Önümde yığılı halde duran kumaşlara dalgın bir şekilde bakarken, Paris'te yaşadığım son olaylı geceyi geride bırakıp, yoluma devam etmeyi başaramamıştım hala.
Jongin ile birlikte, Luhan'ı orada bırakıp Paris'in davetkar sokaklarında kaybolurken kendimde değildim. Kendimde olmam gerekiyordu, hiç değilse düşüncelerimi ayık tutmalıydım ama birkaç bira alıp, onunla birlikte bankta içmeye devam ederken, hiçbir şeyi düşünmüyordum.
Sadece onunla eğlenmeye devam etmek istiyordum.
Tam da o anda birisi karşıma geçip Jongin'in benim için ne ifade ettiğini sorsa tek bir kelime edemezdim. Üşümüş olduğunu bile hissettiğim dudakları ne zamandır öpmek istediğimi sorsanız size cevap veremezdim. Jongin'in hangi renk iç çamaşırı giydiğini ya da hangi pozisyonda daha çok zevk aldığını neden çok fazla düşündüğümü bilmiyordum ama ona yakın duruyorken düşündüğüm şeylerden birkaçı bunlardı. Arkadaşlık sınırını ihlal ederken, bir şeyler için geri dönüş olmadığını çok iyi bilirken, elini tutmaktan hiç çekinmiyordum.
Jongin sarhoştu.
Ben sarhoştum.
Birbirimize sarılıyor, anlamsız şarkılar söylüyor, düşecek olduğumuz anlarda birbirimize sıkıca tutunuyor, her şeye gülüyor, kaldırım taşlarının üzerine basarak oyunlar oynuyor ve isteği üzerine onu sırtımda taşıyordum.Odaya geri döndüğümüzde Jongin kısılmış sesiyle şarkı söylüyor ve etrafımda dönerek dans etmemi sağlıyordu. Her şeyi hatırlıyordum. Sarhoş olduğumun bilincindeydim ama her şeyi hatırlıyordum.
Bir rüya gibiydi.
İlk önce her şey yarım yarım ve karmaşıktı. Daha sonra hiçbir şey hatırlamamaya başlamıştım ama Jongin'i gördüğüm her an yaşadığımız şeyler bir bir gözlerimin önüne gelmeye başlamış ve çoğalarak devam etmişti.
Rüzgarların sesini dinleyen küçük çocuk
Kalbine gömdüğü saklı hazineyi açıyor
Saçlarındaki alevler göğü boyuyor
Korkma
Korkma
Yalnız kalmayacaksın, gökteki yıldızlar gibi
Korkma
Korkma
Asla ağlamayacaksın, geleceği görmüş gibi
Ejderha ile uyu
Şimşeklerle uç
Kollarımın arasında tutacağım seni sonsuza dek
Korkma
Korkma
Karanlık, içinde saklanan canavarları üzerine salmayacak bu gece
Kollarımın arasında tutacağım seni sonsuza dek
Sonsuzluğumuza dekO gece Jongin yatağımda, kollarımın arasında, yatıyorken bana bu şarkıyı söylemişti. Diğer günlerin aksine bana zorluk çıkartmamıştı odaya girdikten sonra, sadece biraz kusmuş ve pijamasını beğenmediğini söylemişti çocuksu bir şekilde. Geriye kalan her şey olması gerektiği gibiydi.
Sadece bir şey hariç.Uyumamıştım ve gün doğana dek onu izlemiştim.
Söylediği şarkının içinde geçen cümleler onun odasında bulduğum defterde yazıyordu. Bunun sıradan bir şarkı olmadığını sözlerini internette arattığımda anlamıştım.
Çünkü öyle bir şarkı yoktu.
Jongin şarkıyı söylerken şaçımı okşamış, çeneme minik öpücükler bırakmış, sanki ilgiye ihtiyacı olan kişi benmişim gibi davranmıştı.
Sanki korunmak istediği kişi benmişim gibiydi.Kötü olan şey sadece duygularımın çatışıyor olması değildi. Bundan daha kötü olan şey, Luhan'ı öylece bırakıp gittikten sonra işlerin beklediğimin tam tersi yönüne koşarak gitmiş olmasıydı. Toplantım iyi geçmiş ve Junmyeon'dan kocaman bir yıldız almıştım hani, hatırlıyor musunuz? O iş iptal olmuştu. İkinci kötü şey, Baekhyun'un doğum günü geliyordu ve ben henüz ne alacağımı bile bilmiyordum. Kafam o kadar çok doluydu ki hediye ya da sürpriz hakkında bile düşünmemiştim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
F. M. L. / SEKAI
FanfictionSehun işini kaybetmemek için davetli olmadığı bir partiye katılarak hayatındaki en cesurca şeyi yapmıştı. O partide işini kaybetmediği gibi yeni proje üzerinde çalışmaya hak kazanmıştı. Garip olarak tanınan, kendi kendine konuşan, kimsenin birlikte...