24

1.3K 168 255
                                    

Ben geldim 🐥

Nasılsınız?





Yağmur damlaları yüzüme vurmaya başladığında açık tuttuğum pencereyi yavaşça kapattım. Sokak lambalarını ve bomboş sokakları izliyordum yarı sarhoş halimle her şeyi unutmaya çalışarak. Saatin kaç olduğunu aklımdan çıkarmaya çalışıyordum ancak her dakika arayan Kyungsoo yüzünden ekrana kayan gözlerim ısrarla saati görüyordu. Buna rağmen kaç saat önce Jongin yanımdan gitmişti ya da kaç saat önce onu paramparça bir hale getirmiştim bilmiyorum.

Hiçbir şeyin farkında değildim.

Unutmak istediğim şeylerin arasına bir yenisi daha eklenirken, sırtımı koltuğa yasladım ve telefondaki çağrıyı tekrar reddettim. Kyungsoo bunun için bana çok kızacaktı belki ama umurumda değildi. Eve gitmediğimi, Jongin'i ağlattığımı, Baekhyun ile ilgili olan her şeyi öğrenmişti belki ama hiçbir şey umurumda değildi.

Herkesten kaçmak istiyordum.

En çokta kendimden.

"Sağdaki otelin önünde ineceğim." dedim, dakikalardır düzgünce bir adres vermediğimi fark ettiğimde. Parmaklarım acısını hala taze tutan  yanağımın üzerini kapatmak için adeta bana yalvarıyordu. Olan biteni hatırlamak istemiyordum ama elimde değildi. İçki dolu şişenin dibini görmüş olsam bile tadını çıkaramamıştım bu olay yüzünden. Taksi yavaşladığında inmek için kendimi biraz olsun toparlamaya çalıştım. Telefonumu cebime attıktan sonra hızlıca cüzdanımı çıkardım.

Başıma gelen 'en kötü olaylar listesinde' birinci sırada dayak yediğim o gece vardı her zaman. Bu gece Baekhyun'un aslında beni küçük kardeşi olarak görüyor olmasını mı birinci yapmalıydım yoksa Jongin'in kalbini kırıp, bunu çok geç fark ettiğim anı mı bilemiyordum.

Kendime bir oda tutup üst kata çıkarken düşüncelerim allak bullak olmuştu. İçtiğim içki midemden boğazıma dek yükselirken başımı asansörün aynasına yasladım.

Sadece senin mutlu olmanı istedim.

Jongin bu cümleyi defalarca tekrar etmişti gözyaşları içindeyken. Onun karşısındaki kişinin mutluluğuyla beslendiğini unutmuştum tamamen. Beni mutlu ettiğinde ufak bir çocuk gibi mutlu olduğunu unutmuştum.

Suçlayacak bir şey ya da birini arayıp duruyordum çünkü Baekhyun'un beni küçük kardeşi gibi gördüğüne bir türlü ikna edememiştim kendimi. Eğer Jongin yanımdan gitmiş olsaydı belki her şey daha kolay olurdu. Tek zararı kendime verirdim, onu hiç üzmezdim. Sarhoş bir şekilde eve geri döner, kendimi suçlar ve utancımdan birkaç gün boyunca işe gitmezdim ama böyle olmamıştı.

Anahtarla odanın kapısını açtığım anda, istemsizce yanımda benden daha sarhoş bir Jongin aradım. Küfürlerim koridorda yankılanırken kendime daha fazla kızdım ve kapıyı çarparak kapattım içeri girdikten sonra.

Üzerimdeki ceketi çıkarıp, yatağın üzerine attım ve doğruca kusmak için banyoya koşuşturdum. Bu dünya üzerindeki en kötü arkadaş bendim ve hiçbir şey bunu değiştiremezdi. Onu mutlu etmeye çalıştığım anlarda bile gözyaşları içinde bırakmamış mıydım? Her zaman bana anlayışlı olan Jongin iken bu yaptığım neydi? Bütün suçu onun üzerine atmıştım.

Ona, Chanyeol'ü bilerek çağırdığını söylemiştim.

'Onun geleceğinden haberim bile yoktu' dediği anda üzerine içki dolu bardağı fırlatmıştım.

  F. M. L. / SEKAI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin