8ー

6.6K 570 176
                                    

8ー Sadece sus ve ağzını benim için arala.

-stray kids, wow-

Jeongin kafamı fazla karıştırıyordu, hem de oldukça fazla.

Onu sadece cinsel ihtiyaçlarımı karşıladığım birisi olarak görmediğim kesindi, lakin ona karşı hoşlantı ve benzeri bir duygu beslemediğimi de biliyordum.

Aramızdaki ilişki sadece kazan-kazandı. İkimiz de birbirimize bir şeyler veriyorduk ve sonucunda kazanıyorduk, mutlu oluyorduk.

Bunu seviyordum.

Benimle olmak istemesini, altımda benim için ağlamasını, sikim için yalvarmasını, delirmesini, benimle oyun oynayıp beni çıldırtmasına bayılıyordum.

"Hyunjin biraz odaklan!" diye bağıran koçu duyduğumda elimdeki topu bir kere daha sektirdim ve turnike atmak adına potaya doğru koşmaya başladım.

Takımı iki bölüme ayırmış, ikili bir şekilde maç yapıyorduk.

Turnike atacağım sırada Haruto'nun bana block yapmasıyla beraber öylece kalakalmış, topu karşı takımdaki Haruto'ya kaptırmıştım. Siyah uzun saçlarımın arasındaki bana uğur getirdiğini düşündüğüm beyaz bandanamı tek elimle çıkarıp sahanın bir köşesine fırlattım.

"Hyunjin, iyi misin?" diyen koçu dinlemeden kendimi yere atıp sırtımı parke zeminle buluşturdum.

"Kaptan, neyin var?" diyerek yanıma gelmiş ve baş ucuma çökmüştü Juyeon. "İyiyim. Siz devam edin." dedim ve elimle devam etmelerini işaret ettim yattığım yerden kalkmadan.

Kafam çok karışıktı. Ne düşüneceğimi, ne hissedeceğimi, ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

Son zamanlarda hayatımda öyle değişiklikler oluyordu ki buna alışık değildim. Bu değişiklikler güzeldi, hoştu ama işimi daha da zorlaştırıyordu.

"Ben biraz dinlensem iyi olur." diye mırıldanıp yerden güç aldım ve ayağa kalktım. "Bomin, bir bakar mısın?" diye seslendim. "Ne oldu Hyun?" demesiyle beraber eğilip yerdeki bandanamı elime aldım ve Bomin'e geri döndüm.

"Koça da söyleyeceğim, bugünlük ikinci kaptan olarak yerime sen bak." dememle beraber kafasıyla onaylanmıştı beni.

"Tamam, sen güzelce dinlen. Turnuvaya en iyi oyuncumuz olmadan çıkmak istemem." dedi ve gülümseyerek koluma hafifçe vurdu.

Koça başımla selam vererek yurt odama çıktım.

Elimdeki anahtar sayesinde odaya girmemle beraber üzerimdeki formayı bir kenarıya atıp başımı iki yana yaslayarak kendimi rahatlatmaya çalıştım.

Odada gözümü gezdirdiğimde Donghyuck'un da olmadığını fark ettim.

Jaemin ve Yangyang zaten basketbol takımında oldukları için antrenmandalardı fakat bu saatte Donghyuck neden odada değildi onu anlamış değildim.

Kesin yine Mark Lee ile beraberdi. Bunu düşünmem hataydı.

Lisede olduğu gibi üniversitede, gece oda kontrolleri olmuyordu. Artık reşit olduğumuzdan olsa gerek gelip gelmememizi pek umursamıyorlardı. Yalnızca yurda belli bir saatten sonra girmek yasaktı.

Belki de dün gece gizlice girmeyi becerememiş, ya da Mark'la kalmak istemişti. Kesin böyleydi.

Hızlıca banyoya girerek soğuk suyun üzerime akmasını sağladım. İki elimi siyah, koyu saçlarım arasından geçirip bıkkınlıkla nefes verdim.

acquainted 'hyunin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin