6

1.4K 193 313
                                    


Güzellik uykuma çocukluğumdan beri özen gösterirdim. Annem her zaman uykunun çok önemli olduğunu, geç uyumamam gerektiğini söylerdi ve garip bir şekilde hep onu dinlemişimdir. Jongin ile yaşadığım garip olaydan sonra, yeni yatağıma da alışamadığım için uyumakta zorlanmıştım biraz. Kyungsoo'yu, onunla olan güzel anılarımı, beni nasıl tek başıma bırakıp gittiğini ve kapanış olarak nasıl Jongin'e aşık olduğunu düşünerek uykunun gelip beni bulmasını beklemiştim ama gelmemişti. Üstelik tüm bunları yaparken yan odada olan Jongin'in kendi kendine konuşmalarını dinleyip durmuştum.

Neden öyle davrandığını anlayamamıştım. Bu konuyu Kyungsoo'ya söylemem gerekip gerekmediğine henüz tam emin değildim çünkü Jongin ile aramızda tam bir konuşma bile geçmemişti. Sadece ona Kyungsoo'nun ne kadar iyi bir arkadaş olduğundan söz etmiştim ve o da bunu onaylamıştı gülümseyerek. Acaba kıskanmış mıydı? Kyungsoo'nun hem sevgilisi hem de en yakın arkadaşı olmak mı istiyordu? Bunu rüyasında bile göremezdi!

Uyku için kıvranırken işe gitmek için yatağımdan kalktım. Her zaman bunu yapmaktan nefret ediyordum ama yapmalıydım, para kazanmam gerekiyordu. Baekhyun için, kendim için, bizim için! Yatakta dönüp durduğum için dağıldığına yemin ettiğim saçlarımı parmak uçlarımla düzeltirken odamdan çıkıp Jongin'in 'çok sık kullanmıyorum' dediği banyoya doğru yürümeye başladım. O diğer banyoyu kullandığı için kendimce bu banyoyu sahiplenmiştim. Bugünün dünden daha iyi geçmesini dilerken alt kattan gelen seslerle birlikte olduğum yerde durdum. Kırılma sesleri bu dileğimin kabul edilmediğini mi söylüyordu yoksa Jongin sabah sabah tabak kırmayı seven aptalın teki miydi? İkinci seçenek olsun lütfen ikinci seçenek olsun! Kendimi banyoya atıp hiçbir şey duymamış gibi yapmaya devam etmeye karar verdiğimde yüzümün haline acımıştım. Solgun tenim daha da berbat görünüyordu. Hemen yüzümü yıkayıp kendime gelmeye çalışırken göz altlarım için Kyungsoo'nun dolabından aşırdığım kremleri sürmek aklıma gelmişti. Bu kara günler için bana yardımcı olacağını biliyordum canım dostum benim! Duş almayı kahvaltıdan sonraya erteleyip odama geri döndüm. Kyungsoo'dan çaldığım göz altı nemlendiricilerini sürerken işe yaramaları için tüm dilek haklarımı bir anda harcamış ve anında pişman olmuştum. Jongin bütün gün peşimde dolaşırsa ne yapacaktım? O zaman dilek haklarım ne olacaktı? Kremle işim bittiğinde aynadaki halime beşlik çakıp hızlıca odamdan çıktım. Koşar adımlarla Jongin'in odasının önünden geçerken bir şey dikkatimi çekmişti.

Kapısı açıktı.

Jongin'in odasının kapısı açıktı.

Açık kapılar her zaman dikkatimi çekerdi.

Ayaklarım alt kata inmek yerine onun odasına doğru hareket ettiğinde beynim buna karşı çıksa bile iç sesim onu tokatlayarak susturmuştu. Dün gece odasındaydım ama içeriye çok fazla bakmamıştım sadece onun yüzündeki iğrenç yeşil maskeye odaklanmıştım.

Odası dağınık değildi, hatta çok düzenliydi. Sol tarafta büyük bir açık elbise dolabı vardı. Hemen yanında ayakkabılığı duruyordu ve hepsi oldukça düzenli görünüyordu. Yatağının örtüsünün bile toplu olması bir anlığına canımı sıkmıştı. Her şeyi düzenli olan birisine benzemiyordu bile. Odanın sağ tarafında bir makyaj masası vardı üzerindekilere bakmak istediğimde perdelerin altında duran bir şey dikkatimi çekmişti.

En büyük ikinci düşmanım kedi!

"Demek buradasın.." Çenemi havaya kaldırıp korkusuzca ona baktığımda patisini yalamaya devam etti. Beni umursamıyordu bile. "Dün beni o patinle mi tırmaladın ha? Canım acıyor bunu biliyor musun? Mikrop kapabilirdim, bacağımı kesebilirlerdi, ölebilirdim. Ama sen önemsemeden hala tüylerini yalıyorsun. Sen... Sen tıpkı Jongin gibisin!"

  F. M. L. / SEKAI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin