5. Bölüm

902 50 2
                                        

Uran'dan;

Araba kullanırken Nefese döndüm evinin adresini soracaktım ama onu uyumuş görünce gülümsedim. Arabayı sahilde bir yere çektim Nefesin koltuğunu biraz daha geri yatırdım rahat etmesi için suratına baktığımda kusursuz bir güzelliği vardı. Duru ama duruluğunun altında bir hırçınlık yatıyordu onu da biliyordum. Arka koltuktaki ceketimi alıp üstüne örttüm. Bende koltuğumu yatırıp onu izlemeye başladım daha fazla bakmak istemeyip derin bir nefes alıp sırt üstü yatmaya başladım. Nefes çok güzeldi diğer kızlardan farkı hassastı ve çok güçlüydü hangi kız bu kadar kusursuzdu. Bu kusursuzluğu bozacağım günü sabırsızlıkla bekliyordum.

***

Okula gitmek istemiyordum bugün, dün geceden baya kötü olmuştum midem hala yanıyor gibiydi.

Kahvaltıyı hazırlamaya başladım masaya her şeyi kurduktan sonra "Oktay hadi geç kalacaksın!" Diye bağırdım yavaş ve ağır hareketlerle merdivenden indi.

"Geldim abla ne bağırıyorsun." "Elini yüzünü yıkadın mı?" Dedikten sonra tezgaha döndüm bir anda gözüm karardı tezgaha sıkıca tutundum.

Gözlerimi kapadım Oktay omzuma dokundu "İyi misin abla?" "İyiyim canım haplarımı aksattım." "Doktora gideceğiz abla en kısa zamanda." Gülümsedim. "Hadi çayın soğuyacak." Masaya oturup kahvaltımızı ettik "Annemler bugün geliyor." "Evet canım özledin mi?" "Hayır annemi sevmiyorum." "O ne demek Oktay benim bir annem olsaydı onu çok severdim yani isterdim sevmeyi isterdim bir annen olduğuna şükret o seni seviyor."

"Senide sevmesi lazım o zaman abla." "Zorunda değil canım babamı seviyor o yeter bana." "Ben nasıl babana baba diyerek sevdiysem oda sevmeli abla." "Oktay geç kalıyorsun okula hadi canım."

Oktay artık küçük değildi her şeyin farkındaydı anlıyordu annesinin nasıl biri olduğunu biliyordu. Oktay yanağımdan bir öpücük alıp kapıya yöneldi. "Dikkat et." "Sende." Diyerek evden çıktı.

***

Zil çalınca kapıya koştum oturduğum koltuktan babamla o kadın gelmişti. "Hoş geldiniz." Dedim gülümseyerek "Çekil şuradan." Dedi Canan Hanım üvey annem yani. "Bavulları odama çıkar." Tek tek bavulları taşımaya başladım yukarı odalarına. 3 bavulu taşıdıktan sonra oda odasına çıktı.

Kapı tekrardan çaldı kapıyı açınca babam gelmişti. "Hoş geldin baba." "Hoşbulduk kızım." Diyerek içeri girdi. Oturma odasına geçip direk koltuğa yayıldı. "Neler yaptınız sorun olmadı dimi biz yokken?" "Hayır baba her şeyi hallettim." Gülümsedi "Büyüdün artık kızım."

"Galiba baba." Dememle merdivenden inen Canan hanımı gördüm "Ne yaptın sen?" Diye karşımda bağırmaya başladı.

"Ne yapmışım yine." "Topuklu ayakkabımı nasıl alırsın?!" Diyerek yüzüme tokat atacakken babam elini havada tuttu Cananın.

"Bir daha sakın bunu deneme Canan." "Sana inanamıyorum!" "Şu pisliği nasıl savunursun bana?!" "Kelimelerine dikkat et Canan o benim kızım şimdi odaya çık ve sakinleş!"

Canan topuklarını vura vura odaya çıktı. "Gel kış bahçesine gidelim." Önümden giden babamı takip ettim babam balkonu açıp masaya oturdu bende karşısına geçtim.

"Seni sevmiyor, sevemiyor." "İyiyiz aslında çok nadir kavga ediyoruz." "Nefes yalan söyleme sana yaptıklarını biliyorum yeni öğrendim neden söylemedin?"

"Siz mutlusunuz baba bozmanı istemedim." "Benim Cananı sevdiğimi mi düşünüyorsun? "Sevmiyor musun?" "Annenden sonra o duyguyu yaşamadım." Derken suratı gülüyordu.

"Yirmi senedir her gün, her saat onu özlüyorum Nefes." Babamın gözlerinin dolduğunu ilk defa görüyrodum. "Bana bana biraz annemi anlatır mısın?"

Gözleri daldı gülümsemeye devam etti anlatırken "Masmavi gözleri vardı her baktığımda içinde kaybolduğum suratına bakmaya kıyamadığım bir kusursuzluğu vardı sarımsı uzun saçlarını çok seviyordum ben onun her şeyine aşıktım kızım." Dedi gözünden akan bir damla yaşı silerken.

"Çok güzel bir kadındı sen tıpkı ona benziyorsun güzelliğin, nezaketin olgunluğun, çılgınlığın..." Babamın masada duran elini tuttum "Anlatma babacım onu daha çok özlemene neden oluyorum."

"Onu zaten hep özlüyorum kızım." Dediğinde suratında acılı bir gülümseme vardı. "Ve sen onun bana tek emaneti seni öldüğüm zamana kadar koruyacağım kızım sana bir şey olmasına izin vermem." "Baba annem ölmüş gibi konuşuyorsun." Babam ağlarken benimde gözlerimde yaşlar birikmişti. Eliyle kalbini gösterdi "Benim için seni doğurduğu gün öldü ölmediğini hatırlarsam ondan nefret ederim ve ben ona hep aşık kalmak istiyorum."

Başımla onayladım ellerimle gözlerimdeki yaşlarımı sildim. "Canandan ayrılacağım." "Seni mutlu etmesini biliyor ama baba." "Beni mutlu edebilecek bir kadın yok kızım yirmi sene önce karısıyla mutluluktan ölen adam şuan yok."

Eliyle yanağımdan akan yaşı sildi "Sen üzülme kızım bundan sonra sadece ikimiz için varım." Gülümsedim.

"Hadi git elini yüzünü yıka." Kalktım gidiyordum ki kapının oraya gelince babam bir fotoğraf çıkartıp ona bakmaya başladı eliyle okşayıp gözlerinden akan yaşları silmeye başladı.

Hıçkırık sesini duyunca daha kötü olmamak için içeri girdim. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım cebimdeki spreyimi çekip kendime geldim.

Annemden bahsederken ne kadar da mutluydu gözlerinin içi parlıyordu babam bir kere aşık olmuştu. Başka kimseyi annemin yerine koyamayacaktı.

Keşke annemi tanısaydım babamın ona olan aşkından bahsetseydim eğer bilseydi karşısında onu bu denli seven bir adam var bırakır mıydı hiç?

SON NEFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin