acquainted 'hyunin ✓

6ー

6ー Ben oyunu kurallarıyla oynamayı ve kaybetmeyi sevmem.

-chase atlantic, friends-

merhaba arkadaşlar şimdi şöyle bir durum var ki, sevişmeleri esnasında geçen her şeyde, iki tarafta fazla zevk alıyor ve bu iki tarafın da hoşlarına gidiyor. fantezi gibi düşünebilirsiniz. nasıl desem... yani biraz daha baskın olan hyunjin, seks esnasında genel olarak ona itaat edilmesinden zevk alıyor (ilk sekslerinde fark ettiyseniz hyunjin oldukça otoriter konuşmuştu sürekli, çünkü domine etmeyi seviyor). aynı şekilde pasif olan jeongin'de partnerine itaat etmekten zevk alıyor (jeongin bir pasife göre oldukça dişli olduğu için bazen oyunbozanlık yapıyor lakin genel anlamda itaatkar diyebilirim).

anlayacağınız, ortada hyunjin jeongin'e/ jeongin hyunjin'e seks sırasında fazla sert davranıyor falan gibi bir durum yok. ikisi de bundan fazla zevk alıyorlar.

öyle düşünen olmamıştı henüz (ya da dile getiren) lakin olursa/olduysa diye belirtmek istedim.

ー

Soğuk su üzerimize düşerken ikimiz de alevler içinde yanıyorduk.

Evet, tam anlamıyla yanıyorduk.

Normalde ön sevişmeyi pek uzun tutmayı seven birisi değildim. Tabii hemen oldu bittiye getirmiyordum ama ön sevişmenin uzun olması hevesimi kaçırmaya başlıyordu.

Ama konu Yang Jeongin olduğunda, on saat dahi olsa ön sevişme yapabilecek birisine dönüşüyordum. Beni nasıl delirteceğini iyi biliyordu ve beni delirtmekten zevk alıyordu.

Uzun sayılamayacak bir öpüşmenin ardından elini önce karın kaslarıma ardından ise penisime götürmüş ve gözlerimin tam içine bakarken yavaşça sıkıp bırakmıştı. Burada, bilinmesi gereken bir şey varsa o da Yang Jeongin'in baştan aşağıya kusursuz olduğuydu. En ufak hareketinde bile erekte olmayı başarıyordum.

Ayarlarımla kesinlikle oynamıştı.

"İddiaya var mısın Jin?" demesiyle beraber yavaşça dizlerinin üzerine eğilmişti önümde. "Ne iddiası?" dedim sıktığım dişlerim arasından. Ciddi anlamda zorlanmaya başlamıştım.
Yang Jeongin beni zorluyordu.

Ve kendi sınırlarını.

"Eğer..." dedi ve işaret parmağıyla penisimin ucunda yavaşça daireler çizmeye başladı. "İki dakika içinde sadece ön sevişme ile boşalırsan, benim istediğim bir şeyi yapacaksın." Alaylı bir şekilde güldüm. "Ben kazanırsam?"

Kazanacağımı biliyordum. Sadece basit bir ön sevişmeyle erekte olmuş olsam da erken gelmeyeceğimden emindim.

"Ben de senin istediğin bir şeyi yaparım o halde, anlaştık mı?" dedi ve kafasını kaldırıp aşağıdan gözlerimizi birleştirdi.

"Güzel." diye mırıldandım.

Eliyle penisimi yavaşça okşamaya başlarken "İki dakikan başladı Yang." dememle beraber hiç istifini bozmadan, kaldığı yerden yavaş hareketlerle okşamaya devam etmişti.

"İlk benimle konuştuğun gün..." dedi ve penisimi avuçları arasına alıp birkaç dil darbesi bıraktı. Hilekardı. Hem de çok. Arada kısık sesli inlemeler çıkarıyordu ve ben zamanın nasıl geçtiğini anlamıyordum.

"Son bir." diye mırıldandım güçlükle. Kazanmam ve kendimi tutmam gerekiyordu.

Sadece bir dakikası kalmıştı.

"...sana bir şey söylemiştim. Hatırlıyor musun Jin?" dediğinde kesik kesik inlemeler ağzımdan firar etmeye başlamıştı. Arada küçük dil darbeleri bırakıp ince parmaklarını üzerimde gezdiriyordu. Her hareketinde daha da sertleşiyor ve kendime engel olmakta güçlük çekmeye başlıyordum.