Biraz durgun bir bölüm oldu sanırım :( Diğer bölümde telafi ederim ❤️
Minik (M) bulunmaktadır 🐥
Lazzy ile birlikte Jongin'in odasının önünde beklerken, bu hafta içinde bunu düşündüğümden daha çok yaptığım geldi aklıma. Onun dışarı çıkması için söylediğim her şey gürültülü müziğin içinde kaybolup gidiyordu yine. Alnımı kapıya yaslayıp ayaklarımın arasında dolaşan tüy yumağına baktım.
Jongin kendisini odasına kapattığı ilk gün bunu yapma nedeni ona kızacağımı düşünmesiydi. Evde geçirdiğim zamanın sonuna gelip, ajansa geri döndüğüm için canı sıkılmıştı ve odamın duvarlarını pembe rengine boyayarak zamanını geçirmeye çalışmıştı. Ona kızmadığımı, sadece çok şaşırdığımı söylesem bile bana inanmamıştı. Bana sormadan böyle bir şey yaptığı için çok pişman olduğunu ve odasından çıkarsa odamın tüm duvarlarını eski haline getirmek için uğraşmak zorunda kalacağını söyleyip durmuştu. İkinci kez bunu yaptığında nedeni daha gülünçtü. Temizlik yaparken pencere kenarında duran saksılarımı yere düşürüp kırmış ve saklanmak için en uygun yer olan odasına sığınmıştı. Yeni çiçekleri birlikte alacağımıza dair onu ikna ettiğimde odasından çıkmış ve kocaman gülümsemişti. Bugün çirkin bangajından kurtulmuştu, aynı şekilde dikişlerinden de. Buraya kadar her şey yolundaydı zaten asıl mesele birkaç dikiş için saçının küçücük, minicik, kendisini odaya kapatacak kadar abartılmayacak kadar kazınmış olmasıydı. Ama Jongin çok çirkin göründüğünü, saçının asla eskisi gibi görünmeyeceğini ve saçının bu halde olduğunu ona daha önce söylemediğim için bana küstüğünü söyleyerek odasına kapanmıştı yine.
İstemeden suçlu olduğum nadir anlardan birini yaşıyordum. Onunla müthiş güzel bir hafta geçirmiştim. Her şey düşündüğümden daha güzel, sakin ve garip bir şekilde kırmızı alarmsız geçmişti. Evet, aptal hormonlarım aniden coşmamış ve beni aptal durumuna düşürecek herhangi bir durumun ortasında bırakmamışlardı. Beni duymayacağını bilerek bir kez daha kapıyı tıklattım.
"Jonginnie..." Onu çikolatalı süt içmek , çizgi film izlemek hatta daha sonrasında porno izlemek istediğimi söyleyerek kandırmaya çalışmıştım ama bana inanmamıştı. "Kyungsoo'yu arayacağım onunla konuşmak ister misin?"
Lazzy'i ne kadar çok seviyorsa beni terk edip, Amerika'ya yerleşen arkadaşımı da o kadar çok seviyordu. Bunun, onu odasından çıkarmasını dilerken ayaklarımın etrafında dönen tüy yumağına gülümsedim. Baban seninle çizgi film izlemeyi kabul etmedi biraz önce ama hala mutlu görünüyorsun!
Aniden müziğin sesi azaldı. O an evin ne kadar çok gürültülü olduğunu fark edebildim. Şikayet edilmediğimiz için sevinmeliydik aslında.
"Kyungie ile ne konuşacağım? Olmayan saçımı mı?"
O görmediği için rahatça gözlerimi devirdim. Saçları kısa bir sürede eski haline dönecekti niye bu kadar çok abartıyordu ki?
"Elbette hayır. Hastaneden çıktıktan sonra onunla çok konuşmadın eminim seni özlemiştir. Hadi ama! Çok uzun süredir odandasın Jonginnie, senin için endişeleniyorum."
"Seninle konuşmuyorum ben!" Tiz çıkan sesi kulaklarımı çınlattı. Kapıya daha sert bastırdım alnımı.
"Tamam. Tamam, benimle konuşmuyorsun anladım." Tekrar müziği açmasını istemiyordum o yüzden aklıma gelen ilk şeyi söyledim. Düşünmeden, ne kadar aptalca olduğunu bile fark etmeden söyledim. "Eğer benimle konuşmanı sağlayacaksa bana ceza verebilirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
F. M. L. / SEKAI
FanficSehun işini kaybetmemek için davetli olmadığı bir partiye katılarak hayatındaki en cesurca şeyi yapmıştı. O partide işini kaybetmediği gibi yeni proje üzerinde çalışmaya hak kazanmıştı. Garip olarak tanınan, kendi kendine konuşan, kimsenin birlikte...