3ー Kendini tutma, bundan hoşlanmam.
-the weeknd, blinding lights-
ー
"Kazanacağınızı biliyordum, herkes iyi çalıştı. Tebrikler." diyen koçla beraber sırıtmıştım. Sırıtmamla beraber koç, koluma çok yavaş olmayacak bir şekilde vurmuştu.
"İyi çalıştın Hwang." dediğinde gülümseyip kafamla onaylamıştım koçu.
Evet Hyunjin, dün soyunma odasına gerçekten iyi çalıştın.
"Dağılabilirsiniz arkadaşlar." diyen koç, önden önden gidip yanımızdan ayrılmıştı. Dün yaşadıklarımız, bir türlü aklımdan çıkmıyordu.
Bütün gece, sabah derste, her an aklıma geliyordu ve bu artık sinirimi bozmaya başlamıştı.
"Hep beraber bunu kutlamak için tavuk bira yapalım!" dedi Doyoung. "Olur. Bana uyar." diye kısaca onayladım. "Her zamanki yerde buluşalım 8 gibi o halde." diye devam etti Doyoung.
"Herkese uyar, değil mi?"
Herkes onaylamak için bir şeyler söylerken ben de ağzımdan olumlu anlamda bir mırıltı çıkarmış ve herkesten önce antrenman çantamı omuzuma asıp koridora çıkmıştım.
Otobüs durağına gitmek için okuldan çıkacağım sırada adımın seslenilmesiyle olduğum yerde durmuştum. "Hyunjin!"
Arkama dönmedim, sadece olduğum yerde durdum. Koşarak bana yetişti ve önüme geçti. Sesinden zaten kim olduğunu anlamıştım ama, önüme geçtiğinde iyice emin olmuştum. "Ne var?" dedim kabaca.
Kaba birisiydim ve herkes bu huyumdan nefret ederdi. Ve tabii onunla alakası olamamasına rağmen, dün soyunma odasındaki her kıvrımı aklımdan çıkmadığı için ona sinirliydim.
"Naber Jin, bugün hiç konuşmadık?" dediğinde dudaklarımı birbirine bastırdım. Aramızda bir cinsel temas yaşanması, ona aşık olduğumu falan göstermiyordu. Ve aramızda ne yaşandıysa yaşanmış ve bitmişti, neden nasıl olduğum umurundaydı?
Sen neden aranızdakilerin bitmesine rağmen bütün gün onun bedenini düşledin o halde Hyunjin? İşte buna verecek bir cevabım yoktu.
"Vay, kaptan... Bize kızmanın sebebi, onu kendine istemen miydi?" diye yarım ağızla konuşmuştu Minhyuk arkamdan gelip.
Sinirlenmemeliydim.
Gözlerimi Jeongin'e dikip yüz ifadesini incelediğimde çok değişmediğini fark etmiştim. Böyle şeyleri takmıyor olmalıydı.
"Kendinle beni bir tutman komik Minhyuk. Ben senin gibi düş kurmam, gerçekleştiririm." dedim ve alayla gülüp önümde duran Jeongin'i aşarak kampüsten dışarıya çıktım.
Minhyuk'un sinirlendiğini biliyordum. Anlamak hiç zor değildi. Onu bir an önce takımdan attırmak istiyordum. Çünkü ondan gerçekten haz etmiyordum. Yavşak herifin tekiydi.
Otobüs durağına oturduğumda sinirle ellerimi siyah saçlarım arasından geçirdim. Ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum. Dün aklımdan bir türlü çıkmıyordu ve her hatırladığımda... Bunu düşlemek utanç vericiydi ama o anları düşünerek kendime dokunmuştum.
Bu olduğum konum için iğrenç ve utanç vericiydi.
.
"O zaman kazanmamıza!" diye bağırmıştı Changkyun ve bira bardağını havaya kaldırmıştı tokuşturmak için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
acquainted 'hyunin ✓
Fanfictionbirbirine dişediş rakip olan iki fakültenin basketbol takımlarındaki hyunjin ve jeongin, arzularına ve tutkularına pek de göz yumamazlar.