Omzumda hissettiğim yumuşak dokunuşla birlikte gözlerimi hafifçe araladım. Derin bir nefes alırken, göğsümün üzerinde dolaşan sıcak parmaklar kıpırdamayı kesip tamamen hareketsiz kaldılar tıpkı omzumdaki yumuşak, harika öpücükler gibi. Başımı hafifçe sol tarafa çevirdiğimde Jongin dağınık yeşil - siyah saçları, şişmiş kahverengi gözleri ve yastık izi çıkmış yanağıyla bana bakıyordu gülümseyerek. Göğsümün üzerindeki parmaklarını tuttum uyuşuk bir şekilde. Tüm vücudum daha fazla uyumam için bana yalvarıyordu ancak böylesine güzel bir alarmım varken uykuyu boş verebilirdim.
"Günaydın." dedim, konuşabileceğimden emin olduktan sonra.
"Günaydın, seni uyandırmak istememiştim. Sadece senden önce uyandım ve hep yapmak istediğim şeyi yapıp seni izlemek istedim. Açıkçası bu düşündüğümden daha zormuş çünkü yanımdasın ve çıplaksın."
"Bundan sonra hep yanında olacağım." Ona doğru dönüp, kolumu beline attığımda kıkırdadı. "Ve ne zaman istersen soyunabilirim, bunun benim için sorun olabileceğini düşünmüyorum."
Çeneme birkaç ıslak öpücük bırakırken aynı zamanda popomu avuçlamış ve daha sonra izlediği çizgi filmlerdeki kötü karakterler gibi kahkaha atmıştı. "Seni bütün gün yatakta tutmak istiyorum Sehunnie."
"Bunu yapmanı isterdim ancak işe gitmeliyiz ve Kyungsoo kapıyı çalmayıp odana girmeden önce kalkmamız gerek."
Onu kaldırmaya çalıştığımda mızmızlanmaya başladı. Beni yatağın içine çekerken ellerinden birisi kolumu, diğeri gitmeyeceğini belli edercesine yastığını tutuyordu. Ona üç saniyeden daha fazla karşı koyamadım, hem uykum vardı hem de Jongin ile biraz daha vakit geçirmek istiyordum. Yavaşça üzerine çıktığımda bacaklarını belime sardı. Minik öpücüklerin arasında ona ne kadar güzel olduğunu söylüyordum, o da uyurken çok sevimli göründüğümü söylüyordu bana. Örtüye dolanan bedenlerimiz güneş ışıklarının dolduğu odada birbirine doyasıya sevgi gösterirken beklenen gerçekleşmişti.
Gürültüyle kapı açıldığında bıkkın bir nefesle başımı Jongin'in omzuna yasladım. Ne ile karşı karşıya olduğunun farkında olmadığı için şaşkın, gergin ve çıplak olduğu için utanmıştı. Kyungsoo gördüğü şeyleri hafızasında beş dakika bile tutmayacağı için sorun yoktu ama Jongin bu bilgiyi henüz bilmiyordu.
"Evin duvarların çok ince olduğunu biliyor muydunuz?" dedi, gülerek. Duydunuz mu günaydın demedi? Ukalalığımı kimden aldığımı aslında anlamış olmalısınız. Tamam, abarttığımın farkındayım Kyungsoo sadece ortamın keyfini çıkarmaya çalışan kişiden başkası değil. Jongin doğrulmaya çalıştı ama üzerinde olduğum için sadece başını hafifçe kaldırabildi.
"Üzgünüm Kyungie, eğer seni rahatsız ettiysek biz--"
Kyungsoo gülmeye başladığında yastıklardan birini ona fırlattım. "Siktir git buradan! Onu korkutacak herhangi bir şey yapmayı aklından bile geçirme!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
F. M. L. / SEKAI
FanfictionSehun işini kaybetmemek için davetli olmadığı bir partiye katılarak hayatındaki en cesurca şeyi yapmıştı. O partide işini kaybetmediği gibi yeni proje üzerinde çalışmaya hak kazanmıştı. Garip olarak tanınan, kendi kendine konuşan, kimsenin birlikte...