21. Bölüm

530 25 0
                                        


Her şey çok uzaktı bugün. Uran gidince bu kalabalık şehir bile bomboş göründü bugün gözüme. Sabah gözümü
açtığımda yatağında hissedemedim onu. Mışıl mışıl uyuduğunu, görmek isterdim. Oysa ki o kadar çok istedim ki onu uyandırmayı bu sabah.

Saate baktım, ben daha burada gözümü açmaya zorlanırken orada hava bile aydınlanmamıştır diye düşündüm. Sonra zorladım kendimi, hayal ettim onu
küçücük hayalimde nefesini duydum önce başımı döndürüp baktım yüzüne, Loş bir ışık vuruyordu yüzüne.

O kadar derin uyuyordun ki, öpsem de hissetmeyecektin sanki. Bir öpücük kondurdum yanağının kenarına. Boynumda dolaştın sanki bir an, Her zaman uyanmaya yakın yaptığın gibi derin bir nefes aldın ve daha çok sarıldın bana.
Doğruyu söylemek gerekirse tüm gece onu hayal ettim ben.

Gözleri geldi gözlerimin önüne; bakışlarımla sevdim. Daha dün sabah binlercesini verdiğin öpücüklerini, öpücüklerimi hatırladım. Isındı içim.
Bir an olsun onu yanımda hayal ettim, uzakta olduğunu hatırlayıp garip hissettim.

Eksiktim sanki onsuz yarımdı sanki hayat.
Öyle garip hissettim ki, o olmasan ben de olmazmışım sanki. Sanki yarım kalırmış hep bir şeyler kahkahalarım bu kadar içten olmazmış sanki.

Ne değişirdi ki artık o sevdiği kadınla birlikteydi gözüm tekrardan dolmuştu kendi yatağımda uyanmış ama kalkamaz haldeydim çok yorulmuştum artık.

"İyi misin Nefes?" Diye sordu babam iyi olmadığımı bildiği halde. "O pezevenk getirdi dimi seni bu hale?!" "Düzgün konuş baba." Dedim sakinliğimi korumaya çalışarak hala ona laf söyletmek istemiyorum bir benliğim onunlaydı hala diğer benliğim kırılıp parçalara ayrılsa bile.

"Bir de bana mı savunuyorsun onu?!" "Baba yeter ölüyorum görmüyor musun?!" Babam yatağıma oturdu.

"Ona karşı ne hissediyorsun?" Dedi sakin konuşmaya çalışarak. Gözlerim daldı Uran geldi yine aklıma sanki çıkıyormuş gibi.

"Seni, senin anlayamayacağın bir biçimde seviyorum ben. Hani bir baba kızar ya, öfkelenir, döver ya hatta arkasında ayıplarla dolaşan evladını. Ve ama yine de umutsuzca sever ve uzatır ya ellerini ne zaman düşse dara. Hani hem reddeder onu evlatlıktan ve hem de ama içten içe kanar ya baba yüreği. Kanayan içini de sever ya evladıyla birlikte. Hayırsız, huysuz ve hatta topluma zararlı olsa da bile; ister ya içten içe onun toplumun en mutlu insanı olmasını. Ve hatta döner döner de bakar ya kendine: "Ben nerede hata yaptım." Diye. Çocuğunun tüm hatalarından sorumlu tutar ya kendini. İşte öyle. Sorumlulukların acı, sızı mutsuzluklarıyla... evlatlıktan reddedecek bir inatla seviyorum baba."

"Ama sen bilmezsin evlat ve baba ilişkisini." Dedim hıçkırıklarım çoğalırken babam bana sıkıca sarıldı. "Ben hep sana yakın olmak istedim kızım." Dedi geri çekilirken.

"Ama olmadın baba ben acı çektiğimde neredeydin ben tektim tek büyüdüm beni büyük bir dertle ortada bırakıp gittin hiç acımadın."

"Kızım güzelim her şeyi düzelteceğim." Dedi alnımı öperken. Alnıma bir öpücük koyup odadan çıktı.

Yastığıma daha da sıkı sarıldım oda şimdi o kıza böyle sarılıyor mudur? Ya da kız benim yatağımda mı yatıyor?

Peri başta masum şekilde bana gelmişti Urana bakmamı bile istemişti hepsi benim canımın yanması içindi.

Peki ya Uran sevdiğim adam? Bana en büyük kazığı atmıştı beni bırakmıştı "Önemsiz." Diyerek. Yastığıma dolan yaşlara engel olmadım akmalarına izin verdim.

Yağmur damlaları camıma vururken yatağımdan kalktım üstümdeki kısa kollu tişört ve uzun eşofmanımla dışarı çıktım.

Evin kapısını yavaşça kapadım gözyaşlarım bir anda kaybolmuştu yağmur mu ağlıyordu yoksa ben mi anlamamıştım.

Evden uzaklaşıp sitenin çıkışına doğru yürüdüm yürümedim koştum hatta. Ayaklarımın yere vurduğunda ki sesi bile özlemiştim.

Yağmur beni rahatlatmıştı iyi gelmişti yüzümde ufakta olsa tebessüm olmuştu. Siteden çıkarken güvenlikçi "Nefes kızım!" Diye bağırmıştı umursamadan koşmaya devam ettim sırılsıklam olmuştum.

Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... "üşüme" diye seslenmesini isterdim. Bir el olmasını isterdim, "özledim" deyip sarılmasını en karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmesini isterdim.

Kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmasını isterdim hayatıma. Gelseydi ve yaslasaydım başımı omuzuna, ağlasaydım doya doya geçerdi üşümesi yüreğimin, geçerdi üşümesi içimin, kirpiklerimde yağmurlar dumanlanmazdı biliyorum.

Olmayacaktı gelmeyecekti. Koşarak yoluma devam ettim bir kaç dakika sonra üstümdeki kıyafetler ağırlık yaptığı için biraz dinlendim nefes alışverişimi düzelttim.

"Üşüyeceksin." Dedi o ses sesine dahi aşık olduğum adam geldi gözlerim onu görmek istiyordu peki ya yüreğim? İhanete karşılık ne yapacaktım?

Olduğum yerde yerimde kaldım arkamı döndüm yavaşça o yanıma doğru yürümeye başladı hiçbir şey yapmadan onun gelmesini bekledim.

Uzun bakımlı parmaklarını dudaklarıma koydu konuşmamı istemiyor gibiydi gözlerinin içine baktım konuşmadan.

"Sen bana, yaşatabileceğin en büyük mutlulukları yaşattın. Her açıdan. İki insanın beraber tadabileceği en büyük mutluluğu tattık. Daha fazla savaşmanı istemiyorum minik gücün yok. Hayatını mahvediyorum, biliyorum, ancak bensiz de hayat devam edecek. Hayata devam edeceksin, biliyorum." Dedi elini yanağımda gezdirdikten sonra gözyaşlarım hala devam ederken.

Sevdiğim adam bana yaklaşıp alnıma bir öpücük koydu. "Devam et kaldığın yerden." Dedi aniden çekildi omzunu omzuma çarparak yoluna devam etti.

Öylece kalmıştım ona dönüp bakamıyordum bile veda etmeye gelmişti yere çöküp ağlamaya devam ettim.

Titremeye başlamıştım soğuktan yağmurdan en çokta söylediği sözlerden onun yaşamaya başladığı gün benim bittiğim gündü o gün bugündü.

SON NEFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin