F. M. L. / SEKAI

37 (M)

Jongin elbisesinin eteğini daha da yukarıya sıyırırken, ıslattığım parmaklarımı göğüs ucuna sürterek onu zorluyordum. Diğer elim kasıklarına yakın bir bölgedeydi, ağır ağır sürtünmesini destekleyici bir şekilde onu belli aralıklarla kendime çekmeye devam ediyordum. Dudakları yorgun bir şekilde dudaklarımdan ayrıldığında dilimi dudaklarımın üzerinde gezdirdim. Sürdüğü çilekli parlatıcının yüzümün her yerinde olduğuna emindim ama o tadın dilimin ucundan ve dudaklarımdan uzaklaşmasını istemiyordum. Parmaklarının zevk suyuna bulaşmış penisini sardığın gördüğümde gülümsemeden edemedim. Yüzünü  omzumun üzerine bırakırken, kısık sesle inlemeye devam etmesi, parmaklarımın başka yerlerinde olmasını istediğini açıkça belli ediyordu aslında. Göğsündeki elim aşağıya inerken teşekkür edercesine boynuma sokulmuş ve daha sonra ıslak ellerine dokunduğumda tıslarcasına bir ses çıkarmıştı dudaklarının arasından.

"Gözlerini kaçırma." dedim, penisini avucumun içine alıp okşamaya başlarken.  "İzlemeni istiyorum sevgilim."

"Sevgilim mi?" Elleri bileğimi kavradı hızlı bir şekilde. Kucağımda hareket etti ve saklandığı yerden çıkıp doğruca yüzüme baktı. Tek bir kelimemin onu onlarca farklı duyguya sokacağını asla tahmin edemezdim ama Jongin şu an kucağımda öyle duruyordu. Dudaklarında sevgilim kelimesinden ne kadar çok mutlu olduğunu anlamamı sağlayan tatlı bir gülümseme varken, gözlerinde şaşkın hatta endişeli bir bakış vardı.

Uzanıp burnunun ucuna bir öpücük bıraktım. Daha sonra sol yanağına ve gevşemesini umarak boynuna dek indim. Onu belinden tutarak kendime çekerken Jongin bana uyum sağlamış ve tekrar göğsüme yaslanmıştı ancak biraz önceki gibi keyifli görünmüyordu. Bir cevap istediği belliydi duruşundan.

"Sevgilim olmak istemiyor musun Jonginnie? Seni sevdiğimi, sana ne kadar çok değer verdiğimi, en küçük bir hareketinle bile bana istediğini yaptırabildiğini biliyorsun değil mi? Tüm bunları biliyorken hala ev arkadaşı olarak seninle bu evde yaşamamı beklemiyorsun öyle değil mi? Beni favori penisin olarak görmeni istemiyorum artık. Bunu zaten hiç istemiyordum sadece sana yakın olacaksam, eğer gece yatağında, kollarının arasında uyuyan tek kişi ben olacaksam diye sığındığım bir kabullenme şekliydi bu. Asla beni kendini tatmin etme aracı olarak kullanmanı istemedim. Ah.. Bunu düzgünce sormadığımın farkındayım, aptalın tekiyim! "

" Sormana gerek yok Sehunnie. "  Burnunu tüy yumağına iyi geceler öpücüğü vermeden önce yaptığı gibi burnuma sürttüğünde kocaman gülümsedim. Omzumun üstünden aşağıya kayan parmakları hafifçe sağ göğsümün üzerini okşadığında o da gülümsedi.  " Sadece bunu senin ağzından duymak beni şaşırttı. Hala bazı şeylerin gerçek olduğuna inanamıyorum. Ev arkadaşı olduk, kötü günler geçirdik ve hepsi puf diye kayboldu. Şimdi bana sevgilim diyorsun. Gerçekten inanılmaz geliyor."

"Alışana dek diyebilirim, asla yorulmam."

"Sehunnie..." Beni öpmeye başladığında iki elini de omzuma atmış ve tamamen kucağıma çıkmak için pozisyonunu değiştirmişti. Dizlerini koltuğa bastırıp kucağıma oturduğunda üstünlüğü ele geçirdiğini iddia eder gibi beni hafifçe geriye itti ve sırtımı tamemen koltuğa yaslamamı sağladı. Ona dokunmak için ellerimi sıcak bacaklarından yukarıya doğru çıkarmaya başladığımda, Jongin üzerime doğru eğilmiş ve artık soyunmaya başlamamın vakti geldiğini söylercesine tişörtümün eteğini yukarıya doğru çekiştirmişti. Eteğinin altından dolgun kalçalarını okşarken onu kendime çekmemek için direniyordum çünkü Jongin tişörtümü çıkarmaya çabalıyordu. Bir saniyeliğine kollarımı havaya kaldırdığımda agresif öpüşmemizi böldü ve tişörtümü çekip çıkardı sırtımdan. Bu bir saniye bile çok uzun bir zaman dilimiymiş ve ondan uzak kaldığım anda dudaklarım kurumuş gibi hissetmiştim. Jongin ellerini sıkıca yanaklarıma bastırıp beni kendisine doğru çektiğinde nazik davranmayı bir kenara attım ve ona aynı şekilde karşılık verdim. Onu kucağıma çekip yumuşak kalçalarını penisime bastırdığımda iniltisi ağzımın içinde yankılanmıştı. Avucumun içindeki kalçalarını sıkıp, kırmızı izler bırakırken Jongin utanmaz bir tavırla kalçasını geriye atıyor, daha fazlası için kıvranıyordu.