Yorumlarınızı eksik etmeyiniz 🐥
Sağ omzumdaki iyilik meleği Sehun'u susturmaya çalıştığım kaçıncı dakikanın içindeydim bilmiyorum ancak yatağımla kapının arasında volta atmaktan yorulmuştum. Kendimle yarışan beynim durmadan Jongin için üzgün olduğumu hatırlatırken bir yandan bu durumun beni ilgilendirmediğini söylüyordu.
Onunla aynı evde yaşıyor, aynı projede yer alıyor, aynı yerde çalışıyor ve en yakın arkadaşıma özel hayatınının tüm detaylarını dökeceğime yemin etmiş olsam bile bu durum beni ilgilendirmiyordu.
Ilgilendirmiyordu değil mi?
Doğum gününü hatırlamayı geçtim hangi gün olduğunu bile bilmiyordum. Unutmuşum gibi davranmama imkan bile yoktu yani. Üstelik Baekhyun'un biliyor olmasına şaşkındım, ona hediye almasına şaşkındım, tüm bunları aynı anda öğrenmiş olmama şaşkındım. Sınandığım başka bir gün diye düşünüp her şeyi bir rafa kaldırabilirdim ama Jongin yine kedisiyle konuşuyordu ve her şeyi, söylediği her şeyi, rahatça duyabiliyordum. Bunu zamanla unutacağını söylediğinde olduğum yerde durdum.
Lanet olsun! Tamam, tamam. Kyungsoo'nun da dediği gibi ondan sadece nefret ediyorum neden nefret ettiğimi bile bilmeden. Sadece diğerleri ediyor diye ancak kendi içimde küçükte olsa bir nedenim vardı. Jongin yüzünden Chanyeol'den azar işitmiştim daha önce ama bu unutulup gitmişti. Şimdi bunun üzerine çok düşünmüyordum. O zamanlar Jongin gerçek bir düşmanımdı ama zamanla bunu atlatmıştım.
Ve o yan odamda kedisiyle konuşurken bunu zamanla unutacağını söylediğinde kendimi kötü hissetmeye başlamıştım. Onun yalnız birisi olduğunu biliyordum, hiç değilse bu fark ediliyordu ancak Jongin düşündüğümden daha yalnız birisiydi. Baekhyun dışında kimse onun doğum gününü kutlamamış mıydı?
Bunun cevabı çok açıktı değil mi?
Ona acıdığım için bir şeyler yapmak istemiyordum. Ona acımak gibi bir niyetim yoktu. O, benden daha kötü bir durumda değildi sadece bana göre evde sıradan ama ajansta oldukça enteresan görünen birisiydi. Hareketleri garip olabilirdi ve konuşması da ama yine de doğum günü olduğu için ona günün geri kalanında kötü davranmamam gerekiyordu.
Onu ağlattığımı Kyungsoo'nun hiçbir zaman öğrenmemesi gerekiyordu yoksa bu gerçekten sonum olabilirdi. Dışarıdaki yağmuru göz önüne alarak ona pasta alamayacağımı anlamıştım. Daha fazla ıslanmak istemiyordum zaten hasta olmuş sayılırdım. Sakinleşerek düşünmeye çalıştığımda sanki Jongin buna engel olmak istiyormuş gibi yüksek sesle konuşmaya başladı.
Ağlama ve burun çekmesinin arasında 'çikolatalı süt' dediğini duyduğum anda resmen başımın üstünde bir ampul yandı. Jongin sıradan bir insan olamadığı için sevdiği şeyler sıradan şeyler değildi elbette. Doğum gününde pasta yemese onun için sorun olmazdı eminim. Odamdan çıkıp sessiz olmaya özen göstererek alt kata doğru yürümeye başladım.
Bana doğum gününün bugün olduğunu söyledikten sonra odayı o terk etmişti yanında kedisini götürerek ve bir daha odasından çıkmamıştı. Kyungsoo'nun gönlünü almak kolaydı ve ona alışkın olduğum için Jongin için ne yapmalıyım diye iki saattir düşünüyordum. Neredeyse gece yarısı olacaktı ama henüz ona hediye ya da doğum günü pastası yerine geçecek bir şey verememiştim. Kendimi affettirmemi sağlayacak bir şey yapamamıştım ama şimdi beni affedeceğinden emindim.
Terliklerimle mutfağa girdiğimde pizza kutularından en kısa sürede kurtulmam gerektiğini anladım anında. O pis kedi kokuyu takip ederek kapalı kapıyı bile açabilirdi. Jongin onu bu şekilde eğitmiş olabilirdi belki. Şimdilik kutuları boş verip Jongin'in dün gece kullandığı çikolata tozunu aldım raftan. Onu hızlıca tezgaha bırakıp buzdolabına yöneldiğimde dikkatimi başka bir şey çekmişti. Masanın üzerinde duran jelibon paketleri...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
F. M. L. / SEKAI
ФанфикSehun işini kaybetmemek için davetli olmadığı bir partiye katılarak hayatındaki en cesurca şeyi yapmıştı. O partide işini kaybetmediği gibi yeni proje üzerinde çalışmaya hak kazanmıştı. Garip olarak tanınan, kendi kendine konuşan, kimsenin birlikte...