☀️51

1.8K 122 40
                                    

"Hadi Müge!" Nil'in seslenmesiyle "Tamam"  diyip bağırarak elimdeki son tabağı bırakıp dışarı çıktım. Dışarıda ateş yakmışlardı. Mert ve Nil bir yanına Çağrı diğer yanına oturmuş duruyorlardı.

"Geldim" dedim sessizce hepsinin yüzüne bakarak. Çağrı yüzüme bile bakmazken Mert ve Nil oturmam için beklentiyle yüzüme bakmışlardı. Ağır ağır Çağrı'nın yanındaki kesilmiş kütüğe oturdum.

"Selam gençler" İrem'in sesiyle kaşlarımı çatarak arkama baktım.

"Hoşgeldin" dedi az önce yüzüme bile bakmayan Çağrı arkasını dönerek.

"Hoşbuldum" diyerek gülümseyip Çağrı'nın diğer yanına oturduğunda suratımı astım.

"Otur diyen olmamıştı ama neyse" Nil iğneleyici bir şekilde laf sokarken Çağrı da "Nil!" diyerek uyarıda bulundu kendince.

Pek bir koruyordu eski sevgilisini.

"Abi şarkı mı söylesek, ortam çok güzel oldu" dedi Mert gergin ortamı bozmaya çalışarak.

"Aslında evde gitar vardı" dedi Nil gülümseyerek.

"Tamam o zaman ben gitarı getiriyorum, Çağrı da söyler" dediğinde Mert ayaklanırken Çağrı'ya döndüm.

"Senin sesin güzel miydi?" tam ağzını aralayacakken araya İrem girdi.

"Aa Müge hiç şarkı söylemedi mi sana? Bir de sevgilisisin, çok kötü"

"Senin adın Çağrı mı?" dedim kaşlarımı çatıp. "Ben Çağrı'yla muhattap oluyorum şuan, seninle değil"

"Evet güzel" dedi Çağrı samimiyetten uzak bir tavırla. Onun bu davranışıyla ben de bir şey söylemedim. Evet biliyorum bana sinirliydi ama o an öyle çıkmıştı işte ağzımdan.

Zamanı geri alamazdım.

"İşte geldim" dedi Mert elinde gitarla yanımıza doğru ilerleyip. Gitarı Çağrı'ya uzattı.

"Ee ne söyleyeceksin?" dedi Nil heyecanla. "Uzun zaman oldu seni dinlemeyeli"

"Bilmem" dedi omuz silkip. "Ne söyleyeyim?"

"Sorma Ne Hâldeyim'i söylesene" dedi İrem gülümseyerek. Kızın gülümsemesi bile iticiydi. Nil ile birbirimize bakıp yüzümüzü buruşturduğumuzda Mert bu halimize sessizce gülmekle yetinmişti.

Çağrı birkaç deneme yapıp şarkıya girişti.

"Gün ağarınca boynum bükülür
Dalarım uzaklara gönlüm sıkılır
Gün ağarınca boynum bükülür
Dalarım uzaklara gönlüm sıkılır"

Ellerimi çeneme koyup onu izlemeye başladım. Mert ve Nil ise birbirlerine kaçamak bakışlar atıyordu. İrem ise Çağrı'nın ağzına düşecek gibiydi.

"Sorma ne haldeyim
Sorma kederdeyim
Sorma yangınlardayım zaman zaman" Çağrı bana kısa bir bakış atıp tekrar önüne döndü.

"Sorma utanırım
Sorma söyleyemem
Sorma nöbetlerdeyim başım duman"

Nil ve Mert iyice birbirlerine kitlenmişlerken derin bir iç çektim.

"Ah bu yangın beni öldürüyor yavaş yavaş
Kor kor alevler yanıyor içimde
Aşkın beni kül ediyor"  Çağrı İrem'i takmayıp bana doğru bakarak söylemeye devam ettiğinde birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk.

"Kor kor alevler yanıyor içimde
Aşkın beni kül ediyor of"  Derin bir nefes alıp gitarı kenara bıraktı.

"Yeterli bu kadar" Mert ve Nil toparlanırken İrem ise "Çok güzeldi" dedi büyülenmişcesine. Göz devirdiğimde Çağrı'nın bakışları hâlâ üzerimdeydi.

"Bizi Müge'yle biraz yalnız bırakır mısınız?" dedi yandan bir bakış atarak. Nil ve Mert başını sallarken İrem ise "Niye ki?" diye sormuştu.

"İrem, Müge benim sevgilim ya hani belki bir şeyler söylemek istiyorumdur" dedi Çağrı tahammülsüzce. İrem'in yüzü düşerken ağzından "Peki" diye bir kelime çıktı sessizce. O da bizi yalnız bırakırken Çağrı'ya baktım.

"Ne konuşacağız?"

"Aslında yalandı" dedi derin bir nefes alarak.

"Ne?" dedim kaşlarımı çatıp.

"İlk çıktığımız zamanlar senden pek hoşlanmadığım doğru ama zaman geçirdikçe sana ısındım Müge. Birlikte olmaktan zevk aldığım, eğlendiğim nadir insanlardan biri oldun. Evet, sürekli atışıyoruz ama sana alıştım. Sonra senden hoşlandığımı farkettim. İlk haftamız bittiğinde sevgilisi olduğu için bir hafta daha çıkmalıyız diye yalan söyledim. Aslında öyle bir şey yoktu. Benim uydurmamdı"

"Ne?" dedim fısıltıyla. "Bir dakika, sen benden mi hoşlanıyorsun? Ve sırf ayrılmamak için yalan mı söyledin bana?"

"Evet" dedi sessizce. "Gitmeni istemedim. Çünkü biliyordum gitseydin geri dönmezdin"

Alayla güldüm. "Sen ciddi misin Çağrı ya?"

"Müge, Mert'le çıkmak istediğini biliyorum" dedi sertçe yutkunarak. "Bunu daha önce engellediğim için özür dilerim, beni affetmeni beklemiyorum. Ama artık özgürsün"

"Nasıl yani?" dedim tereddütle.

"Yanisi şöyle" dedi ve ayaklandı. Ben onu izlerken ellerini uzattı. Kaşlarımı çattığımda beklemeyip ellerimi tuttu ve beni oturduğum yerden kaldırdı. Kollarını bana doladığında ben ise ne yaptığını anlamaya çalışıyordum.

"Bitti" dedi sarılmış vaziyetteyken kulağıma fısıldayarak. "Sürekli ayrıl benden diyordun, al işte... Senden ayrılıyorum Müge. Bu ilişki burada bitti"

Olduğum yerde kalırken kollarını bedenimden çekti. "Ve üzgünüm, son kez sana sarılmak istedim. Söz veriyorum bundan sonra yoluna çıkmayacağım. Mert'le istediğin gibi mutlu olabilirsin"

_

Üzgün bir yazarkuş...

ayrıl benden | texting ✅[tamamlandı] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin