Bölüm 29

5.2K 209 36
                                    


Lütfen küçük yıldıza basmayı unutmayın.💫

Görebildiğim her yoruma cevap vermeye çalışıyorum ve yorumlarınızı görmek çok hoş.Yorumlarınızı belirtmekten lütfen çekinmeyin.💭

Wattpad üzerinden hesabımı takip edebilirsiniz💜

İyi okumalar!🌼

Bölüm İthafı ellocik

------------------------------------

Limonatamdan bir yudum daha alırken acıyan gözlerle Dolunay'ı izlemeye devam ettim.

''Benim ne günahım vardı da Allah bu çocuğu başıma verdi Asya? Ben bu güne bu gün kimsenin kalbini kırmamışım, hayrımı yapmışım neden benim başıma geldi bu çocuk ya! Gülme Asya! Hiç komik değil! Ya kalkmış bana diyor ki çançinçonun arkasına sevgilim eklenirse çok hoş olmaz mı? Manyak mıdır sapık mıdır anlayamadım bir türlü?''

Sabahtan beri haklı isyanını dinlerken duraksadım.

''Bana biraz abartıyormuşsun gibime geliyor. Selim o gün gıcıklığına sıkmadı ya üstüne kolonyağını bence amacı sadece tanışmaya çalışmaktı. İlkokulda seni seven çocuğun dikkatini çekmek için saçını çekmesi gibi bir şey bu Dolunay. Biraz tadını çıkarsan ya. Selim kötü biri depil silah olayını da anlattım sana. Onların işi silah mafya falan değiller.''

Dolunay'ın endişesi yüzünden eksik de olsa bir şeyler anlatmış ve susmasını sağlamıştım ama emindim eve gidince detaylı bir araştırma yapacaktı. Yapsındı, ben yaptığımda kötü bir şey bulmamıştım Dolunay'ın da bulacağını sanmıyordum. Hatta belki Selim'e biraz daha anlayışla yaklaşmasına neden olabilirdi. Sitelerde Sarp, Sera ve Selim'in boy boy fotoğrafları ve hayırseverlikleri hakkında yazılan yazılar vardı. Belki biraz yumuşamasını sağlardı.

''Aslında bende çok abarttığını düşünüyorum. Demir gibi birine benziyor bu Selim denen adam. Kötü birine benzemiyor. Bir şans vermeyi dene en azından. Baksana çocuğa bir küfretmediğin kaldı ama hala seni çekiyor.''

Eylül'ün sözleriyle gülümsedim. Kızlar günü yapmak iyi bir fikirdi. Dolunay'ı bir şekilde yumuşatmalıydık. Çöpçatanlıksa çöpçatanlık. Selim alnıma silah dayayacak kadar ruh hastası olsa da bu muameleyi hak etmiyordu. 

''Öyle mi diyorsunuz?''

Sesi yumuşamış gibiydi.  Fırsat bu fırsattı. Şimdi yumuşamazsa hiç yumuşamaz gibi geliyordu.

''Aman boşver kız Selim'i yeni mezun oldun. Gez çatır çatır ye paranı yakında iş hayatına atılacaksın zaman gezme zamanı. Bak bana bunun abisiyle sevgili oldum dağ ayısı şort giymeme izin vermiyor. Bekarlık sultanlıktır.''

Nazlı'ya ters bir bakış attım.

''Çok rahatsız oluyorsan abimden ayrıl Nazlı. ''

''Ay hele bu Selim'in kız kardeşi varsa sakın konuşma. Görümce hiç çekilmiyor.''

Dayanamayıp muzır sesine karşılık gülümsedim.

''Öyle mi olduk şimdi Nazlı Hanım?''

Gülümsemem onun yüzüne de yayılırken omzuyla omzuma vurdu.

''Şaka yapıyorum Serçe'm.Senin gibi görümceyi nereden bulacağım kız.'' 

Serçe'm.

Aklıma gelen Yiğit'le silkelendim o yokkende mahallenin Serçe'siydim ben. Bu kelime bana onu hatırlatmamalıydı. 

Sevinç MahallesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin