30ー

3.7K 350 149
                                    

30ー Özel bölüm.

-darci, on my own-

Oldukça yüksek sesli müziğin çaldığı, ve herkesin sıkış tepiş ayakta durup dans ettiği salondan kendimi zorla koridora atmıştım. Ama koridor da pek farklısı sayılmazdı.

Herkes içip eğleniyordu. Sonuçta mezun oluyorduk ve eğlenmemiz gerekiyordu.

Aslında bu benim mezuniyetim değildi, benim daha iki yılım vardı ama Jeongin mezun olurken onunla beraber partileyip eğlenmek istemiştim.

Ki o da, kendi mezuniyet partisinde ortalarda yoktu.

Meraklıca etrafta bakınan gözlerim, henüz partiye yeni gelmiş olan Jeongin'i arıyordu. Bana geldim diye mesaj atmış ama tam olarak nerede olduğunu söylememişti.

"İç biraz ya, için geçmiş senin." dedi zar zor omzuma tutunarak ayakta durmaya çalışan Minho. Ve daha sonra elindeki kırmızı plastik bardağı elime tutuşturmaya çalıştı. Belli ki çoktan çakırkeyf olmuştu kendisi.

Ya da çoktan sarhoş olmuştu.

Minho, mimarlık bölümünden Jeongin'in son yıllarda yakın olduğu bir arkadaşıydı. Kendisi basketbol takımında olmadığı için daha önce görmemiştim. Ama iyi ve kafa birisiydi bu yüzden Jeongin'den çok ben onunla daha iyi anlaşmıştım.

Jeongin'in bütün arkadaşlarını yakından tanıyordum artık ve hepsi benim de arkadaşım olmuştu. Ama Minho, sanki benim arkadaşımmış ve Jeongin'le tanıştırmışım gibiydi.

Yani benimle daha yakındı anlayacağınız.

Uzatmadan elindeki bardağı alıp kafama diktim ve ona geri verdim. "Boş bardağı niye bana veriyorsun oğlum?" dedi ve yalpalayarak yanımdan ayrıldı.

Gözlerim hala daha Jeongin'i ararken bahçeye çıkmaya karar vermiştim.

Bahçeye çıktım ve cebimden bir sigara çıkartıp yaktım. Aslında içmiyordum, yani içiyordum ama nadiren, böyle bir ayda bir-iki kez falan. Ama Jeongin buna bile çok kızıyordu, gördüğü zaman anında elimden alıp yere atıyordu.

Bazen neden tıp okumayı seçtim diyerek kendime çokça kızıyordum.

Jeongin mezun olmuştu, hayatını düzene sokacak ve bir işe girecekti. Hatta yazın staj yapması için bir şirketle bile anlaşmıştı.

Benim okulumun bitmesine ise daha koskoca iki yıl vardı. Bu iki yılda Jeongin'den ayrı ortamlarda nasıl yapabilecektik bilmiyordum.

Zaten son dönemlerde derslerimin yoğunlaşmasıyla fazla görüşememiştik, şimdi o çalışacaktı ve ben okuduğum için daha az görüşecektik.

Onu her dakika, her saniye çok ama çok özlüyordum.

Her anlamda çok özlüyordum.

"Jin!" diye bağırdığında onun Jeongin olduğunu anında anlamıştım. Kafamı soluma çevirdim ve içeriden çıkıp yanıma adımlayan sevgilimde gözlerimi gezdirdim. Yanıma geldiğinde dudaklarım arasında duran sigaraya bakıp göz devirmişti.

acquainted 'hyunin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin