10ー

6.2K 575 234
                                    

10ー Bunu ne zaman diyeceğini bekliyordum.

-the weeknd, acquainted-

Jeongin'i kıskanmıştım.

Üstüne üstlük onu kıskandığımı kendim kabullenmiş, bir de onun karşısına geçip pişkince "seni kıskandım" demiştim.

Ona, onunla aramızdaki ilişkinin bu türden, birbirimizi kıskanabileceğimiz türden bir ilişki olmadığını binlerce kez söyleyen bendim ama günün sonunda onu kıskandığımı ona haykıran da yine bendim.

Tutarsızdım.

"Lan Hyunjin, nasıl geçti sınavın?" diyerek yanıma yetişmişti Taeyong. Kafam tamamen başka bir yerdeydi ama bunu söylesem on saat nedenini sorgulayacaktı ve açıklama yapmak istemiyordum.

O yüzden "İyi geçti Taeyong sunbae." diye mırıldandım.

"Ah doğru, sormam hata. Sen bölüm ikincisi falandın, değil mi?" demesiyle zorla sırıtmaya çalıştım.

"Aynen evet." diyerek geçiştirmeye başladım.

"Ya Hwang Hyunjin, sen benimle dalga mı geçiyorsun!" diye bağıran tanıdık sesi duymamla göz devirip yanımda benimle yürüyen Taeyong ile beraber durdum.

Bana doğru hızla yürüyen ikizim Yeji'yi görmemle derin bir nefes vermiştim.

"Selam Yeji." dedi Taeyong yanımıza varan ikizime dönerek. Hemen ardından da "Ben sizi yalnız bırakayım." diyerek bana el sallamış ve arkadaşlarının yanına dönmüştü.

"Senin bizim bölümde ne işin var?" dedim ve kollarımı önümde bağladım. "Dünkü sınavı gözün kapalı mı yaptın Hyunjin, Tanrı aşkına?" dediğinde kaşlarımı çatmıştım.

"Ne demek bu?"

"Okuldaki sıralamanı görmedin galiba." diyerek cebindeki telefonunu çıkartıp bir yerleri açmış ve bana göstermişti. Hep birinci, ikinci olduğum sıralamamda on yedinci olmuştum.

Kötü değildi bu sıralamam, bölümümüz kalabalık sayılırdı ama hiç bu kadar geriye düştüğümü hatırlamıyordum.

"Ne güzel." dedim ve omuz silkip önden önden bahçeye yürümeye başladım. "Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Annem canına okuyacak!" diyerek peşimden gelmiş ve önüme geçmişti Yeji.

"Olmuş bitmiş bir şey için elimden bir şey gelmez Yeji, demek ki yeterince iyi değilmişim." diyerek bahçeye çıktım ve mimarlık bölümüne yürüdüm.

Nedeni yoktu, ama şu an tek görmek istediğim kişi Jeongin'di.

Diğerleri ne düşünürdü benim mimarlık bölümüne onun için gittiğimi gördüklerinde bilmiyordum ama tek istediğim buydu.

Ve istediğimi de yapacaktım.

Bu zamana kadar aldığım en ama en kötü sonuçtu bu.

Annemin ya da babamın bana bunun için kızması sikimde bile değildi, bunca zaman derece yaptığıma saymalılardı. Ama bir an önce kafamı boşaltmalıydım.

Mimarlık bölümünün kafeteryasına girdim onu görebilmek için. Etrafta gözümü gezdirdiğim sırada, masada oturmuş bölümden arkadaşlarıyla sohbet eden Jeongin'i görmüştüm.

Kafamı boşaltmaya ihtiyacım vardı ve Jeongin benim yanımdayken kafamdaki her şey, düşüncelerim, sorunlarım hepsi birden uçup gidiyordu garip bir şekilde.

acquainted 'hyunin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin