5ー

8.2K 640 560
                                    

5ー Seni kendimden asla mahrum bırakamayacağımı en iyi sen biliyor olmalısın.

-dktt, madem-

"Haydi arkadaşlar, bunu yapabiliriz. Çok çalıştık bunun için. Şampiyon olmadan, okulumuza geri dönemeyiz." demiştim kaptan olarak.

"Evet kaptan!" diye onaylanmıştım Doyoung tarafından.

"O halde yedi dakika içinde o piste çıkıyoruz, ve rakiplerimizi o piste gömüyoruz." diyen Taeyong'la sırıtmıştım.

"Evet, gömüyoruz onları. Yavaş yavaş hazırlanalım ve artık yavaştan çıkalım piste." dedim ve ellerimizi ortada birleştirmiştik.

Herkes, soyunma odasından ellerinde su şişeleriyle beraber pistte bize ayrılır, oturma yerine ilerlerken ben de saçıma uğurlu saç bandımı taktım ve siyah uzun saçlarımı düzelttim.

"Hyunjin haydi, acele et. Beş dakika kalmış." dedi Yangyang ve soyunma odasında beni yalnız bıraktı.

Kendimi soyunma odasının oturmak için olan kırmızı küçük bankına bıraktım ve derin bir iç geçirdim. Son zamanlarda kafam fazla doluydu ve normalde asla düşünmeyeceğim şeylerin üzerinde fazla düşünmeye başlamıştım.

"Jin." diyen sesi duymamla beraber kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken kafam soyunma odasının kapısına, sesin geldiği yöne dönmüştü. "Jeongin?" dedim şaşkınlıkla.

Onu burada görmeyi beklemiyordum. Evet, beni izleyeceğini söylemişti ama soyunma odasında ne işi vardı onu anlayamamıştım.

Sanki aklımı okumuş gibi, "Sana maçta başarılar dilemeye geldim." demiş ve girdiği odanın kapısını kapatıp hızlı adımlarla yanıma ilerlemişti.

Birden bacağını iki yana açarak kucağıma oturduğunda ellerim istemsizce beline gitmişti.

Ellerimin bu hareketiyle kıkırdayıp kucağıma iyice yerleşmiş ve iki elini yanaklarıma koyup kirazlı nemlendirici sürdüğü dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı.

Bir yandan hızlı bir şekilde dudaklarını dudaklarıma hapsederken kucağımda küçük hareketlerle bana sürtünüyordu. Ve sadece bu hareketi bile kafayı yememe sebep olabilirdi. Kendisinin ne kadar çekici olduğunu biliyor, ve bunu oldukça iyi kullanıyordu.

Dudaklarındaki kirazlı nemlendirici ağzımın içinde dağılırken bir elimi beyaz tişörtünün içinden sokup çıplak bedenini okşamaya başlamıştım. El hareketlerim, hoyratça öpen dudaklarıma karşın oldukça nazik ve sakindi.

Birden dudaklarını çekmesiyle kaşlarımı çatmış ve tıpkı bana yaptığı gibi gözlerinin tam içine bakmıştım.

"Maç başlıyor... Gitmelisin." dedi birleştiği anda büyüyen irislerimizle beraber ve dilini, az önceki nemlendirici sürülü halinden eser kalmayan dudağı üzerinde gezdirdi.

Hala nefes nefeseydik ve dediklerini idrak etmekte oldukça zorlanmıştım.

"Maç şu an umurumda bile değil Yang." diye mırıldandım ve dudaklarımı tekrar dudaklarına bastırdım.

İlk başta tereddüt etse de dudaklarıma hemen karşılık vermeye başlamış ve ellerini enseme atıp uzamış siyah saçlarımla oynamaya başlamıştı.

"Ve şimdi esneme hareketleri ile maça başlıyoruz." diyen hakemin sesini duymamızla asla ayrılmak istemediğim dudaklarını tekrar ayırmıştı sulu bir öpücükle dudaklarımdan. "Çıkışta, beni bul Hwang. Seni bekleyeceğim."

acquainted 'hyunin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin