün doluluğu göz yaşartacak cinstendi.

Sabahın hırsız korkusu yaşamış sonra rezil olmuştum. Hemen ardından Sarp'la atışmıştım ve kolu kırılmıştı. Sonra hastaneye gidip Sarp'ın kolu alçıya alınırken Ataman Hoca'ya annemin köyden gönderdiklerini teslim etmiş, babamın gönderdiği çeyreği de vermiştim. Günümün çoğu daha ne olduğumuzun belli olmadığı  Sarp'ın öpücüklerinden kaçmam ve sataşmalarıyla geçmişti.

Birbirinden alakasız manasız bir ton şeyi tek bir güne sığdırabilmiştim.

"Kime yazıyorsun lan sırıtıyorsun bir saattir?"

Sarp'ın nazik sorusuyla dikkatim Selim'e yöneldi. Dolunay'a yazdığına emindim ama Dolunay'ın ona cevap vermeyeceğine de emindim.

"Benim çançinçona yazıyorum abi."

Göz devirdim. Çançinçondu şimdi de onun çançinçonu mu olmuştu? Bunu Dolunay duysa olacakları düşündüm. Bir ara gıcıklığına kullanacaktım çünkü neden kullanmayayım?

"O cevap veriyor mu bari?"

Sarp'ın alaylı sorusuna Selim ciddiyetle cevap verdi.

"Vermiyor abi. Az önce beni on yedinci kez engelledi."

"On yedi mi?"

Şaşkın sesimle bana döndü.

"He ya, on yedi! Sabahtan beri bizim çocuklara numara aldırıyorum! Bir babaannemin adına numara aldırmadığım kaldı."

Gülmeye başlayan Sera'yla bende kendimi tutamadım. Kafayı yemişti bu çocuk. Başka bir açıklaması olamazdı.

"Sen çıldırdın mı?"

Gülüşlerine ara verebilen Sera konuya dahil olduğunda Selim başını masaya yasladı.

"Hayır. Sadece gavurun birine aşık oldum."

"Dolunay'ın babası türk ve ailesi müslüman yalnız."

"Müslüman mı?"

"Evet. Neden şaşırdın?"

"Senin bu kankan ona yazmaya devam edersem inandığı dindeki lanetlerin üstüme yağacağını söyledi. Sabahtan beri bir yerlere çarpıyorum."

Sarp göz devirdi.

"Sen 28 yıldır sürekli bir yerlere çarpıyorsun zaten Selim. Lanet değil de sakarlık olmasın o?"

Sarp'ın cümlesiyle Selim'e döndüm. Demek 28 yaşındaydı. Benden 5 yaş büyük Sarp'tan 1 yaş küçüktü yani.

Sevinç MahallesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin