7ー Kendini sakın o kızla bir tutma.
-the neighbourhood, daddy issues-
ー
İlk sınavımı yani hastalıkların biyolojik temelleri dersimin sınavını vermiş, yurda yürüyordum. Bu hafta sadece sınavım olacağı için bir bakıma daha az yoğundum. Çünkü dersler -her ne kadar pek dersleri dinlemesem de- sıkıcıydı ve o derse girmek bile beni sıkıyordu.
Antrenmanlara, ilk turnuvamız bitse de devam edecektik çünkü koç daha birçok turnuvaya bizi dahil edeceğini söylemişti.
Aslında bu benim için güzeldi. İyi basketbol oynadığımı düşünüyordum ve takım iletişimimiz birkaç kişi haricinde fena sayılmazdı.
Takım kaptanı olarak üzerime yüklenen sorumluluk, oldukça fazlaydı. Bir de vize haftam başlamıştı.
Kısacası, kafamı dağıtmaya ihtiyacım olduğu kesindi.
"Hey Hyunjin!" diye adımın seslenilmesiyle kaşlarımı çatıp yolun ortasında durdum ve sesin geldiği yere, tam arkama doğru döndüm. Bana doğru gelen Donghyuck'u görmemle bıkkınlıkla nefes vermiştim.
"Akşam Mark Lee ve ben, onun evinde bir parti veriyoruz. Geliyorsun sen de." demesiyle kafamı hafifçe sağa yatırıp Donghyuck'un yüzüne baktım. "Yurda belli bir saatten sonra girmemiz yasak."
Evet kafa dağıtamaya ihtiyacım vardı fakat partilik havam gerçekten de yoktu, gerçi Mark Lee'nin partileri oldukça ateşli ve eğlenceli geçerdi. Aynı bölümde değildik ama arkadaşı olduğum için beni çağırırdı her zaman.
"Hadi ama Hyunjin. Her seferinde nasıl yurda girdiysek öyle girebiliriz yine. Ayrıca istersek Mark'ın evinde bile kalabiliriz, eminim ki herkese bir oda verebilecek kadar büyüktür evi. Gelmemek için bahane uydurma bana." demesiyle iç geçirdim tekrar.
Ona hayır demek oldukça zordu.
"Pekala gelirim. Zaten kafamı dağıtmam gerekiyor."
"Güzel! Akşam görüşürüz." dedi ve koşarak birkaç adım ilerideki diğer bir arkadaşı olan Sungchan'ın yanına ilerledi.
Parti eğlenceli olabilirdi. Gerçi Mark Lee'nin bütün partileri eğlenceli olurdu, bunu sorgulamam bile hataydı.
.
"Kahretsin bu parti harika!" diyerek yanımdan ayrılmıştı Yangyang. Partiye beraber gelmiştik lakin dans eden kişilerin yanına doğru gitmişti. Bu haline histerik bir gülüş atıp ellerimi siyah, dar kot pantolonumun ön ceplerine koymuş, oldukça büyük olan evin içinde yürümeye devam etmiştim.
"Hwang, benim partimde seni eli boş görüyorum... Ölecek miyim yoksa?" diyerek kolu altındaki Donghyuck'la beraber yanıma gelmişti Mark. Dedikleriyle güldüm.
"Daha yeni geldim Mark." dedim gülerek.
Donghyuck ve Mark bir süredir adına sevgili demedikleri bir sevgililik yaşıyorlardı.
Hemen solumdan geçen kızı durdurdu ve sordu: "Elindekinden içtin mi hiç?" sorusuyla sırıttım. Her hareketini biliyordum, çünkü o her zaman aynıydı.
"Hayır şimdi içece-" dediği sırada kızın elindeki kırmızı plastik bardağı elinden çekmişti Mark. Bardağı bana uzatıp kıza döndü.
"Başka alırsın artık."
Beni tanıyordu ve bu konuda ne kadar titiz olduğumun farkındaydı. Birinin içtiği, yediği bir şeyi asla içip yemezdim.
Kız, bozulmuş yüzüyle yanımızdan ayrılırken Mark gülerek bana dönmüştü. "Asla değişmiyorsun." dememle dudaklarını birbirine bastırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
acquainted 'hyunin ✓
Fanfictionbirbirine dişediş rakip olan iki fakültenin basketbol takımlarındaki hyunjin ve jeongin, arzularına ve tutkularına pek de göz yumamazlar.