12ー Benim arsız oğlanım.
-chase atlantic, heaven and back-
merhabalar.
beni takip edenlerin çoğu görmüştür, acquainted gibi cinsel içerik ağırlıklı bir kurgu daha yazdım. reklam yapmak gibi olmasın ama merak edenler ve ilgilenenler profilimden ulaşabilirler, adı "hotter than hell" yalnız o fic bundan bir tık daha ağır gibime geliyor :(
ー
Sinirliydim, hem de oldukça fazla.
İlk defa bu kadar sinirlendiğimi hatırlıyor bile olabilirim.
Minhyuk'u iki omzundan aynı anda sertçe ittirdiğimde sırtı sertçe soyunma odasının duvarına çarpmıştı. Ama o hala hiç canı acımamış gibi yaparak pişkin pişkin sırıtıyordu.
O sırıtan yüzünü yumruğumla bir güzel dağıtacaktım.
Hemen şimdi yaşanacaktı bu.
"Bana bak aptal piç kurusu, yalan söylemeyi kes artık. Fazla olmaya başladın." dediğim ve bir hışımla yanına ilerleyip güzel yüzüne sert bir şekilde yumruğumu geçirdiğimde dengesini kaybedip hafifçe sendelemişti.
Eli kanayan dudağının kenarını tutarken önce eline bulaşan kana baktı ve daha sonra gözlerini bana çevirdi. Yüzündeki siktiğimin gülüşü hala aynıydı ve bu benim daha da kendimi kaybetmeme sebep olmuştu.
Yakasına yapıştım ve tişörtünü yakalarından tutarken bedenini iyice duvara yasladım.
Kaslı ve yapılı bir bedene sahipti, tıpkı benim gibi. İstese, benimle savaşabilir ve bana karşılık vererek işimi oldukça zorlaştırabilirdi.
Ama yapmadı.
Aklıma kesinlikle bir planı olduğu gelse de şu an sinir gözümü öyle bürümüştü ki bunu göz ardı edeceğim kesindi.
Ellerim arasındaki yakasını sertçe silkelemeye başladığımda bir yandan da ona küfürler savuruyor ve yalan söylemeyi bırakmasını söylüyordum. "Yeter Hyunjin, aptal bir sürtük için bana yaptığın muamele hoş değil." demesinin ardından alayla gülmüştüm ve ellerimi yakasından çektim.
"Onun için yaptığımı mı düşünüyorsun?" dedim gülerek. Bu herif fena kaşınıyordu ve ben birazdan güzelce kaşıyacaktım.
"Başka neden olacak? Bu sefer de sen maçta onun götüne bakmak dışında bir şey yapmadın. Demek ki insanlara sevgili olduğumuzu söylemem umurun-" derken sözünü kesen şey ona attığım sert kafa darbesiydi. Ondan zaten haz etmiyordum, bir de Jeongin'le böyle konuşabileceğini sanması beni daha da sinirlendirmişti.
O kimdi de Jeongin hakkında bu şekilde konuşabiliyordu?
Burnunu tutarak sırtının yaslı olduğu duvarda aşağıya doğru kayarak yerde oturur hale geçti.
"Bir daha bu konuda yalan söylediğini duymayacağım. Yoksa seni çok fena benzetirim. Yalancı insanlardan hiç ama hiç haz etmem." dedim adeta suratına tükürür gibi ve spor çantamı alarak kapıya adımladım.
Diğerleri çoktan dağılmıştı tahminimce. Çünkü maç biteli neredeyse on beş dakika olmuş sayılırdı.
Kapı kolunu açtığım anda aklıma gelen şey ile beraber duraksayıp arkama döndüm ve gözlerimi hala yerde olan Minhyuk'un gözlerine diktim. "Bu arada, yanlış kelime kullandın. Sürtük değil, yalnızca benim sürtüğüm. Koca çeneni kapalı tutmazsan kendini bana sakso çekerken bulabilirsin, ayağını denk al orospu çocuğu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
acquainted 'hyunin ✓
Fiksi Penggemarbirbirine dişediş rakip olan iki fakültenin basketbol takımlarındaki hyunjin ve jeongin, arzularına ve tutkularına pek de göz yumamazlar.