Karşımda ikisi de öylece dikilmiş gülüyorlar beni görmelerine imkan yok ama mutlular Uran ve Peri. Gözlerimden akan yaşlara engel olamıyorum onları öyle gördükçe ben kötü oluyorum bir yanımda mutlu oluyor Uranı gülerken görüyorum sonuçta. Uranın eli Perinin belinde sıkıca kavramış bu kız benim der gibi bir hali var birbirlerine baktıklarında gülümsüyor Uran bir öpücük konduruyor Perinin yanağına. Gözlerimden akan yaşlara kalbimin ağrısına engel olamıyorum daha önce kalbimin hiç bu kadar ağrıdığını hatırlamıyorum. Uran ardından Periyi dansa kaldırıyor 'Sezen Aksu-Ben Sende Tutuklu Kaldım' çalıyor kalbim bir kerede daha parçalıyor daha ne kadar parçalanabilirse. Uran Perinin kulağına fısıldıyor "Ben sende tutuklu kaldım." Diye.
Gözlerimi açtığımda nefes nefese kalmıştım. Gördüğüm rüya? Rüya değildi, kabustu.
Kabus onu başkasıyla o şekilde görmek bizim yaşadıklarımızı o kızla yaşaması kalbimin bir anda ağrımasına sebep olmuştu.
Büyük bir dalganın kayaya çarpmasıyla kendime gelip etrafıma baktım bankta uyumuştum. Siyah kaplı defteri elime aldım ıslaktı yağmur mu yağmıştı?Ben ıslanmadığıma göre yüreğim ağlamıştı kalbim ağlamıştı uyurken bile ağlamak aşk bu muydu? Buysa ben aşık olmak ya da kalmak istemiyorum. Onun yüzüne bakıp yanında olmak varken ürkütücü soğuğun yanında bir tahtanın üstünde yatmak hiçte güzel bir şey değildi burukça gülümsedim oysa rüyamda çok mutluydu o kızı gerçekten seviyor muydu?
Aklımdan da kalbimden de çıkmayan tek bir soru vardı ona da "cennet kapım" diyor muydu? Hıçkırıklarım derinleşirken telefonumu çıkarıp babama mesaj attım.
Kime: Babam
Baba ben bir kaç gün ya da bir kaç hafta olmayacağım Uranla birlikte olmayacağım merak etme telefonu kapatıyorum.Diye mesaj attıktan sonra telefondan hattımı çıkarıp denize doğru yürüdüm hattı denize attım. Uranın beni bulmasını istemiyordum.
Ardından telefonumu cebime koyup yürümeye başladım kayaların üstünde. Sigarasını içen bir çocuk gördüm ona bakmadan ağlayarak devam ettim.
"Hey!" Dedi sigarasını içen çocuk başım eğik bir şekilde ona doğru döndüm. Ayakları ayaklarımın dibinde bitince eliyle yüzümü kaldırdı bu iğrenmeme sebep oldu. Eliyle hemen elini ittim. "Merak etme bir şey yapmayacağım." Yüzümü kaldırıp gözlerine baktım onun gözlerinde siyahın en kötü tonu vardı. Önüme dönüp yoluma devam ettim.
Koşarak yanıma geldi. "Git!" Dedim bağırarak. "Gitmeyeceğim." Umursamadan yola devam ettim. "Bana anlat rahatlarsın." Dedi bir sigara daha yakarken.
"Rahatlayabilir miyim sence kalbimi söküp alabileceksen rahatlayabilirim." "Bana bunu yapar mısın?" Afallamış bir şekilde bana baktı. "Kalbini değiştirebilirim küçük." Dedi. "Bu imkansız." Diyerek burukça gülümsedim.
"Onun bana ait olmasını sağlayabilirim."
**
Peri'den;
Uranın evinin kapısını çalınca kapıyı "Nefes!" Diyerek açtı. "Benim." Dedim kapıyı açıp bırakıp içeri doğru yürüdü.
Bir takım kablolar ve bilgisayar vardı masanın üstünde. Uran duvara yumruk attı bir kaç kere. "Sinyal yok mu?!" Dedi ağlayacak olan ses tonuyla.
"Efendim bulduk!" Dedi adam sesli bir şekilde. "Hemen gidelim." Dedi Uran heyecanlı ve umut dolu gözlerle. "Efendim." Dedi adam sesi kötü çıkmıştı.
"Efendim sinyal denizden geliyor." "Ne demek denizden geliyor lan?!" Dedi Uran bağırarak.
"İntihar etmiş olabilir." Dedi adımın sesi sonlara doğru alçalmıştı. Uran yumruk atmaya devam etti bir kaç kez.
Şimdi akıllık zamanıydı. "O bugün yanıma geldi." Dedim Uran büyüyen gözlere bana baktı beni duvarla arasına alıp boğazımı sıkmaya başladı.
Ellerini gevşettiğinde "Yalan söylüyorsun!" Dedi beni bir kenara savururken. "Aramızdan çekileceğini ama bunun bir bedeli olduğunu söyledi." "Ne diyorsun lan?!" Diye kükredi Uran.
"Para istedi benden." Dedim "Yalan söylüyorsun!" Dedi inanmayarak "Doğru söylüyorum yemin ederim Uran." Dedim ağlamaya başlayarak yalandan ağlamak benim için her zaman basitti.
Uran koltuğa oturup ellerini başının arasına aldı. Masaya tekme attı her şey yere devrildi.
"Gidiyoruz!" Dedi korumalar hareketlendi hep beraber evden çıktılar. Sahte yaşlarımı silip ayağı kalktım.
"Ve yine Peri kazanır." Diyerek gülümsedim.
***
Sahile geldiğimizde kayaların üstüne çıkıp bir şeyler aradım ona ait bir parça.
Dalış ekibi suya gece karanlığında dalmasını sağlamıştık zorla da olsa. Kayaların üstünde yürürken ayağım bir zincire sürtünce geri adım atıp eğildim. Bu onun kolyesiydi gümüş ucunda yeşil zümrüttü bulunan bu kolye ona aitti sabah evdeyken görmüştüm.
Elime alıp sıkıca sıktım gözlerimin dolmasına aldırış etmeden onu hissetmeye çalıştım "Cennet kapım neden yaptın neden?" Dedim kolyeye bakarken.
"Uran Bey!" Dedi dalış ekibi sudan çıktığında bir bayan ayakkabısı bulduk efendim." Dedi "Göster!" Diye bağırdım.
Siyah babetleri görünce dizlerimin üstüne çöktüm.
"Neden beni bıraktın cennet kapım?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON NEFES
Acción"Şuan uyuyorsun cennet kapım ben başına gelmiş seni izliyorum nasıl olduğunu anlamadığım bir kazaydı bu güzelim. Oysa ne mutluyduk dimi balayımıza giderken. Ömrümün son gecesiymiş meğer karşıdan gelen arabayı gördükten sonra anladım gerçekten de son...