12

1.4K 174 256
                                    

Jongin kendisi için tuvalet molası verdiğinde saatlerdir oturduğum sandalyeden kalkıp tutulan sırtım için söylenmeye başladım rahatça. Jongin masanın diğer tarafında tek bir kelime bile etmeden çizim yaparken, kendi üzerime düşen görevi yaparak kumaşları eşleştirmeye çalışıyordum. Yapacağımız proje ilk önce belirsizlik içindeydi, açıkçası hiçbir fikrim yoktu ama daha sonra Jongin ilerlediği projenin geçmiş ve geleceği birleştirme üzerine kurulu olduğunu söylemiş ve hiç değilse bir fikir üzerinde yoğunlaşmamı sağlamıştı. Fütüristik anlayışına pek hakim değildim, moda üzerinde fütürizm adı altında yapılan çalışmaları da bir gözüm kapalı takip ederdim hep. Jongin karşımda harıl harıl defterine çizimler yaparken konuyla ilgili görünmeye çalışıyordum ama pek beceremiyordum. Ondan yardım almam gerekiyordu ancak bunu dile getirmeye çekiniyordum. Bacaklarım sızlamayı kestiğinde kollarımı ileri geri hareket ettirerek masanın diğer tarafına doğru ilerlemeye başladım. Onun çizimlerinin hep övüldüğünü biliyordum, buna kendim şahit olmuştum. Şimdi ne çizdiğini görmek için içimde kol gezen merak duyguma engel olamadığımı hissettiğimde çoktan defterin başındaydım. Kalemleri kenara koyup defterin ilk sayfalarını çevirdim hızlıca. İlk sayfalarda gereksiz karalamalar vardı.

Şimdi çizdiğine emin olduğum çizime bakarken gördüğüm şeye inanamadım. Hayalinde hızlıca bir şey tasarlamış olması harikayken bunu anlaşılır bir şekilde kağıda yansıtması inanılmazdı. İtiraf ediyorum bundan etkilemiştim. Diğer sayfayı görmek için kağıdı çevirdim yavaşça. Beklentim artmıştı, onu tebrik etmek istemiştim.

Ama diğer sayfaya geçtiğimde ilk sayfadakiyle aynı çizimin olduğunu gördüm. Tıpa tıp aynısıydı. Diğer sayfayı, bir diğerini ve devam ederek son sayfaya kadar inceledim hızlıca. Geriye kalan sayfalar ilk sayfadaki çizimle bire bir aynıydı.

Yani saatlerdir aynı çizimi mi yapıyordu?

Kendimin kötü olduğunu düşünüyordum ama o benden daha kötü bir haldeydi. Hiç değilse renkleri eşleştirmeyi başarmıştım o ise aynı şeyi çizip durmuştu karşımda otururken. Tamam, dalgın olduğum için kumaş parçalarını bulanık bir şekilde görüyordum ve bu yüzden hepsi aynı renkmiş gibi algılıyordu beynim. Beni zorlayan ikinci şey ise iğneyi sürekli parmaklarıma batırmış olmamdı. Üzerindeki inci beyazı crop kavruk tenini çarpıcı bir şekilde ortaya çıkarmışken herhangi bir şeye odaklanmak zordu. Özellikle dün gece onu düşünerek kendimi rahatlattığım için her şey daha da zordu. Neden Baekhyun değil o, diyerek kendime sormaktan yorulmuş ve zihnimi özgür bırakmıştım bir yerden sonra. Sahi Baekhyun neredeydi? Geldiğimden beri onu görmemiştim hiç. Gerçi sabah kahvesini alıp onu masasında ziyaret eden bendim değil mi? Ama şu an Jongin ile bu odada tıkılıp kalmıştım. Diğer bir soru Jongin neredeydi? Tuvalet molası neden bu kadar uzun sürmüştü?

Defteri masanın üzerine bırakıp tekrar onun nerede olduğunu kontrol etmek amacıyla kapıya doğru çevirdim başımı. Günlük egzersizimi böyle yapmaya mı başlamıştım farkına varmadan? Koridorda gidip gelen bedenler arasında yeşil kafa yoktu. İçimde kötü bir his oluştu ve kendime engel olamayarak tıkılıp kaldığım odadan çıkmak için kapıya doğru yöneldim. Hayır Sehun, hayır. Bu çok kötü bir fikir. Bunu yaparak gururuna, aklına, bacaklarına en çokta uymak istediğin plana yazık ediyorsun diye yalvarıyordum beynime ama kim takar onu?

Jongin'in, Luhan için düzenlenen partiye takılmadığını kim iddia edebilirdi bana? O siktiğim herifiyle flört etmediğini, onunla eğlenmediğini, yanımdan kaçmak için tuvaleti bahane etmediğini kim söyleyebilirdi bana?

Yine de ona bir şans vermek istedim. Çünkü Jongin, ben ya da diğerleri gibi zeki ve sinsi değildi. Kedisine çok benzediği için o tüy yumağı gibi hareket ettiğini düşündüm ama lanet-- O kedi yatağıma tuvaletini yapmıştı be! Jongin'in bana yalan söylediği açık açık belliydi işte. Hızlı adımlarla erkekler tuvaletine girip ellerini yıkayan tanıdık yüzlere baktım. Jongin orada değildi. Sol, arka tarafta kalan kabinlere doğru ilerledim zaman kaybetmeden. Tek tek kabinlerin kapılarını tıklattım 'Jongin orada mısın' diyerek. Sabah, onun bana getirdiği ve gözümde iyilik meleğine dönüşmesine neden olduğu kahve artık midemi yakar hale gelmişti çünkü sinirlenmeye başlamıştım. Jongin burada değildi.

  F. M. L. / SEKAI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin