18. Bölüm

593 26 0
                                    



Ne kadar süre geçti bilmiyorum ama o günden sonra hiç bir şekilde konuşmamıştım.

O soğuk odalara gittiğimde bile ağlamamıştım en büyük acıyı yaşamıştım zaten daha büyük ne olabilirdi ki?

Uran bir kaç gece yanıma gelip bana sarılarak uyumuştu hiç bir şekilde konuşmamıştım o benimle konuşmaya çalışıyordu ama benden bir tepki alamıyordu.

O tetiği bıraktığım zaman aklıma geldikçe gözlerimi sıkıyordum. Her uykuya daldığımda o görüntüler gözümün önündeydi.

Uranın yanımda uyuduğu gecelerde kabus görüp uyanıyordum uyku bu aralar belki de bundan sonrada bana haramdı.

İki tane koruma odama girince "Buyurun Nefes Hanım." Dedi eliyle kapıyı göstererek.

O soğuk ürkütücü odalara tekrardan gelmiştim ama bu kez götürdükleri oda diğerlerinden farklıydı.

Aydınlıktı ve bir masa vardı masanın etrafında ise mumlar ve yemekler vardı oldukça şık gözüküyordu.

"Buyurun." Dedi adam beni masaya doğru ilerletirken sandalyemi çekip oturmamı sağladı.

Önüme kapalı bir tepsi gelince "Açın ve hepsini yiyin aksi takdirde buradan çıkamayacaksınız." Dedikten sonra ellerini birleştirip dibimde beklemeye başladı.

"Ne bu?" "Isırgan otu genellikle sırgan otu deniliyor." Tepsi gibi tabağı açtığımda içinden yeşillik çıktı gülümsedim. Sadece ot şeklinde önümde duruyordu ne pişirilmişti ne başka bir şey yapılmıştı.

Elime bir tane aldım elimdeki yanma hissine engel olamadım hemen tabağa geri attım elimde küçük küçük kırmızı şişler oluşmuştu oldukça kaşınıyor ve yanıyordu görevliye baktım.

"Yemeyeceğim." Tam sandalyeden kalkacakken korumalar kolumdan tutup tekrardan oturdu. "Zorluk çıkarmayın efendim." "Bırak beni." Dedim bağırarak. Ardından girdiğimiz kapı açılıp içeri birinin girdiğini anladım ama arkam dönük olduğundan kim olduğunu anlamamıştım.

Görevlinin kolumdaki eli hızlıca çekildi görevli bir yumrukla yere düşerken Uran görevliyi yumruklamaya başladı. "Ona daha ben dokunmuyorum lan pezevenk!" Dedi bağırarak suratına kaç kere yumruk attı saymadım bile.

Adam benim yüzümden dayak yiyordu "Uran!" Diye herkesin duyabileceği şekilde bağırdım. Uran tam bir tane daha yumruk atacakken gözlerini bana çevirdi adamın üstünden kalkıp takıp elbisesini düzeltip yanıma geldi.

Kan olan parmaklarıyla ellerimi tutup beni dışarı çıkardı. Nereye gittiğini bilmeden elleri ellerimde beni sürüklüyordu.

Bir an durdum geri dönüp bana baktı. "Senden nefret ediyorum." Dedim ağlamaya başlayarak aramızdaki mesafeyi kapatıp dibime kadar geldi. "Bana yaşattıklarından yaptıklarından." Başım öne eğikti elleriyle çenemi kaldırıp alnıma bir öpücük koydu.

"Sende mutlu değilsin görüyorum." "Mutlu olmak kimin umrun da sen yanımda ol yeter." Tam yürüyecekken bir daha bana bakmasını sağladım.

"Ben senin yanında değilim Uran karşındayım seni öldürmek isteyen biriyim." Aslında bu konuda pek emin değildim ona git gide bağlanmak ona karşı bir şeyler hissetmem hiç normal değildi.

Gözlerimin içine baktı "Sen beni hep yanında bil çünkü yanındayım ama sen beni yanında bilmezsen işte ben o zaman..." Derin nefes alıp gözlerini kapattı.

Konuşmadı yanımızda duran merdivenlere oturduk ikimizde karşıya bakıyorduk hiçbir şey demeden dayanamayıp sordum.

"Benim gücüm kalmadı Uran." Dedim yaşlarımı silerken. "Güç, cesaret illa kükremek değildir. Bazen, gün biterken, usulca "Yarın yeniden deneyeceğim" demektir." Dediğinde olumsuz anlamda kafamı salladım. "Denemeye mecalim yok ya beni bırak ya da beni öldür."

"Bak Nefes." Diyerek bana döndü yüzünü "Beni sev ya da benden nefret et, ikisi de benim yararıma seversen hep kalbinde olurum nefret edersen hep aklında ama yanımdan gitmeyi bile düşünme sen benimsin son nefesini bile benim yanımda vereceksin."

SON NEFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin