2.Bölüm

1.2K 57 8
                                    


Sabah uyandığımda her yerim tutulmuştu koltukta uyuya kalmıştım kendimi zorlaya zorlaya doğruldum. Üst kata çıkıp lavaboya girdim elimi yüzümü güzelce yıkayıp kendime geldim. Oktay'ın odasının önüne gelip kapıyı açtım. İçeri girdiğim de yatağında uyuyordu yanına yaklaşıp saçlarıyla oynadım. Alnını öpüp odama geçtim.

Dolabımın karşısına geçip kot jean çıkardım üstüme de beyaz tişört çıkardım dün geceki kıyafetlerimden kurtulup temiz kıyafetleri üstüme geçirdim. Saçlarımı yine acık bıraktım aynada suratıma biraz hareket getirdim. Çantamı alıp aşağıya indim mutfağa doğru yürüdüm. İlaç dolabından gerekli spreylerimi alıp çantamın içine koydum. Kapıya yönelip siyah babetlerimi ayağıma geçirip evden çıktım.

Durağa geldiğimde otobüsümün gelmesini bekledim çantamdan kulaklığımı çıkarıp telefonuma taktım. Rastgele bir şarkı açıp dinlemeye başladım. Otobüsümün geldiğini görünce ayaklandım otobüs durunca kendimi hemen içeri attım. Arkamdan koşarak bir çocuk daha binmişti gülümseyerek baktım hayatımda neredeyse en fazla 5 kere koşmuşumdur oda ağır tempoluydu. Direklerden tutunarak arka kısma doğru yürüdüm arkada ikili koltukların boş olduğunu görünce hemen cam kenarındaki yere oturdum.

Arkamdan gelen çocukta yanıma oturdu bana bakıp gülümsedi. Bende ona gülümseyip cama yaslanıp dışarıyı izlemeye başladım. Beş dakika geçmeden çocuk koluma dokundu. Elini uzatıp "Ben Kuzey." Dedi elimi uzatıp "Bende Nefes." Dedim çocuğun surat ifadesi değişti ama sonra tekrardan güldü.

"Çok güzel isim." "Teşekkür ederim." "Nereye gidiyorsun tabi sormam da sakınca yoksa." "Okuluma." "Sakın bana Atıl Üniversitesindeyim deme." Dediğinde kaşlarımı çatıp cevap verdim. "Ordayım sakıncası mı var?"

"Bende ordayım." "Ne güzel." "Burslu musun?" "Evet, otobüse bindiğine göre sende?" "Yo, hayır burslu değilim ücretli okuyorum." "Otobüste ne işin var." "Arabam bozuldu amcam derslere girmezsem bana baya kızıyor o yüzden ilk otobüse bindim hemen." "Amcan hoca mı?"

"Yoo," dediğinde gülümseyip konuşmasına devam etti. "Okulun sahibi." Kafamı onaylar bir şekilde salladım kulaklığımı takıp cama döndüm tekrar. Zaten gelmiştik otobüs durunca indim Kuzey de peşimden indi. "Hangi bölüm?" "İşletme." "Bende, konuşmayı sevmiyorsun galiba." "Çoğunlukla evet." Dedim gülümseyip.

Okulun önüne gelince "Gel seni arkadaşlarımla tanıştırayım." "Yok hiç gerek yok." "Ya gel sen." Diyerek elimden tuttu çekiştirdi.

Kafelerin olduğu bölüme doğru çekiştirdi beni bir masanın önüne gelince masaya göz attım en baştaki oydu. Bana korku adrenalin duyguların hepsini aynı anda yaşatan kişiydi daha adını bile bilmiyordum. Sinirle bana bakıyordu yine. Elindeki telefonu döndürerek gözlerini hiç ayırmamıştı benden. Yanımdakiler konuşuyordu ama duymuyordum kitlenmiştim. Kuzey kolumdan tutup "Arkadaşlar sizi biriyle tanıştıracağım." dediğinde herkes tekrardan bize baktı "Adı Nefes yeni tanıştım." Yanımda ki çocuk "Ben Ege." Diyerek elini uzattı elini sıktım sonra o çocuğa baktım. Egeyle ellerimize bakıyordu. Elimi hemen çektim. Kuzeyin yanındaki duran kız "Ben Cansu hoş geldin canım." Diyerek bana sarıldı. Onun arkasındaki "Bende Dilek." Dedi ve elimi sıktı. "Ben Can." Dedi Egenin yanındaki çocuk onunda elini sıkıp gülümsedim. Herkes o çocuğa bakıyordu o ayağa bile kalkmamıştı.

Kuzey "Kuzen sende selamlaşsana." Dediğinde çocuk ayağa kalktı ellerini masaya koyup "Benden habersiz gruba birini almak nerden çıktı?" Dedi sert biçimde.

"Kuzen almadım sadece tanışmanızı istedim." Başını sallayıp güldü dişlerini ve gülüşünü ilk defa görüyordum suratıyla gülümsemesi o kadar yakındı ki eşsiz bir uyum içindeydi. Ellerini masadan çekip geri yaslandı. Ayağıyla sandalyesini tekme atıp kafeden uzaklaştı herkes bize bakıyordu. Başımı öne eğdim sanki hepsi benim suçumdu. Dilek bana ters ters bakıp "Uran haklı o kim ki bizimle tanışıyor?!" Birden gözlerim Dileğe öldürmek istercesine döndü. "Tanışmak zorunda değilsin." Dedim "Hey sakin olun Uranın nesi var iki gündür?"

"Kimse bilmiyor sürekli başka yerlerde bizimle gecede çıkmıyor." Dedi Ege. Kuzey bana dönüp "Sen derse git Nefes, kusura bakma olanlar için." "Önemli değil senin suçun değil." Dedim.

Yanından uzaklaşarak 3 masa ileride oturan Adanın yanına gittim. Sandalyeyi çekince Ada bana baktı. "Ne oluyor kızım onların yanında ne işin var?" "Sakin ol Ada."

"Anlat." "Kuzeyle okula beraber gelmek zorunda kaldık sonra beni grubuyla tanıştırdı Uran mıdır nedir sinirlendi."

"Kızım sen Urana bir şey mi yaptın?" "Tanımıyorum bile dün sadece." "Ne sadece?" "Durakta otururken arabasıyla geldi beni eve bırakmak istedi bende istemedim sonra gitti."

"Şaka yapıyorsun." "Yok ne var ki bunda." "Kızım okulun sahibinin oğlu Uran kızlarla pek işi olmaz yani okuldan kimseyle birlikte olmamış sana böyle bir şey demesi şaşırttı peşinde bir sürü kız var."

"Aman boşver." Dedim. "Olan oldu." "Ben derslere girmeyeceğim eve gidiyorum." "İkinci günden emin misin Nefes?"

"Yorgunum ve kardeşime bakmam gerekiyor." "Tamam canım yarın görüşürüz." Diyerek oturduğu yerden kalkıp bana sarıldı bende ona sarılıp öptüm. Veda kısmı bitince okulun çıkışına doğru yürüdüm okuldan çıkıp durağıma yürümeye başladım. İlk gelen minibüs olmuştu minibüse bindim otobüs saatliydi ve az geçiyordu.

-

"Oktay yemek hazır." Oktay merdivenlerden inip masaya oturdu. "Abla?" "Efendim canım?" "Annem sana karşı neden böyle?" Bir an donakaldım.

"Nasılmış canım." "Sana kötü davranıyor ve sen sesini bile çıkarmıyorsun." "Nerden çıkardın böyle bir şeyi Oktay?"

Birden kolumu çevirdi "Annemin tırnak izleri abla." "Gördün mü?" Dedim "Bu zamana kadar olan her şeyi gördüm." Oktay'a sıkıca sarıldım.

"Kimseye bahsetmek yok babam şuan mutlu onunla ve bunun bozulmasını istemiyorum." "Bu kadar iyi olma abla." "Hadi hadi yemek soğudu." Dedikten sonra masaya oturduk yemeklerimizi yedikten sonra Oktay odasına çıkıp oyun oynayacağını söylemişti. Bende mutfağı toplayıp Toms'u dışarıya çıkardım beraber geziyorduk. Havada baya kararmıştı Toms birden hızlıca koşmaya başladı elimdeki ipte kaçtı.

"Toms oğlum buraya gel!" "Toms!" "Gel oğlum!" "Toms!" Ne kadar bağırsa mda göremiyordum orman yoluna doğru yürüdüm.

Toms'u havlama sesi gelince etrafıma bir bakındım. Kimse yoktu biraz daha yürüyünce yere bastığımda çıkan kurumuş yaprakların sesi vardı sadece. Arkamdan bir ses gelince yerimde zıpladım. Yavaşça arkamı dönmeye çalışırken bir el ağzımı kapayıp beni geri çekti. "Sessiz ol!"

SON NEFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin